Engin Aksöz
engin.aksoz@bursadabugun.com

Şaka gibisin Tofaş; beni yanıltmadığın için teşekkürler!

10 Ocak 2024 Çarşamba, 21:29

Meslek yaşamım boyunca kendi kendimi övmemi, 'üç gün önce şöyle demiştim, üç gün sonra öyle oldu' demeyi hiç sevmedim, sevemedim.

Gazetecilikteki birikimim bana; 'perşembenin gelişini çarşambadan öğrettiği için' bazı maçların öncesinde önsezime de güvenerek, olabileceklerle ilgili tahminlerde bulunabiliyorum.

Çok şükür ki bu sezilerimde bugüne kadar çok az yanıldım.

Bunun son örneği de 9 Ocak Salı akşamı yaşandı.

Hatırlarsanız  6 Ocak 2024 tarihli yazımda Tofaş'ın PAOK ile 9 Ocak Salı akşamı Bursa'da oynayacağı BCL (Basketbol Şampiyonlar Ligi) play-in rövanş maçı öncesi uyarı amaçlı hatırlatmalarda bulunmuş ve şu başlığı atmıştım.

'Tofaş'a küçük bir hatırlatma: '9 Ocak salı gününüz, 1997'nin 3 Nisan Perşembesine benzemesin !'

Hatırlattık hatırlatmasına da; maçın oynandığı o tarihte; çoğu dünyada bile olmayan Tofaşlı oyuncular (!) kulüp tarihinin en kara günlerinden birisi olarak kabul edilen o 3 Nisan 1997 ile ilgili rehabilite edilmedikleri için, 32 sayı farkla kazandıkları PAOK maçının rövanşını tek sayıyla kaybederek (87-88) BCL'nde son 16'ya kalabilme şansını 16 Ocak Salı akşamı Selanik'te oynanacak son maça bıraktılar.

'Nedir bu 3 Nisan 1997 Perşembe günü, ne demek istedin' diyenler için; yazımı özetleyerek tekrarladıktan sonra dün gecenin yorumuna geçmek istiyorum.

'Başlık biraz değil, oldukça uzun geldi değil mi?

Uğraşıp, didinsem de, daha fazla kısaltmakla sizlere ne demek istediğimi anlatamayacaktım!

Onun için böyle olsun istedim.

Birazdan anlatacaklarımı okuyunca; neden böyle bir seçeneğe mecbur kaldığımı sanırım daha iyi anlayacaksınız.

Konumuzun içeriği basketbol, Tofaş;

Onların Şampiyonlar Ligi play-in ilk maçı ile bu maçın salı günü Bursa'da oynanacak rövanşı üzerine kurgulu.

Temsilcimiz 2 Ocak 2024 Salı günü Selanik'te Yunanlı rakibi PAOK  mateco ile oynadığı ilk maçta rakibini adeta denize dökerek 95-63 kazandı ve rövanş için eline büyük bir avantaj geçirdi.

Takım halinde olağanüstü oynayan, yanı sıra olağanüstü savunma yaparken, hücumda da neredeyse her attığı şutu sokarak rakibinin gardını düşüren temsilcimiz farkı bir ara 39 sayıya çıkararak PAOK'a geri dönüş için en küçük bir açık kapı bırakmadı.

Şimdi bu maçın rövanşı 9 Ocak 2023 Salı akşamı Nilüfer'deki Tofaş Spor Salonu'nda saat 20.00'de onanacak.

Play-in etabında oynanan maçlarda sayı avantajı yok.

Yani;

İlk maçı 32 sayı farkla kazanan Tofaş rövanşta farz edelim rakibine 31 sayı farkla yenilse de son 16 turuna kalamıyor.

Turu geçecek takımın belirlenmesi üçüncü maça taşınıyor.

Özetlersek;

İşi Bursa'da bitiremezlerse tekrar Yunanistan'a ve Selanik'e bir yolculuk daha yapmak zorunda kalacaklar.

Tofaş BCL grup maçlarında ilk ikiye giremeyince; şampiyonanın bundan sonraki aşamalarında sahasında oynama avantajını da elinden kaçırmış oldu. 

Onun için;

Salı günü ne yapıp edip bir kez daha kazanmaya mecbur Tofaş.

Marcus Denmon transferiyle 1 ve 2 numaralarına önemli bir skor opsiyonu takviyesi yapan ev sahibi Tofaş deplasman galibiyetiyle moralli ve daha iyi durumda gözükse de; böylesi maçların kesin favori olmuyor!

Tersine çok dikkatli oynamaya çalışarak,

Mümkün olduğunca az hata yaparak,

Ve 'ilk maçta farklı yendik, şimdi nasılsa yeneriz' rehavetiyle gevşemeyip dimdik durması gerekiyor.

Yoksa öyle bir tokat yersiniz ki; sesi Selanik'te yankılanır!

İşte yazıma 'Tofaş'a küçük bir hatırlatma; 9 Ocak gününüz 1997'in 3 Nisan kara perşembesine dönüşmesin' başlığını atmamın nedeni buydu.

Zaman yolculuğundaki maceramıza başlayalım mı artık.

Tofaş bundan 27 yıl önce Koraç Kupası finalinde Selanik'in bir başka takımı Aris'le eşleşmiş.

İlk maçı deplasmanda fanatik Yunanlı seyircilerin tezahüratlarıyla cehenneme dönüştürdüğü salonunun dayanılması zor atmosferine göğüs gererek 77-66 kazanmış;

Böylece şampiyonluk kupasını Bursa'da havaya kaldırmak için 3 Nisan 1997 perşembe gününü beklemeye başlamıştı.

Futbolda Hollanda'ya karşı kazanılan milli zaferin bir gün sonrasında yine Bursa'da ve bu kez basketbolda Tofaş'la pekiştirileceği  inancıyla emektar Atatürk Spor Salonu'nun tribünleri  çok erken saatlerde tıklım tıklım dolmuştu.

Coşku müthişti.

Daha müthiş olanı; tezahüratların kumanda merkezi Teksas tribününün görselliğe zirve yaptıran koreografileriydi.

Neredeyse bütün amigolar o gün maça gelmişti.

Ponpon kızlar şov yapıyor, takım parkeye salon ışıkları söndürülüp, isimleri tek tek anons edildikten sonra çıkıyorlardı.

Her şey, her kes hazırdı, seyirci, medya, protokol de.

Tofaş üst yönetimi de bu maçta takımını yalnız bırakmayarak  İstanbul'dan Bursa'ya gelmişti.

O maçı heyecandan yerinde duramayan bir gazeteci kimliğimle izlemiştim.

Kazanarak Koraç Şampiyonu olacak, Bursa ve Tofaş'ın ismini Efes Pilsen'den sonra Türkiye ve Avrupa'ya duyuracaktık.

Maçla birlikte şanssızlıklar da başladı. Bir önceki karşılaşmada zatürree teşhisi konulan takımın önemli oyuncusu pivot Rashard Griffith serum yiyerek çıktığı maçta bitkinlikten yürüyemeyecek kadar halsiz görünüyordu.

Üstelik maçın yıldızı ABD'li pivot Charles Shackleford'un yakın savunması altında oynamaya çalışınca iyice çaptan düştü.

Sonra hiç beklenmedik bir şekilde takımın Bosnalı power forveti Samir Avdic ayağını burkarak kenara geldi.

Sakatlığı ciddiydi, bir daha da oyuna giremedi.

Bu iki şansız gelişmeyle takımın morali sıfıra inmiş, oyundan üçüncü çeyrek itibarıyla iyice düşülmüştü.

Şutlar girmiyor, ribaunt alamıyorduk. Griffith hasta hasta oynayınca Shackleford tek başına çember altını domine etmeye başladı.

İçeri giremeyince hep dış atışlara mecbur kaldı Tofaş.

Ne var ki karavana atarak çemberi dövüyorlardı.

Sadece ABD'li Shackleford değil, Kübalı Ortiz, İtalyan Mario Boni, Stavrakopoulos, Angelidis, Floros, Nahar, Cholopoulos voltranın halkalarını tamamlayınca; eksik kalarak maça moralsiz devam eden Tofaş'ın direnci iyice kırılıverdi.

Son çeyrek şampiyonluğun gidiyor olmasının tepkisiyle salonda olaylar çıkacaktı.

Seyirci kontrolünü kaybetmiş bir şekilde sahanın içine çakmak, para, bayrak sopaları yağdırıyordu. 

O hengamede İsrailli baş hakem Reuvan Virovnic'in kaşı atılan bir bozuk para ile açılınca; salon boşaltılarak maç tamamlanabildi.

Tofaş evinde sadece maçı değil, kupayı da kaybetmişti. (70-88)

Maçın sonunda Koraç Kupası Arisli oyuncuların elinde yükselirken; Tofaşlı oyuncular göz yaşları içinde soyunma odasına dönüyordu.

Eski arşivleri karıştırarak sizlere böyle bir yazı yazmak istemezdim.

Ne var ki ülke Yunanistan, şehir Selanik, rakip de yine Selanik'ten birisi olunca dejavu yaparak;

Tofaş'ın BCL'nin play-inin de PAOK'la oynayacağı rövanş maçında çok dikkatli olması gerektiğine vurgu yapmak istedim.

Yaşayarak gördüğümüz için altını çizmek istiyorum:

Selanik Bursa'ya pek yaramıyor!

Selanik'in basketbol takımları da!

Tofaş salı gününü yeni bir zafere dönüştürmeli ki; benim ve benim gibilere bir daha 'kara perşembe' benzeri yazılara atıfta bulunmak kalmasın!

İşte böyle;

Olabilecekleri hissettiğimiz için ve vakit varken kulağını çekelim demiştim  Tofaş'ın.

Meğerse kimsenin umurunda bile olmamış!

Dün geçe maç oynanıp, bittikten sonra kendi kendime; o tarihlerde takımın bir oyuncusu olan, bugünün genel menaceri Tolga Öngören'in de mi acaba aklına gelmedi; geçmişte yaşanmış Selanik fobisiyle ilgili takıma hatırlatmalarda bulunmak' diye düşünmedim değil.

Ama en çok üzülen kişi idi belki de Tolga maç bittiğinde.

Başı önünde direkt soyunma odasına koştu.

27 yıl önce Selanik ve ARİS;

27 yıl sonra yine Selanik ama bu kez PAOK.

Neyse ki bir umut daha var.

16 Ocak Salı günü Selanik'te 3. maçı kazanabilirlerse BCL'Nde son 16 turuna kalabilecek Tofaş.

Dün gece takım halinde o kadar kötü, o kadar isteksiz, o kadar heyecansız oynadı ki Tofaş; kişisel olarak benim 3. maçtan hiç umudum yok.

Üstelik bu kez ağzına kadar dolacak salonda ve fanatik PAOK taraftarının önünde işleri çok ama çok zor.

Sen eline geçmiş fırsatı elinin tersiyle itersen, sana kimse acımaz.

Tokadı basıp geçer...

Dileriz bu tahminimizde yanılırız; İnşallah tersi bir sonuçla ve tur atlamış bir şekilde Bursa'ya dönerler.

Maçın çok fazla detayına girmek itemiyorum.

Yazılacak fazla bir şey yok çünkü.

Beni yenilgiden daha çok; bir avuç PAOK'lu taraftarın maç sonunda oyuncularıyla sarmaş dolaş bir şekilde galibiyeti kutlamaları üzdü.

Sanki şampiyon olmuşçasına ve çılgınlar gibi bağırıp çağırdılar.

Tıpkı 3 Nisan 1997 Perşembe günü Koraç Kupası ile Atatürk Spor Salonu'nda zafer sarhoşluğu ile kendilerinden geçen ARİS'liler gibi.

Canım çok sıkıldı, ruhum daraldı.

Büyük bir haset ve üzüntü ile onları izlemek zorunda kaldım.

Böyle bir sonucu Bursa olarak hak etmemiştik.

Tolga Öngören'i bir kenara koyarak; Bursalı basketbol severlere 'kahır gecesi' yaşatan basketbolcuları asla affetmeyeceğim.

Ligde zaten yoklardı, muhtemelen BCL'nde de olmayacaklar...

'Yazıklar olsun' diyorum...

İş dönüp dolaşıp, transfere dayanıyor.

Kalitesiz ve vasıfsız yabancılarla ancak bu kadarını yaparsınız!

Aslında listeye hepsini eklemek gerek de;

Ben yine de pozitif ayırımcılık yaparak (!)  J.J.O.Brian, Zeljko Sakic, Luke Maye, Omar Prewitt, hatta Cassius Winslow'u 'Tofaş'ta iz bırakamadan vedalaşan yabancılar!' olarak hiç unutmayacağım! 

Beni yanıltmadıkları için de, buradan hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim!

Yazarın Diğer Yazıları

Alperen Şengün All Star'a göz kırpıyor
20 Aralık 2024 Cuma, 16:51

La la la, lay lay lom; Pablo Martin Batalla
19 Aralık 2024 Perşembe, 16:45

Sadece futbolcuları değil; yüzücülerimizi de sevin...
18 Aralık 2024 Çarşamba, 17:23

Meslek yaşamımın en zor yazısı bu yazı oldu...
17 Aralık 2024 Salı, 14:37

KSK'yı yenememek içimde ukde kaldı
16 Aralık 2024 Pazartesi, 17:20

Oscar ödülleri öncesi son tahminler
13 Aralık 2024 Cuma, 16:47

Karşıyaka seyircisi Bursa'ya gelsin mi, gelmesin mi?
12 Aralık 2024 Perşembe, 17:11

Bu TOFAŞ'ta 1999/2000'li yılların kokusu var!
10 Aralık 2024 Salı, 17:41

Serhat Kavut'tan Dusan Alimpijevic'e uygulamalı coaching dersi..
09 Aralık 2024 Pazartesi, 17:07

Federasyon başkanı kiminle dans ediyor?
06 Aralık 2024 Cuma, 17:15

Tüm Yazılar