Taraftar istedi; Frutti Extra Bursaspor kazandı...

Sanırsınız basketbolun kırk yıllık müdavimi Frutti Extra Bursaspor.

Bu spor dalında çok kısa bir zaman dilimine sığdırdıklarını öyle bir kaç paragraf ile anlatamazsınız.

Yerlerde sürünmeden, kendisini ezdirmeden oynuyor an itibariyle.

İçeride dişe diş, dışarıda kafa kafaya.

Diklenerek, posta koyarak; 'kusura bakma ben de varım' diyerek hem de...

En önemlisi nedir biliyor musunuz?.

Her maç, her sene biraz daha gelişerek; kendisini kabul ettirerek oynamayı  öğrendiler ki; yakılan bu ateşin sönmek şöyle dursun, giderek daha da parlayacağını fark eden taraftarı da bu inançla salonu doldurmaya başladı.

Yok öyle 'geliriz, dalgamızı geçe gece tokadı vurup gideriz' tarzında atarlanıp< böbürlenmeler..

Bursa'da da deplasmanda da tam bir çetin ceviz oldu Frutti Extra Bursaspor...

Burunları Kaf Dağında Bursa'ya gelenlerin o uzamış uzuvlarının törpülendiği görmeye başladıkça; Frutti Extra sponsorluğundaki şubenin en yakın zamanda Anadolu'nun basketboldaki en güçlü ve en gür sesi olacağına inancım giderek artmaya başladı.

Kendi liginde de efeleniyorlar büyüğü küçüğüyle herkese, Avrupa'da da...

Yenilseler bile, sonuna kadar direnmesini çok iyi öğrendiler takım halinde.

Ikına sıkına geçebilmişti Virtus Bologna gibi bu kupanın favorisi bir takım iki hafta önce.

Geçen hafta Gran Canaria maçı da öyle bitti. Son dakikalara sıkışan o basit top kayıpları yapılmasa; 'Kanarya'yı evinde öttürerek' döneceklerdi Bursa'ya; kısmet değilmiş.

Bir de grubunda kader maçı sayılacak sınavların öyle güzel altından kalkıyorlar ki; yemede yanında yat.

Tıpkı bu akşam üç çeyrekte üzerindeki ölü toprağını silkeleyerek özüne döndüğü gibi.

Maç bitince soluk soluğa kalmıştı salonda kim varsa. Sevinçten ağlayanlar, tanımadıklarıyla bile kırk yıllık dostmuş gibi kucaklaşanlar; sanki düğün bayram varmış da haberimiz yokmuş sandık!..

Tarifi zor bir maçtı velhasıl, gelip izlemeyen çok şey kaybetti. Üçüncü çeyreğin ortalarına kadar gerilerde götürülen bu önemli maç; son dakikalara sığdırılan o inanılmaz silkinişle kazanıldıysa eğer önce tribünlerin hakkını verelim.

Teksas'ın yönlendirdiği taraftar; bir işe inanarak yüreğini koymuşsa eğer; bilin ki  o iş bitmiş demektir.

Olağanüstü desteğin inanın cümlesini kurmaya zorlanıyorum.

Ne taraftarlık yaptılar ama; yok böyle bir maç daha; hala heyecandan ellerim titriyor biliyor musunuz;

Çocuklar da o kadar inanmışlar ki bu destek hiç kesilmeden ve maçın en kritik anlarında siren sesini anımsatan ıslık ve çığlıklarla tavan yaptığında yüzde yüz kazanacaklarına...

Kazanınca da onlardan mutlusu olmadı.

Haydi bakalım ortaya 'üçlükçü Needham üçlük çektirmeye.'

Bir baktık neredeyse bütün takım, en çömezleri John Holland bu figürlere ısınsın diye ortaya ortaya ittirdiler!..

Tabii duygunun tavan yaptığı dakikalar; maçı baştan sona büyük bir heyecanla izleyen futbol takımı oyuncularının; basketbolcularla omuz omuza vererek ortadaki stikerin üzerinde galibiyeti kutlamalarıydı.

İlk kez gördüğümüz için çok hoşumuza gitti. Kenetlendiğinde bu kulübün önünde aşamayacağı engel olmayacağını da anlamış olduk.

Gruptan çıkma adına büyük önemi olan JL Bourg maçına alışılmışın dışında düşük bir enerji ile başladı Frutti Extra Bursaspor. Savunma direnç koyamayınca konuk takım hand offların sonunda en sıcak olan elin üzerinden, özellikle de köşelerden  alışılmışın dışında bir yüzde ile neredeyse her attığını sokmaya başladı. Rasheed Sulaimon,  Alexandre Chassang, Pierre Pelos, Jacorey Williams otomatiğe bağlamışçasına yağmur gibi üçlükleri sıralayıp çember altından soktukça; bu sıkıntının ne zaman biteceğini sorgulayıp durduk kendi kendimize.

 Nutkumu tutulmuştu takımın ne bir türlü anlayamadık. Rakip maçı alıp götürmeye başlayınca  kenardan Alimpijevic'in hamleleri başladı. 3. çeyreğin ortasına kadar ritmini bulamayan Needham'ın pozisyonunda Andrews'le, Ömer Utku Al'a şans verdi. Amaç sahanın içini diri tutarken, enerjiyi yayabilmekti.

Kırılma anları hayli fazlaydı maçın belki ama; en dikkat çekenini Bursaspor formasıyla yeniden doğan Onuralp Bitim oldu.

Ne zaman girerse girsin hep bir karakter koyan enerjisi yüksek Onuralp Bitim bire bir üzerinden bulduğu spektaktüler smacıyla yetinmeyip; maçın bitimine yakın ve en kritik bir zaman diliminde rakibin etkili uzunu Williams'ı bloklaması; atanlarla savunanların emeğinin adeta nazar boncuğu ile ödüllendirmesi gibi oldu.

İlk iki çeyreği istediği tempoda ve kendi oyun anlayışını rakibine kabul ettirerek sürdüren Bourge 3. çeyreğin başlarında Pierre Pelos'la tepeden iki üçlük bulunca; Bursaspor'a erken sayılacak bir mola aldırdı. ( 57-70)

Bana göre geri dönüşün hikayesi de bu mola sonucunda yazılmaya başladı. Katkısının tartışıldığı bir süreçte köşelerden peş peşe 3 üçlük gönderen Porto Rikolu forvet, (toplamda 5 üçlük soktu) tribünlerde de isyan bayrağını açan isim oldu!..

Sayılar peş peşe gelirken; fark da mum gibi erimeye başladı.  3. çeyrek bittiğinde tabela eşitleniyordu. (72-72)

13 sayı geriden dönen takım; 'küçük çaplı bir suni deprem' yaratan taraftarının desteğiyle kazanacağına inanmış, son çeyrek parkede bam başka bir kimlikle oynamaya başlamıştı. Sanki gök gürlüyor, ortalık çakan şimşeklerle bir ışık seline dönüşüyordu. Taraftarın dizginleri eline alması, başta Deedham, Holland, Hayes ve Andrews olmak üzere bütün takımı ateşleme yetti. Frutti Extra Bursaspor'un show uplar üzerinden sertleşen savunma baskısı ile kolay dış atış bulamayan konuk takım, şansını son kez Sulaimon'uin bire birleri üzerinden çembere giderek değiştirmeye çalışsa da; momentumu eline geçiren Bursaspor; Fransız rakibine yeniden umutlanma adına bir kırıntı bile bırakmayacaktı.

Frutti Extra Bursaspor'da David Dudzinski 14 sayı, 1 ribaunt, 1 asist,  Andrew Adrews 22 sayı ( 5/8 üçlük), 1 ribaund, 6 asist,  Derek Needham 14 sayı, 2 ribaund, 6 asist, Kevarrius Hayes 12 sayı, 3 ribaund, 6 asist, Onuralp Bitim 10 sayı, 3 ribaund, 3 asist, John Holland ise 20 sayı (5/8 üçlük), 6 ribaund, 1 asistle oynadılar.

Böylece 96-89'luk bu galibiyetle 7Days EuroCup'da play-off iddiasını sürdüren Bursaspor; kalan maçlarının sonucuna göre  grubunu en iyi ihtimalle 5. sırada bitirebilme şansını elinde bulunduruyor.

Çok dar bir rotasyonla lig ve Avrupa Kupası maçları oynamak zorunda kalan potanın timsahlarının parkede gösterdiği direncin yanı sıra; yönetim modeli, sponsor katkısı ve taraftar profiliyle de Türk basketbolunda rol model olarak kabul edilecek bir seviyeye gelmesi çok sevindirici bir gelişme.

Şimdi sıra cuma akşamı saat 19.30'da yine Nilüfer Salonu'nda Venezia  (Venedik) takımıyla yapılacak bir başka önemli karşılaşmaya geldi.

Bu maçta salonu tıka basa dolu görmek en büyük dileğimizdir.

Çünkü tribünlerin yaydığı sinerji; oyunculara enerji olarak dönüyor.