Sadece futbolcuları değil; yüzücülerimizi de sevin...

Sadece futbolcuları değil; yüzücülerimizi de sevin...

Kendimden bilirim; eskiden gazeteleri okumaya spor sayfasından başlardım !.

Bir zamanlar en arka sayfaya tıkıştırırlardı spor haberlerini.

Gelenek bozulunca arkadan içeriye transfer oldu.

İçimiz dışımız futbol olurdu; sanki başka spor yokmuş gibi.

Sayfayı yönetenlerin -istisnaları dışında -vizyonu olmayınca okura salt futbol kakalar, diğerleri pas geçilirdi.

Futbol seviciliği genel bir medya hastalığıdır; bulaşınca maalesef bir türlü iyileşemiyor!..

Biz de çaresiz takılırdık başka alternatifimiz olmadığı için.

'Biraz basketbol, biraz voleybol, biraz diğerleri' gazetelerle, spor servislerinin tepesindeki adamların bakış akışına göre az ya da çok girerdi.

Öncelerin de bugün de menüde fazla bir değişiklik yok!.. Kendi adıma konuşuyorum;

Ortaya bir 'karışık salata' yaparak bırakanlara hasret kalarak yetişmiştik Türkiye'nin kısır spor sarmalında.

Ekmeğimi bu meslekten kazanmaya başladığım ilk günden beri; spora bakış açımı farklı kulvarlara yöneltmeye çalışıyorum.

Futbol öncelikli olsa da; salon sporlarıyla, olimpik sporları pas geçmemek ana prensibim.

Yazılısında da buydu ana stratejim, dijital platforma geçilince internet medyasında da.

Dünde, bugün de, Allah ömür verirse yarın da böyle olacak.

'Dilinin altındaki baklayı çıkar artık' dediğinizi buradan duyar gibiyim.

Zamanla bazı şeyler olumlu yönde değişse de; bizim mahallede amatör sporlar hala üvey evlat muamelesi görmeye devam ediyor.

Çoğunluk ne yazık ki kendini hala futbolun dayanılmaz cazibesinden kurtarabilmiş değil.

Bu kötü alışkanlık bir ur gibi medyaları sarmaya devam ediyor.

Sporun her türüne gönlü ve kalemi açık birisi olarak bulduğum her fırsatta kulvar değiştirerek, kıyıda köşede kalmış branşların peşine düşerek iz sürüyorum.

Şampiyonlukların kazanıldığı mecralarda unutup gitmesi içime hiç sinmiyor.

Naçizane bir medya çalışanı olarak; yüzmede elde ettiğimiz son başarıları sahiplenme içgüdüsüyle alayının üzerine çarpı atarak, gündemde tutma adına yazılmış bu köşeden 3 yüzücümüzü sizlere takdim etmek isterim.

Kuzey Tunçelli, Emre Sakçı ile Bengisu Avcı'nın satır aralarına sıkışıp kalan başarı öykülerini paylaşma içgüdüsü bugünkü yazımın öznesi oldu.

Fenerbahçe'nin altın kulacı Kuzey Tunçelli henüz 17 yaşında.

Başarılı yüzücü Paris 2024 Yaz Olimpiyatlarında 1500 metre serbest stil yarışını 5. sırada tamamlayarak; ülkemize olimpiyat oyunları tarihinde finale kalan ilk  onurunu yaşatmış;

Yanı sıra olimpiyatlarda yarışan en genç Türk sporcusu olarak da bizleri onurlandırmıştı.(17 yaş)

Tunçelli Aralık ayı içinde de Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de gerçekleşen şampiyonanın 1500 metre serbest stilinde yüzdüğü finali, 14.20.64'luk derecesiyle ve dünya gençler rekoru kırarak üçüncü sırada bitirmekle, kariyerine yeni bir sayfa daha eklemiş oldu.

Tunçelli'nin ayni yarışı 17, 18 ve 19+ yaş yeni Türkiye rekorlarının da sahibi olarak tamamlaması çok dikkat çekti.

Öykümüzün ikinci kahramanı; kelebekle birlikte yüzmenin en zor branşı olarak kabul edilen 50 metre kurbağalamada ikinci olarak tarihi bir başarıya imza atan Emre Sakcı.

Sakcı Budapeşte'de yapılan Dünya Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası'nda elde ettiği 25,56'lık derecesiyle gümüş madalya kazanırken, altını Çinli rakibinin 0,14 saniye gerisinde kalarak kaçırmış oldu. (Emre Sakcı erkekler 50 metre kurbağalama 24.95 saniye ile dünya rekorunu elinde bulunduruyor).

Tunçelli ve Sakcı'nın ortak bir özellikleri daha var.

O da Fenerbahçe Spor Kulübü'nün yüzücüleri olmaları.

Ali Koç'un övündüğü kadar var.

Başkanı olduğu Fenerbahçe yarıştığı farklı kategorilerde kazandığı uluslararası başarılarıyla gerçekten de 'dünyanın en büyük spor kulübü.'

An itibariyle yanına yaklaşabilen de yok.

Eğriye eğri, doğruya doğru; Bir Bursalı ve Bursasporlu olarak sarı lacivertli kulübü hasetlendiğim kadar, takdir de ediyorum !.

Ultra maraton yüzücüsü Bengisu Avcı'da, Amsterdam'da düzenlenen, IISA Uluslararası Buz Yüzme Şampiyonası'nda 3 altın madalya birden kazanarak, Türk yüzme sporunun ufkuna güneş gibi doğan üçüncü isim oldu.

19 ülkeden 256 sporcunun katıldığı şampiyonada 5 derecenin altındaki suda önce 1000 metrede birincilik kürsüsüne çıkan Avcı, organizasyonun ikinci gününde 100 metre kurbağalamada yine kürsünün ilk basamağına adını yazdırdı.

Bengisu Avcı, 4x50 metrede de Egor Tropeano, İrem Damar ve Berker Göker'den oluşan takım arkadaşlarıyla rakiplerini geride bırakarak üçüncü altın madalyasını koleksiyonuna etkilemiş oldu.

Sizlere tavsiyem;

Asla futbolsuz kalmayın !;

Ucundan, kenarından da olsa voleybolla, basketbolu ihmal etmeyin.

Ama birazcık da dikkatinizle, ilginizi olimpik branşlara çevirin.

'Neler olmuş, kimler ne yapmış' merak edin.

Kuzey Tunçelli, Emre Sakcı, Bengisu Avcı'da bu ülkenin el üstünde tutulması gereken sporcuları.

Okur ve medya olarak sizlerle bizlerden; yani yazılı, görsel ve sosyal medya biraz daha fazla ilgi gösterip, söz etsin istiyorlar.

Çok mu şey istemiş oluyorlar ne dersiniz?