Stadyumu olmayan şampiyon!

Trendyol 1. Ligi play-off  finalinde Sakaryaspor'u uzatmalarda 3-1 yenen Bodrum FK Süper Lig'e yükseldi.

Pardon; aslında Bodrum FK için 'şampiyon' şeklinde yazmalıydım!.

Niye mi?;

Yazılı ve görsel medyada yeni trend böyle de onun için!..

Oysa spor literatüründe kendi liginden bir üst lige çıkanlara 'şampiyon' deniliyor; ben demiyorum.

Eyüp 'şampiyon' oldu Süper Lig'de;

Göztepe 'ikinci oldu' Süper Lig'de;

Bodrum FK 'play-off'dan' geldi Süper Lig'de;

Bu ligin gerçek 'şampiyonu' puan cetvelinde birinci sıradan 'Süper' olan Eyüpspor ise; diğerleri nasıl 'şampiyon' oluyor?!..

Akıl, mantık, izan var...

Bir lige ayni sezon alt kategoriden 'üç şampiyonun' birden terfi ettirilmesi sporun terminolojine aykırı olsa da;

'Elbet bir bildiği vardır medyadaki büyüklerimizin' diyerek;

Şampiyon Bodrum FK'yı yürekten kutluyorum... 

Süper Lig'e hoş geldiniz, sefalar getirdiniz..

En başından söylemek isterim;

8 sezon içinde basamak, basamak ilerleyerek amatörden, 'Süper'e terfi etmek; eşine az rastlanan büyük bir başarı öyküsüdür.

Bodrumlular futbol kulüpleriyle ne kadar sevinse, ne kadar övünse azdır;

Şimdi gelelim sadede;

İyi güzel de  'Süper' statüsüne terfi etmiş çiçeği burnunda bu kulüp maçlarını nerede oynayacak?

Sanırsınız ki dört dörtlük tesisleri, dudak uçuklatan statları var!

Tam tersine;

TFF sitesinde 'Bodrum İlçe Stadyumu'nun kapasitesi için 3625 rakamı var.

Yazıyla da ister misiniz?

Üç bin altı yüz yirmi beş kişi!..

Hani deriz ya;

'Eski, püskü, doğru dürüst tribünleri ile soyunma odası bile olmayan tesis' diye;

Aynen öyle...

Duvarları alçacık; beleşçi tayfa iki taşı üstü üste koysa; zorlanmadan kaçak giriş yapar;

Şöyle hayal edin; bizim Merinos'la İbrahim Yazıcı Stadyumları yanında Wembley gibi kalır Bodrum FK'nın maçlarını oynadığı mekanın...

Soruma geçiyorum;

Peki ilçe olarak madem böyle büyük bir hayaliniz vardı da; niçin daha büyük ve modern bir stat yapılması için yıllar öncesinden devletin büyüklerine ricada bulunmadınız?!..

Yanıtı facebook üzerinden yıllardır Bodrum'da yaşayan Bursalı dostum sevgili Bülent Adısönmez'den geldi.

'Neden yapsınlar Engin; yöre halkı her türlü seçimde oyunu muhalefet partileri için kullanmıştır Burası AKP'li değil ki?.

Onlar gibi düşünmüyorsanız böyle süründürürler sizleri işte!.

En ücra illere bir kere bile olsun dolmayacağını bile bile tesislerin en alasını diken güzel ülkemin hükümeti, turizmin şah damarlarından Bodrum'a miadını doldurmuş stadı reva görmeye devam ediyorsa yapılacak fazla bir şey yok aslında;

Ya kafaları değiştireceksiniz (!) ya da elinizdekilerle yetinmeye razı olacaksınız!..

Bodrum FK yönetiminin şampiyon olmakla, aslında başına büyük bir dert aldığının farkına vardığını düşünüyorum.

Öyle ya;

O külüstür stada Süper Lig'de ne kendi seyircisi sığar, ne de deplasmana gelecek konuk taraftarlar.

Yenisinin yapılması için de ufukta bir umut göremediklerinden; şimdiden yeni sezonun maçlarını Denizli ya da İzmir'de oynamak için müracaatta bulunmaya hazırlanıyorlarmış!.

İşte böyle;

İlçenin basketbol takımı Çağdaş Bodrum'da ayni kaderi paylaşmıştı bu sezon.

Mevcut salon kapasitesi ve teçhizatlarıyla Federasyon tarafından TBSL maçlarını oynamaya uygun bulunmayınca mecburen Muğla'ya sürgüne gönderilip, sonucunu da küme düşerek ödediler !...

Bodrumsporlu; Süper Lig'e yükselen takımını doğru dürüst bağrına basamadan önümüzdeki sezonu düşünmeye başladı şimdiden kara kara.

Cebinde parası olan Denizli ya da İzmir'e gidecek, olmayan evinde oturup televizyondan izleyecek.

Reva mı bu Bodrumlulara?

Değil ama bakılınca başka bir çözümü de görünmüyor.

Onun için bu köşeden ve yıllardır bas bas bağırıyorum; 'Futbol Federasyonu Süper Lig'e yükselecek takımlar için mutlaka kriterler getirmelidir' diye..

En az 25 bin kişilik stadı, idman yapacak tesisi, adam gibi taraftarı (!) (bunun ne anlama geldiğini birazdan açıklayacağım) olmayan takımlar; isterse iktidarın kanatları altında korunsunlar;  Süper Lig'de oynama hakkı tanınmamalıdır.

Bakın İstanbul'a;

Mahalle aralarında statları olanlar birer birer eski yerlerine dönmeye başladılar!.

'Aslına rücu etmek' diye buna derim ben...

Geçen yıl Ümraniye Belediyesi, bu sezon Fatih Karagümrük, Pendikspor ve İstanbulspor...

Tribünlere doluşan seyircisinin neredeyse yüzde doksanının üç büyüklerden birisiyle gönül bağı olan bu kulüpler (!) Süper Lig'de bulundukları süreçte kendilerine özgü taraftar profili oluşturamadığı için düştüler !.

Stadyumlarla; tesisler de teferruatıydı.

Diyenler çıkacaktır 'Başakşehir sanki çok mu farklı' diye;

Virgülüne kadar katılıyorum;

Fatih Terim Stadı'nı üç büyüklerle oynadıkları maçların dışında bir gün bile dolduramamış bu kulübün arkasında siyasi otorite olmasa ayakta kalabileceğini mi sanıyorsunuz?

Türk futbolunun genel portresi üç aşağı beş yukarı böyle...

Kayırılanlarla, hor görülenler!...

Siyasetle, sporun objektif kriterlerini birbirinden ayıramadığımız için hep birilerinin elleriyle, gölgesi (!) futbolumuzun üzerinde dolaşma devam ediyor!.. 

Bodrumlu dostlar alınmasın;

Kızıma söylemek istemiştim, gelinim inşallah anlamıştır !'

'Stadyumsuz şampiyonluğunuzu' isterseniz aylarca kutlayın, eninde sonunda deplasman yollarında göçebe edilmeye mahkumsunuz.

Kusuruma bakmayın ama; maalesef gerçek böyle...

Taraftarıyla, statları olanları futbolun tarih sahnesinden silmeye çalışan bu düzen;

İstanbul'un semtlerine ayrıcalıklı statülerle futbol keyfi sundu yıllarca;

Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya'nın mücadele edemediği bir futbol platformuna asla 'süper' yakıştırması yapılamaz;

O günlere yeniden erişebilmek bu şehir sporseverlerinin ölmeden önceki en büyük arzusudur...

Kusuruma bakma Bodrumspor;

Senin üzerinden böyle bir şikayetname güzellemesi yazmak istemezdim de; şampiyonluğun benim için de ilham kaynağı oldu..

Yeri yerinde ömrün uzun, şansın ve bahtın açık olur inşallah..