'Tweet'le gitti; 'like' ile döndü!

Bursaspor ilk yarısını çok kötü oynadığı maçta; kümede kalması neredeyse mucizelere kalmış Balıkesirspor'u 2-1 yenerek umudunu kalan haftalara taşıdı.

Böylece sezonun ilk maçında Emin Adanur'un attığı tweeti gurur meselesi yaparak istifa eden Mustafa Er, yeniden döndüğü yuvasına başlangıcı 'like' ile yapmış oldu.

İlahi adalet böyle bir şey işte. O maçta ıslıklanmıştı. (Adanaspor 1-1) Bu maçta tribünler soyunma odasından sahaya davet etti.

Deneme yanılma metoduyla galiba en doğrusunu bulduk!..

Sonuç itibariyle Mustafa Er en bu kulüp için en mantıklı tercihti;

Hatırlayın kovulanlarla getirilenlerin sirkülasyonunda(!) şakülümüz kaymış;

Sürekli yanlış ata oynayan eski yönetim geriye adeta bir enkaz bırakmıştı.

İşte şimdi camia ve kulüp olarak bu beceriksizliğin faturasını ödemekteyiz.

Bundan böyle skorlar ne olursa olsun; mevcut düzende devam ederek sezonun sonunu getirmek bir mecburiyettir.

Kümede kalırsak da böyle kalacağız, Allah korusun düşersek de böyle...

Er'in elinden sihirli değnek yok. Çünkü sezon başında yapılan transferlerin çoğunda kendisinin dahli yoktu;

Ara transferlerde gelenlerde de öyle.

Kadro; kapasiteleri sınırlı, yanı sıra katkı noktasında oldukça yetersiz, üstelik devamlılığı olmayanlar oyuncularla dolu.

Bu saatten sonra hoca bu kadroyu teknik taktik vererek değil, amiyane söylemle  'ya Allah bismillah Allahuekber' tarzı  hamasi söylemlerle dolduruşa getirerek oynatabilir!..

Balıkesirspor maçında bir kez daha görüldü ki;her pozisyonda eksiğimiz çok, resmen çeyrek takımız, böyle olunca ittire kaktıra oynamaya çabalıyoruz.

Maç sonunda Er'in yaptığı açıklamasına noktasına virgülüne katılıyorum.

Kalecisinden sol açığına oyuncuların üzerlerinde çok büyük bir baskı vardı. Hata yapmama adına olmayacak garipliklere imza atıldı.

Tercihlerin çoğunlunu yanlıştı; bir türlü oyun kuramayıp, topu önde tutamadılar.

Kanat organizasyonları da istenilen seviyede değildi.

Acolaste'nin sakatlığında alternatifi olması gereken Ofosu kadroya bile girememişti!. Azeri Alaskarov'daki performans düşüklüğü ise çıldırtacak düzeylerde.

Kanattan atağa kalkamazsanız maç kazanamazsanız.

Bugün bu sorun çok canımızı sıktı.

Tabii ön iberolarla, 8 numaralar üzerinden yapılan geçiş hücumlarında çok top kaptırıldığı için kontratağa çıkma becerisi iyice körelmiş durumdaydı.

İleri çıkmaya çalışırken, rakibin ayağına teslim edilen topların sonucunda kontra ataklara maruz kalındı.

Bereket Balıkesirspor bu noktada fazla etkili olamadı da, sonu hüzünle bitebilecek bir 90 dakikayı daha yaşayıp hüzünlenmedik.

Son 9 haftayı korku tünelinden geçerek tamamlayacağız.

Rahatlama şansımız sıfır, 'tamam oldu bu iş, kümede kaldık' deme de...

Dişimizi sıkacak, kalan maçların en az 7 tanesini kazanmaya bakarak bir mucize gerçekleştirmeye bakacağız.

Bunu becerebilirsek eğer; önce takımın başındaki Mustafa Er 5 sezon sonra aynen Trabzon'da olduğu gibi tarihe adını yazdırır; sonra da bugün skor ne olursa olun takımın arkasında sonuna kadar duracağını kanıtlayan taraftar.

Şimdi burada uzun uzun 'şu şöyle iyi oynadı, bu böyle kötüydü' diyecek halimiz yok;

Geçirilen zor zamanların yüzü su hürmetine bağrımıza taş basacağız.

Boşa geçecek tek maçımız bile kalmadığını da hatırlatalım.

Kabul ediyorum oyuncular kazanamamanın getirdiği baskıyla yoğun stress altında bulunsalar da; mevcut koşullar bu mazeretin kabul edilmesine izin vermiyor.

Artık durumun vahametini kavrayarak deyim yerindeyse kelle koltukta; ya da hani denir ya 'ölümüne oynamaya' mecburlar.

Bu takım ne olursa olsun düşmemelidir.

Böyle bu kötü son da sadece Bursaspor değil, koca bir şehir düşer, ülke ekonomisinin lokomotifi sanayimiz olumsuz etkilenir, hele medya babında karizma diye bir şey kalmaz.

Yeni yönetimin bütün olanaklarını zorlayarak; kulübün an itibariyle gereksinimi olan ekonomik sorunlarını çözümlemek için elinden geleni yapacağına inanıyorum.

 Tekrar ediyorum; bu sıkıntılı süreçte her kesim elini taşın altına sorarak desteğini sürdürmeye devam etmelidir.

Sözün özü;

Bugünden gayri görüş ayrılıklarımızı bir tarafa bırakıp; kümede kalabilmek için asgari müştereklerde buluşmayı Bursa olarak becermeye zorunluyuz.

Maçla ilgili hiç bir şey mi söylemeyeceksin derseniz!?

Mustafa Er'in ilk yarı biterken yaptığı iki değişikliğin İsmail Yüksek tarafına katılmıyorum.

Keşke oyunda kalabilseydi. Çünkü ortada topu tutup, kendine özgü vücut feykleriyle adam eksilten İsmail pasör özelliğiyle de katkı yapabilen bir oyuncu.

İkincisi stoperde Furkan Emre Ünver' riskli oynamaktan' mutlaka vazgeçirilmeli. Hep ileri oynamaya çalışsın. Geriye, yana pas yaparken bir gün kaptıracağı topla çok fena bir gol yedirecek takıma. İkinci golün asistini yapması; kendisini eleştirmemize engel değildir.

Üçüncüsü; iki yabancı Bifouma ve Petro henüz hazır değil ve devamlılıkları da yok. Geldikleri kulüplerde yattıkları için (!) takıma adaptasyon sorunları had safhada.  Ağır oldukları için pozisyon almada da sıkıntı yaşıyorlar.

Dördüncüsü böylesine bir zayıf rakip önünde öne geçtikten sonra geriye yaslanıp, zamana oynamak akıl karı değil. Hücuma adam gibi çıkabilsek en az 3 4 farkla bitebilirdi maç.

Maçın en güzel hareketi; Bursalı olmanın verdiği refleksle attığı kafa gole sevinmeyen Sedat Dursun'dan geldi.

Aferin Sedat; kutluyorum seni...

Bitiriyorum...

Sadece kazanılan 3 puan sevindiriciydi. Yoksa takım bir şey oynamadı.