Titanik'in batışı bile Bursaspor kadar hüzünlü olmadı

Bursaspor iki gün sonra (13 Temmuz Çarşamba)  2022-2023 sezonu için top başı yapacak.

Yapacak da açılışa kaç futbolcu katılacak?

Belirsizlik o kadar hat safhada ki; bugünden yarına yeni sezon kadrosunda yaşanacak olası eksilmeler için 'sürpriz' değil, 'beklenen sonuç' teşhisi hiç abartı olmayacak.

Evet an itibariyle ve iki gün sonra yani 13 Temmuz'da antrenman için sahaya çıkıldığında Teknik Direktör Tahsin Tam'ın karşısında kimleri göreceğiz merak edilen bu!

Safi kendi çocuklarımız mı, yoksa aralarına serpiştirilmiş bir kaç eski ile zar zor toparlanabilen bir karma oyuncu grubu mu?

Kimse bilmiyor bu sorunun yanıtını.

Teknik Direktör Tahsin Tam ile Sportif Direktör İsmail Ertekin dahil hiç kimse!

Başkan Ömer Furkan Banaz ile yönetim kurulu ise 'hiç bilmeyenler' sınıfından!

Belki de salı sabahı hangi oyuncunun sözleşmesini tek taraflı feshedebileceği merak ediliyordur belli mi olur.

Çünkü ipin ucu artık iyice kaçtı;

Kulübün nereye savrulacağını kimse kestiremiyor.

Bir örnek vermek gerekirse yönetimin son divan toplantısında Başkan Banaz'ın 'bu borçla rüya bile kurulmaz' itirafında bulunması artık en küçük bir umudun kalmadığının bariz göstergesidir.

Fırtınalı denizde dümeni ve yelkeni kırılmış bir şekilde savrulan Bursaspor gemisinin kayalıklara çarparak batma olasılığı giderek güçleniyor.

Geçen sezonun kadrosundan gemiyi terk etmeyen Hasan Ayaroğlu, Enver Cenk Şahin'le Kubilay Sönmez'in devam edip etmeyeceklerinin soru işareti olarak durması; yönetimdeki başıboşluğa işarettir, başka bir şeye değil.

Çünkü güçleri yetmiyor, karar alamıyor, söz geçiremiyorlar.

Üç oyuncunun Bursaspor'la ilgili ortak tercihleri İnsaflarına, merhametlerine kalmış bir şey.

Kağıt üzerinde ve prosedür gereği bir yere gidemeseler de, kendilerini yönlendirecek iyi niyetlilerin (!) dolduruşuyla bir açık bulup yan çizerlerse engel olabilecek gücümüz var mı?

Hayır!

Yönetimin bundan önceki benzeri kopuşlarda sergilediği tutuma bakılınca, olumlu bir şey söyleyebilmek de çok zor.

Giderler mi giderle,  yönetim de sonra arkalarından atıp tutar' borcumuz yoktu, bu kaçışları yasal değildir' diye.

Sonrası kocaman bir hiç.

Tuğbey Akgün'le, Ramazan Keskin'in hukuku çiğneyerek def olup gitmelerine laf yetiştirmekten öte bir şey yapamadık çünkü.

Bundan sonra da yapabileceğimizi sanmıyorum.

13 Temmuz'a kadar birisi ya da bir kaçı daha sıvışabilir mi, bu belirsiz süreçten her şey bekliyor insan!

Özetleyecek olursak;

Gencecik, tecrübesiz, çoğunun lig deneyimi neredeyse sıfır, filiz lisansı seviyesindeki oyuncularla bir maratona başlayacak çarşamba günü Bursaspor.

Hiç alışkın olmadığı, nerede duracağı belli olmayan ucu açık bir maratona.

Şimdi soruyorum sizin umudunuz var mı böyle bir tablo ile start alacak ligden?

Beni sorarsanız hiç yok; her sonuca şimdiden kendimi hazırlamış bir şekilde bekliyorum.

Şampiyonluk çok uzaklarda bir yerde; play-off hedefini tutturmak ise eldeki oyuncu potansiyeliyle çok zor görünüyor.

Dilim söylemeye varmıyor ama kümede kalma mücadelesinden başka bir yerlere oynamaya gücü yetmez bu çocukların.

Ödenemediği için borcun giderek katlandığı bu belirsiz süreçte alınacak sonuçlar için yönetimi de suçlayamayız oyuncuları da teknik kadroyu da.

Çünkü şehirde top yekün bir şekilde ellerinden tutacak el bırakmadık.

Küfürlerle, hakaretlerle, hak edenlerin dışındakilere 'hırsız, soyguncu, bilmem neci' diyerek camiadan uzaklaştırdık.

Gelinen manzara son noktada ortak eserimizdir, iftihar edebilirsiniz...

Şehrin katmanları her birimi ve kurumuyla bağrından çıkmış bu takıma ilgisiz kalıyorsa yukarıda yazdıklarıma bakın.

Titanik batarken elitleriyle, sanayicisiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, medyası ve taraftarıyla tükenmişliğimizi uzaktan izlemekle yetiniyoruz.

'Bir mucize olabilir mi acaba?'diyorum da;

Mucizenin bile kendine göre bir raconu var, kapımızı niye çalsın ki?

Buz dağına çarparak su almakta olan geminin güvertesinde çalmaya devam eden orkestranın enstrümanlarının sesleri geliyor mu kulaklarınıza?

Orkestra sustuğunda Bursaspor'da olmayacak Titanic gibi.

Perde koskoca bir şehrin üzerine bütün katmanlarıyla birlikte 'The end' diye kapanacak.