Engin Aksöz
engin.aksoz@bursadabugun.com

Siz futbolcuysanız ben de 'Maradona'yım!

24 Nisan 2022 Pazar, 01:54

Ömrümden ömür gitti dün akşam basın tribününde;

Dilim damağım kurudu; konuşurken peltek peltek çıkıyor kelimeler ağzımdan;  'inme inmiş olmasın sakın' diye kendimden korktum...

Kesin şeker tavan yapmıştı, tansiyon da artık nerelere vurduysa; çünkü iki kulak çıngırak sesi gibi; öttü de öttü (!)

Ne o maça geldik; sözde keyif alacağız, mutlu olacağız, sevineceğiz!.

Bursaspor'la sevinebilmek ne mümkün? Efor testinden geçiyoruz 15 günde bir...

'Acaba motor sağlam mı' diye;

Bakalım ne zaman tekleyip de ortada bırakacak bizi.

Maç bitince 'metroya nasıl yürürüm' diye düşünüyordum; Allah razı olsun bir meslektaş imdadıma yetişti de; yolda hücceten gitmekten kurtuldum!..

Sanki maçta değil de; hastanede check-up kontrolünden geçiyoruz.

Dün akşam bozuk para harcar gibi goller kaçırıldıkça; tribündeki masum taraftarla; ben yaştaki dinozorların şaftı kayıverdi, dinden imandan değil belki ama; resmen kontrolden çıktık.

At be kardeşim şu golleri, atın Allahınızı seversiniz.

İkiye iki rakip kaleye gitmişsin; sağında, solunda, önünde arkanda kalecinin dışında kimsecikler yok.

Vur girsin kaleye; bas çalımı yürü git;

Onu bile beceremiyorsunuz;

Olacak şey değil, gerçekten de değil;

Binlerce seyirciye kafayı yediriyor, insanların sağlığıyla oynuyorsunuz.

Penaltı kazanıyor atamıyorsunuz; kaleciyle karşı karşıyasınız ya üstüne, ya göklere vuruyorsunuz.

Yeter artık ama; gerçekten yeter.

 Bifouma, Pedro, Alaskarov, Enver Cenk Şahin; Hasan Ayaroğlu, Bruno ve diğerleri...

Nasıl topçusunuz beyler siz!..

Şahaser üstü icraatlarınız beni şaşırttı; şoke oldum...

Yok, yok sizlerden futbolcu filan olmaz, olmamalı.

Siz olursanız eğer;

O zaman ben de Maradonalığımı ilan ediyorum bu alemde(!).  O sahaya çıksam, top bir yerime çarpıp kaleye girer. Kusura bakmayın zeka seviyenizden şüpheliyim, acilen ve toplu halde bir psikologa görünün.

Bursaspor tarihinin açık ara en beceriksizini, en yeteneksizini, en kazmalarını toplamışlar sezon itibariyle.

Bir işe yarayın ne olursunuz yalvarırım sizlere şurada kaldı 4 maç;

Canlanın biraz, kendinize gelin; eğer kaldıysa ruhunuzun derinliklerindeki kişiliğiniz onu hatırlayıp, taraftara ayıp olmasın diye bir iki atraksiyon çekin!...

Yani vesikalık olsun diye final pası atmaya çalışın, kaleye şut çekin; çalımla adam eksiltin, ya da orta filan açın!...

Hiç birisi mi olmaz mı adamda inanamıyorum; sıfır yeteneksiniz sıfır (!); sözde futbolcusunuz, yaptığının bu işten de kulübün şu zor günlerinde bile öyle yabana atılmayacak büyük paralar kazanıyorsunuz. Haramdır, günahtır, yazıktır, ayıptır..

İcraatını görelim artık icraatınızı; canımıza yettiniz; canımıza yetirdiniz.

Mevcut yönetimi tenzih ederek yazıyorum; nev-i şahsına münhasır bu aslan parçaları(!) umut olarak gelip, balon olarak sönüp giden twitçi Emin Adanur'la; yanlış transferlerle kulübün içinin boşalmasına neden olan menacer müsvettelerinin eseridir.

Pervet, Ali, Veli, Metin, Orhan ya da kim varsa hepsi!...

'Peki Engin ağabey hepsini anladık da; maç nerede 'mi ?

Ben maç izlemedim ki dün akam. Kan kusup kızılcık şerbeti içtim!..

Oturduğum koltukta sanki iğneler vardı, her bir yerim sızladı durdu; totem olsun diye bir sağa, sola deplase olup, sürekli yer değiştirdim;

Yasin'i Şerif'i maç bitene kadar içimden baştan sona hatmettim!.

Benim kadar, taraftar kadar çaba gösterebilseydi Bursasporlu oyuncular; dün akşamki Denizli maçı öyle 1-0 filan değil, 6-7 gollü biter; rahat bir soluk alırdık.

'Çok stresliydi çocuklar, üzerimizde de ağır bir baskı vardı. Yine de iyi oynadık. Çok net golleri atamadık.'

Basın toplantısında olmasam da Fatih hocanın aşağı yukarı bunları söyleyeceğini tahmin edebiliyorum.

İşin doğrusunu bir kez daha söyleyeyim mi; bu Bursaspor futbol oynamasını bilmiyor; daha önemlisi futbol oynayamadığını da bilmiyor!.

Neden korktum biliyor musunuz?

Bu kadar kaçırılan akıl almaz gollerden sonra uzatmalarda bir kaza kurşununa kurban giderek takımca dizlerimizin üstüne çöküp öylece kala kalmaktan;

Allah yardım etti de Denizli gününde değildi.

Yoksa çok fena şeyler olabilirdi.

Bir de sahada 10 kişi kalmak bize değil, rakibe avantaj!.

Bursaspor böyle durumlarda geriye yaslanarak oynarken, eksilmiş taraf bastırdıkça bastırıyor.

Tıpkı dün gece olduğu gibi.

Güzelliğin adresi bir kez daha tribünlerdi yine.

Hiç susmadan verdikleri non stop destekle taraftarlık görevini en iyi şekilde yerine getirdiler.

Yine okkalı cezalar gelecek olsa da (!); kulakları sağır eden tezahüratları doğrusu her şeye değdi. Ağızlarına, yüreklerine sağlık.

Denizli'yi geçmek adımların ilkiydi; son 4 maçı da kazanmadan bu ligi bitiremeyiz.

Dikkatimi çeken ne oldu biliyor musunuz?

Maçı kazanınca sanki şampiyon olmuş gibi (!) büyük bir coşku yaşandı dün akşam tribünlerde.

Metro istasyonlarında da tüyleri diken diken eden sevinç gösterileri vardı.

Nereden, nereye !?

Süper Lig'de şampiyonluk yaşamış ikinci Anadolu takımı olan Bursaspor'u bu duruma düşürenlere bu dünyada da, ahrette de hakkımı helal etmiyorum.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Alperen Şengün All Star'a göz kırpıyor
20 Aralık 2024 Cuma, 16:51

La la la, lay lay lom; Pablo Martin Batalla
19 Aralık 2024 Perşembe, 16:45

Sadece futbolcuları değil; yüzücülerimizi de sevin...
18 Aralık 2024 Çarşamba, 17:23

Meslek yaşamımın en zor yazısı bu yazı oldu...
17 Aralık 2024 Salı, 14:37

KSK'yı yenememek içimde ukde kaldı
16 Aralık 2024 Pazartesi, 17:20

Oscar ödülleri öncesi son tahminler
13 Aralık 2024 Cuma, 16:47

Karşıyaka seyircisi Bursa'ya gelsin mi, gelmesin mi?
12 Aralık 2024 Perşembe, 17:11

Bu TOFAŞ'ta 1999/2000'li yılların kokusu var!
10 Aralık 2024 Salı, 17:41

Serhat Kavut'tan Dusan Alimpijevic'e uygulamalı coaching dersi..
09 Aralık 2024 Pazartesi, 17:07

Federasyon başkanı kiminle dans ediyor?
06 Aralık 2024 Cuma, 17:15

Tüm Yazılar