Sanki kazanmayı istemediler!..

Transferin yenisinin idmansızı ile hazır olmayanı; olsa olsa laf kalabalığıdır!...

Geldiği yerde 'futbolcu muamelesi' yapılıyorsa, gittiği yerde de statüsü değişmez!.

İşi bu çünkü; oynamazsan aç kalırsın, oynarsan karnın doyar...

Girizgahı böyle yaptım; beğenmeyeniz varsa canınız sağ olsun!..

Tamer Tuna'nın kadroya yeni katılanları 'olurdu olmazdı' diye bakmadan; 'şak' diye anında değerlendirmesi şahane bir tercih oldu.

İdmansız adam suyu çekilmiş kuyuya benzer.

Gördük işte; yeni forvet Joao Pedro salavatla gönderilen kazma kere kazma Tim  Matavz'dan iki gömlek daha iyi çıktı.

Duruşu var, topu ayağında tutuşu var, savunmacısını üstüne çekmek için boş alanlara deparı var.

Yakaladığı ilk fırsatta da bir vücut feyki ile rakibini boşa çıkartarak fileleri havalandırdı.

Böyle birisini aramıyor muydu hoca;  alın ilk maçında golle tanışan forvet size.

Her geçen gün avantajı olur. Şehre, çevresiyle arkadaşlarına alıştıkça performansının katlanacağına inanıyorum.

                                                xxx

Tabii Joao Pedro başta olmak üzere gelen yenilerin en büyük handikabı; futbolun 'f' sinden habersiz sosyal medya trollerinin ilk günden baltalarını topraktan çıkartarak artık okudukça gına gelen klasikleşmiş 'nereden buldunuz bu kazmaları, alayı çöp bunların' tarzı sallamalar için aportta bekleşiyor olmaları!.

Allahım sen aklımıza mukayyet ol e mi!?

Kimi alsaydı birader sıfıra tüketerek istifa etmiş yönetim(!)...

Erling Haaland'ı mı!...

Yoksa Robert Lewandovski'yi mi!.

İsteyene iyice kartlaşmış olsa da Karim Benzama!.

Allahtan Alinur Başkan ağırlığını koydu da;  iyi kötü, çürük, çarık demeden eksik kapatıp, umut tazeledik.

Hadi kardeşim hadi; elinin altındaki klavye ile ahkam kesmeyi bırak ta desteğini ver sen önce; bu kadarı bile her şeye bedel.

Ya da 'gölge etmeyin başka ihsan istemez!.'

                                             xxx

Bir hafta öncesine kadar ciddi ciddi düşme adayıydık.

Bir hafta bile geçmeden Samsun maçı oynanıp bitince 'galiba biz başaracağız' demeye başladık.

İşin gerçeği;

Bu sene kümede kalalım yeter;

Etimiz, budumuz ne ki play-off için kalkıp istihareye yatıyoruz.

                                                 xxx

Çok önemliydi Samsunspor maçı...

Alınacak 1 puan bile Altınordu galibiyetine anlam yükleyecek, daha önemlisi oyuncuların özgüvenleri doruk yapmış olacaktı.

Karşımızdaki rakip potansiyelli kadrosu ve kaliteli yabancılarıyla en az iki gömlek bizden daha iyi durumda bir kez bunu kabul edelim.

Bunu iyi bilen Tamer Tuna orta sahayı kalabalık tutarak başladı maça. Uzun ve kontra toplarla atağa kalkmayı planlamıştı.

Kısacası elindeki malzemeye gidecek en iyi düzen ve taktikle yayıldı yeşil çimlere.

Coşmadan, açılmadan, saçılmadan oynadı takım da.

Fazla kapanınca ister istemez Samsunspor daha iyi oynuyor göründü. Sağdan, soldan bindirerek ablukaya aldılar kalemizi. Savunmanın ortasındaki koordinasyon eksikliği Hasan Kılıç'a ikisi ilk yarıda, birisi ikinci yarıda olmak üzere 3 net gol fırsatı verse de; şans yanımızdaydı da çerçeveyi bulamadı oyuncu.

Ama iki kez sıçrayan çekirge üçüncüsünde kanat çırpamadı. 41'de Soner'in soldan yaptığı harika muz ortasında sağ çaprazda gelişine voleyi çakan Yasin'in eksik bıraktığını, dün gece sık sık topları sektiren kaleci Erhan'ın ikramıyla Portekizli Tomane'ye adeta asist olarak gitti. O da bu ikramı geri çevirmedi.

Neredeyse hiç atak edemeden ve tehlike yaratamadan ilk yarının bitmiş olması ne yalan söyleyeyim beni düşündürmedi değil.

                                                      xxx

 İkinci yarı dengeli başladı. Samsun rahatlamak için ikiyi arıyor, Bursaspor ise beraberlik için sotada bekliyordu. Aradığımızı da yeni transfer Joao Pedro'nun oyuna girer girmez ortalığı karıştırmaya başlayan Enver Cenk Şahin'in asistine yaptığı akıl dolu vuruşuyla bulduk. (1-1)

Beraberlikten sonra orta sahalar daha çabuk geçilirken; pili bitenler geriye koşamamaya başladılar. Özellikle Bursaspor bu bağlamda bayağı sıkıntılar çekti. Özellikle yeni transfer Fofana öyle bir oynamaya başladı ki; bizim sağ kulvar resmen koridora döndü; iki üç kişi peşinden kovalasa da yine hızına yetişemedi. Bir gol daha yemediysek biraz rakibin beceriksizliği, biraz da bizim savunmanın iyi kademeye girerek boş toplara şut imkanı vermemesindendi.

60'dan sonra Samsun iyice yorulunca top yine bize kaldı. Ne var ki bu kez de geçiş hücumlarında bir türlü final pası atamadık. İsmail Yüksek eski İsmail gibi oynayabilse atacağı en az iki ara pası ile fişi çektirirdi rakibe ama o da gününde değildi ne yazık ki.

'Bal yapmayan arı' Alaskarov kötü, yerine giren Ofosu ondan daha kötü idi!.

İki açıktan sıfır katkı alırsan nasıl kazanacaksın maçı ?.

Girer girmez farkını belli eden Enver Cenk Şahin'in bire birlerdeki becerisiyle oyun zekası; sonraki haftalar için takıma kesinlikle olumlu yansılayacaktır.

Hakemi aldatmaya yönelik biraz fazla artistlik yapmış olsa da (!) kesinlikle tam isabet transfer.

Maçın hikayesi böyle...

Banan sorarsanız; kazanmayı pek istemedi bizim çocuklar!. Beraberliğe yatarak dakikaları tükettiler.

Takımını iyi koordine eden Tamer Tuna'nın da 3 puanı kaçırdıklarına üzüldüğünü sanmıyorum.

Bifoumo'da kadroya katılınca daha iyi olacak inşallah Bursaspor.
Darısı salı günü Bursa'da oynanacak Tuzlaspor maçına...

                                                 xxx

TRT spikeri Levent Özçelik mesleğinin en duayen isimlerinden.

Demek ki bu kriterler bile insanı hata yapmaktan alıkoyamıyor.  İnsana mahsus özel bir durum söz konusu!.

Neredeyse 5 dakika gibi sarı kart gören Furkan Emre Ünver'i Onur Atasayar diye anons etti!.

Herhalde birileri uyarmış olacak ki, hatasını fark edince Furkan Emre'ye döndü.

Ama bu kez de Onur'un soy ismini  'Atayasar'a çevirdi!.

Biraz dikkat üstadım; senin kalibrende kaç sunucu kaldı şu futbol dünyasında.