Engin Aksöz
engin.aksoz@bursadabugun.com

Tofaş faulleri atabilse Fenerbahçe'yi yenecekti

15 Nisan 2025 Salı, 17:50

Tofaş Pazar akşamı son haftaların en iyi maçını oynadı.

Ama yine de Fenerbahçe'yi yenemedi.

Basketbol çok nankör bir spor dalı;

38 dakika iyi oynarsınız, 2 dakika gevşemeye gör; o zamana kadar yaptığınız bütün iyi şeyler bir anda unutuluverir;

'Karar verici merci olan taraftar' artılarını değil,  o iki dakikadaki zaaflarını öne çıkartarak seni defe koyup çalar.

Maçın bitiminde tanık olduğum iki şey canımı çok sıktı.

Karşılaşma bitti; hakemlerin kullandığı koridordan ilerleyerek kapıya doğru gidiyorum.

Bir baktım bugüne kadar hiç rastlamadığım bir şekilde; genelde konuk takım taraftarlarına ayrılan tribünün tahliyesini buraya yönlendirmişler.

Neden böyle bir uygulamaya gidildi; hala çözebilmiş değilim.

Tuvaletlerin önü ana baba günü; omuz omuza bir şekilde çıkış kapılarına yürüyoruz.

O 'analı babalı ortamı' yaratan  kalabalığın alınlarında yazmıyorsa da; yüzlerindeki gülümsemeden Fenerbahçeli oldukları çok belli !.

Çaktırmadan 'Truva atı'na benzer bir kurnazlıkla tribünlere sızarak maçı izlemişler.

Grubun gizliden gizliye sevinmesinin ortasına; maçın bitimine yakın Fenerbahçe'nin basketbol şube sorumlusu Sertaç Komsuoğlu ile karşı pota altında tartışmaya giren Tofaşlı taraftarın gür haykırışı bir bomba gibi düştü.

'Bursa'nın ekmeğini yersiniz, suyunu içersiniz, buradan geçinirsiniz;

Ama yaşadığınız şehrin takımını değil; Fenerbahçe'yi tutarsınız. Şimdi yüreğiniz varsa 'Fenerbahçe diye bağırın da göreyim sizi! '

İçini dökercesine bağıran Tofaşlı arkadaş tek başınaydı; Fenerbahçeliler ise çok kabalık!...

Yüreği yeten birisi çıkıp 'Ben Fenerbahçeliyim ne olacak. Buradakiler de' diye posta atacak olsa ne olurdu bilemem.

Bereket Fenerbahçeliler sağduyulu davranıp, tepki göstermeden yürümeye devam ettiler de; korkulan başa gelmedi.

Benim de gururuma dokunuyor doğduğun değil de, karnının doyduğu şehirde yaşamaya başladıktan sonra; tuttuğun takımı artık vatanın olmuş topraklarda desteklemek!..

Bursa'da yaşıyorsan Fenerbahçe'ni Bursaspor'la Tofaş'ın dışındaki  takımlarla maçları olduğunda destekle;

Doğrusu bu değil midir?

'Kimse bize karışamaz, sana ne?' diyene de o zaman ben 'kusura bakmayın' derim;

İkincisi;

Ne kadar maç izler; ne kadar Tofaşlıdır soru işareti bir beyefendinin; canhıraş bir şekilde bağıra, bağıra ' Bir daha asla bu salona gelmem. Resmen sattılar Fenerbahçe'ye maçı' şeklinde beyan

da bulunması (!) tepemin tasını arttırdı.

'Maçı sattı' dediği Tofaş oluyor.

Fauller sokulamayınca maç mı satılmış olunuyor acaba !?

Bu nasıl bir değerlendirme; insanın kanı donuyor resmen.

Basketbol şakası olmayan bir spor; 20-25 sayı önde götürürken oradan maç kaybeden o kadar çok takım var ki?.

Hangisini sayalım...

Beklenmedik yenilginin getirdiği tepkiyle ağızdan çıkmış içi bomboş bir hezeyan deyip geçelim.

Çünkü üzerinde durulmaya değmez.

Eve dönünce coach Orhun Ene'nin yayıncı kuruluş mikrofonlarına yaptığı açıklamayı dinledim.

Son çeyrekteki oyunları için 'enerjimiz yetmedi' itirafında bulunmuş.

İlk kez bir konuda kendisiyle ters düşüyorum.

Tofaş'ın enerjisinde eksiklik filan yoktu.

Bana göre eksiklik; en kritik süreçte çizgiden faulleri sokamamaktı.

Özellikle Bankston'un kaçırdıkları maçın skorunu belirledi. İkisini atabilse maçı Tofaş kazanacaktı.

Eksiklik; takımın en önemli skor opsiyonu Alex Perez'in böyle kritik bir maçta standartlarının altında kalan sınırlı skor katkısıydı.

Son kritik boş üçlüğü sokabilse maç bitmiş, Tofaş kazanmıştı.

Eksiklik J.J. O.Brian'ın bu maçı pas geçmesiydi.

Son topun ribaundunu aldıktan sonra yaptığı atışında çemberi dövmese; farklı bir senaryo yazılacaktı; olmadı.

Sonuna kadar getirip son topta kaybetmek; salonu dolduran binlerce taraftarı da kahretti.

İstanbul'daki maçta Alex Perez, Bursa'daki maçta Marcquise Reed son topun şutlarını kaçırarak, galibiyetin Tofaş'ın avucunun içinden kuş gibi uçup gitmesine engel olamadılar.

Mesele enerjinin tükenmesi değil, 'crunch time yani 'karar anlarını' iyi oynayamamaktı.

'Deli saçması' bir kural getirmişler basketbola;

Hakemlerin keyfiyle, yorumuna göre (!) bir takıma maç ta kazandırıyor, maç ta kaybettiriyor.

Hücum takımı oyuncusunun logonun civarından ya da kendi potasından yaptığı üç sayılık atış girişimlerine 'üç sayılık faul' düdüğü çalmak dünya sonu bir şey.

Belki o top çembere bile değmeyecek ama olsun;

'Oyuncu üç sayıyı gösterdi' ya; çalarsın olur biter.

Bu kural Pazar akşamı Fenerbahçe için uygulanırken, Alex Perez'in girişiminin değerlendirilmemesi büyük bir skandaldı.

Yani kuralları bile 'güçlüye göre' uyguluyor bizim hakemler.

X,Y,Z kulübüne var; Tofaş'la, Bursaspor'a yok;

Oyuncunun atışı hiç bir şeye değmeyecekken; 'üç sayılık' göstererek hakemi aldatması; aslında tam bir sahtekarlık;

Aslında hakemi aldatmaya yönelik hareketten teknik faul çalınmasını gerektirir de; keyfe keder uygulama son sürat devam ediyor.

FİBA bu kuralla ilgili olarak yeni sezon öncesinde her kulübün kabul edebileceği mantıklı bir düzenlemeye gidemezse; gün gelir salonlarda 'kan' akar, kan bile dökülür'.

'Söylediydi' dersiniz...

Yazarın Diğer Yazıları

Kadın voleybolunda İtalyan koç hayranlığı 'çizmeyi aşmaya' başladı
29 Nisan 2025 Salı, 17:39

Haddini bileceksin Serhat Akyüz!
28 Nisan 2025 Pazartesi, 17:31

Tofaş savunmasıyla kazandı
27 Nisan 2025 Pazar, 23:56

Karşıyaka'yı yenemeden şampiyon olduk!
26 Nisan 2025 Cumartesi, 20:15

İzninizle yazmak istiyorum!
25 Nisan 2025 Cuma, 17:38

Leicester City eşittir 'Bursaspor gibi' sanki...
24 Nisan 2025 Perşembe, 17:27

Bursaspor büyüklüğünün adı konulamaz
22 Nisan 2025 Salı, 18:02

Tofaş'ta düşüş sürüyor
21 Nisan 2025 Pazartesi, 23:15

Bursaspor, şampiyonluk, kırılan rekorlar...
20 Nisan 2025 Pazar, 23:02

Bursaspor Yörsan 'kazanmak istemedi!': 68-89
19 Nisan 2025 Cumartesi, 21:24

Tüm Yazılar