Çok mu istiyorlardı şampiyon olmayı;

Yoksa 'bu sene olmazsa, seneye çıkarız' varsayımı; bir alternatif olarak ajandalarının gündemlerinde mi idi bilemeyeceğim de;

Nilüfer FK'nın kendisine bir puanın bile yeteceği maçta Yeni Çanspor'u 3-0 yenerek Türkiye 3. Ligi'ne yükselmesi çok güzel oldu, çılgınlar gibi sevinmek haklarıdır.

Nilüfer FK yola başarmak için çıkanların, doğru planlama ve organizasyon ile sonuca bir şekilde ulaşabileceğinin en canlı ve somut örneği olduğu için; bu yolda yatırım yapmak isteyenlerin de yeni rol modeli olacaktır.

Şampiyonluklarına bir de bu gözle bakmak gerekiyor.

Bursa'nın futbol portföyünde 'özel bir kulüp olma isteğini' denedikten sonra vazgeçenleri bildiğimiz için; bu şampiyonluğu ucu açık bir başarının iz düşümü olarak kabul etmek istiyorum.

Nilüfer FK, Nilüfer Spor Kulübü bünyesinde yer alsa da; kendine özgü yönetimi ve fark yaratan şube statüsüyle uzun ömürlü bir futbol geleceği vaat etmekte Bursalı spor severlere.

Yönetiminin yanı sıra; içinden çıktığı ilçe ile şehrin de sahiplenebileceği yeni bir marka değeri gibi durmakta.

Bursaspor'dan aradıklarını bulamayanların yeni sezonda Nilüfer FK maçlarının sıkı takipçileri olacaklarını tahmin ediyorum. 

Gözbebeğimiz, gönlümüzün vazgeçilmezi Bursaspor'un da küme düşmesiyle seneye Bursa Türkiye 3. Ligi'nde rekor sayıda takımla (4 ) temsil edilecek.

(Yıldırımspor, İnegöl Kafkas, Nilüfer FK, Bursaspor)

Kabullenemesek de, içimize sinmese de Bursaspor artık en alt profesyonel ligde.

Bir zamanlar dudak bükerek geçtiğimiz bu yeni mecra; artık yeni mekanımız!

Tribün terminolojisi ile 'enflasyon düşer, hükümet düşer, Bursaspor... düşer' tekerlemesi! artık gerçek olduğuna göre;

Seneye bu ligde yer alan ilimizin diğer temsilcileri belki grupta, belki sonraki aşamalarda gerçekten rakiplerimiz olacak ve bu kez profesyonel bir platformda kendileriyle 'Bursa derbilerinde' puan savaşı yapacağız.

Bursasporlu olmasının yanı sıra; örneğin Nilüfer FK ya da Yıldırımspor'la da gönül bağı olan sporseverin; kalbinin iki yarısında sakladığı sevdalarının kendi hedefleri doğrultusunda vereceği ortak mücadelelerinde nasıl bir tavır takınacağını, doğrusu ben kendi payıma şimdiden çok merak ediyorum!

Selda'nın o dillere pelesenk olmuş 'öyle bir yerdeyim ki' şarkısı geliverdi aklıma bir anda;

'Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe;'

'Bir yanımız Bursaspor; diğer yanımız X.'

Bugün İbrahim Yazıcı Stadında Nilüfer FK'nın şampiyonluk maçını izlerken; gelecek yıl kendi adıma ayni maçın farklı hedefindeki takımların mücadelesinde nasıl bir konum alacağımızı da geçirdim aklımdan;

Bursalı olmanın verdiği aidiyet duygusuyla; çoğalan futbol portföyümüzde içimden birini diğerinden ayırmak asla geçmez;

Düşünüyorum da ben önce Bursasporluyum';

Sonra diğerleri!

Peki nasıl olacak şimdi?

Kafamızda bin bir soru işretleri ve bastırılamayacak duygu yoğunluğuyla çekip gittin aramızdan Bursaspor;

İki arada bir derede bıraktın Bursalıları.

Öyle bir üzgünüm, öyle bir yorgunum, öyle bir tuhafım ki; anlatamam, anlatamayacağım.

Yine de bağrıma taş basarak 'Türkiye 3. Ligi'nde hoş geldin Nilüfer FK;

Sen de hoş geldin Pablo Martin Batalla' demek istiyorum...

Bursaspor efsanesi Arjantinli 2009-2010 sezonunda Bursaspor forması ile yaşadığı şampiyonluktan 14 yıl sonra ve bu kez Nilüfer FK ile bir ikincisini daha tatma başarısını yaşadı;

İlkinde futbolcuydu, ikincisinde antrenör;

Pablo Martin Batalla futbolcu ve antrenör olarak iki farklı şampiyonluk yaşamış ilk yabancı olarak Türk futbol tarihine de damgasını vurdu.

Onun için büyük ve çok seviliyor...

O zaman alkışlar da ona gitsin...