Seyircisi, stadı, çalışacak sahası olmayan Süper Lig'e alınmamalı!

Hafta ortasında oynanan Hangikredi Ümraniyespor- Atakaş Hatayspor maçını 488;

Kasımpaşa-Corendon Alanyaspor maçını 701 biletli seyirci izlemiş.

İstanbulspor'un maçlarına zorunlu tutulan özel güvenlikle; davetiye ile gelen futbolcu eşleri dışında 'normal seyirci gelmiyor!' dersem inanın abartmamış olurum.

Kötünün iyisi sayabileceğimiz Başakşehir FK'de aşağı yukarı ayni statüde (!)

Başakşehir ki; Süper Lig'in üç büyükler, Trabzonspor ve Bursaspor'dan sonra şampiyonlukla tanışan 6. takımı.

Hatırlamıyorum ki; büyüklerin dışında oynadığı bir maçta Fatih Terim Stadı'na 5 bin seyirci toplansın.

Çat çatlasın 3 bin kişi;

Çoğu belediyenin personeli;

Davetiyeli beleşçilerle, babasının yanında gelmiş çocuklarla,  aile bireyleri.

Şaşırdınız mı yoksa?

Anadolu'nun esamesinin silinmeye çalışıldığı bir futbol ortamında; ben kişisel olarak hiç bir şeye şaşırmıyorum artık!

Böyle olsun istiyor en tepedekiler;

Yani 'sesini çıkartmayacaksın!, itiraz etmeyeceksin.

'Nasılsa bir şekilde İstanbul'u hizaya getiririz' diye düşündükleri için olsa gerek.

Bana sorarsanız burada kalmaz İstanbul'un Süper Lig'e doluşturulması operasyonu.

Bu yıl Eyüp çıkar (!)

Sonraki senelerde Tuzla, Pendik,

Üçü düşerse, üçünü çıkartarak dengeyi sağlarlar!.

En baba seyircisi 'üç bin kişi' olan takımları ulufe dağıtırcasına taltif eden beyefendiler de; ellerini ovuştura ovuştura bu rezaleti seyretmeye devam ederler.

İki bin, üç bin, taş çatlasın beş bin kişiye maç oynayanlara kriter getirilmedikçe bu bozuk düzene asla dur diyemezsiniz!

Ya ne yapılmalı?

Kendisine ait en az 25 bin kişilik stadı ile idman yapacak sahası olmayanı Süper Lig'e almasınlar.

Evet alınmasın; oynamasınlar.

Hedef gösterme gibi bir niyetim olmadığı için isim vermeyeceğim.

Yazınca kim olduğunu her kes bilecektir.

Bir İstanbullunun maçını oynayacak kendine ait bırakın stadını, idman yapacak sahası bile yok!

Yıllardır bir orada, bir orada göçebeler gibi.

Gidiyor Olimpiyat Stadı'nın yanındaki tesise, idmanlarını bile orada yapıyor.

Futbola katkısı ne kadardır; kimi yetiştirmiş, kimi armağan etmiştir?

Yok; sıfıra sıfır elde var sıfır.

Bursa'da  DAL ve SAL Ligleri'ndeki zirve takımları bile maçlarını ortalama 3 ile 4 bin arası seyirciye oynuyorlar an itibariyle.

İstanbul'un teferruatları ise bu kadarını bile toplayamıyor!

'Ne yapalım, çıktılar diye almayalım mı?

Almayın demiyorsam da zorlaştırın.

Seyirci kriteri getirin, 'en az şu kadar taraftarınız maçları izlemeli' diye. 'İdman sahan, alt yapın olmalı' diye dayatın.

Niye düşürdünüz Bursaspor'u o zaman?

Niye istemediniz bizi Süper Lig'de.

25-30 bin arası ortalama ile maç oynayan bir takımı niye yok etmeye kalktınız?

Sorgulamak, istemek ve diretmek en doğal hakkımız.

Bakın çarpıcı bir örnek vereceğim seneler öncesinden.

80'li yıllardı.

Merinos Sahası'nda Tofaş ile Bursaspor Amatör arasında oynanan 1. Küme maçını; rekor sayıda seyirci izlemişti o günler için.

Tam 5 bin kişi.

İçeri giremeyince tel örgülerin dışındaki ağaçların dallarına salkım saçak tırmanmıştı yüzlerce sporsever.

Ben de bu kalabalığın arasında saf tutmuştum, basın kulübesinde bile yer kalmadığı için!

Beş bir kişiye amatör küme maçı  oynamış Bursa, bugün şehrin marka değeri olan Bursaspor 'bir kez daha küme düşmesin' diye adeta gözünün içine bakıyor.

Sonuç olarak;

Seyircisi, stadı, çalışacak sahası olmayanlar; önünde arkasında hangi sıfat ya da şehir olursa olsun Süper Lig'e alınmamalıdır.

Bu kadar net ve kesin...