Sabaha kadar ağlatacak maçtı...

Sabaha kadar ağlanacak bir yenilgi oldu Manisa BŞB maçı Bursaspor İnfo Yatırım adına.

Oysa ne kadar istekli başlamışlardı oyuna.

Son çeyrek dışında kötü de değildiler;

Oyunu 3. çeyreğin ortalarına kadar domine ederek, kendi sistemlerini Manisa'ya dikte ettirmişlerdi.

Jordan Floyd gibi çok önemli bir skor opsiyonunun sakatlığı nedeniyle oynamadığı karşılaşmayı çok bir dar rotasyonla harika götürdü Bursaspor.

Son çeyrek erkenle birlikte ve gereksiz faullerle kenara gelmeler başlayınca; parkenin içine fark yaratacak birisini koyamadık.

Bu maçta hiç bir işe yaramayan Jonny Hamilton döküldüğü yetmezmiş gibi; çok kritik bir zamanda beşleyerek çember altını boş bırakınca; Manisa burasını maden bulmuş gibi işlemeye başladı.

Paco Cruz'u durdurmada olağanüstü çabalayan Enes Berkan Taşkıran'da ayni akibeti yaşayınca; kenardan içeriye fark yaratabilecek birisini sokamadık.

Çünkü eldeki malzeme bu kadardı;

Son çeyreği onun için soluk soluğa, nefes nefese kalarak oynadı Bursaspor.

Dinlenme şansı bulamayan takımın asları çok yorulunca; enerji boşalması kaçınılmaz oldu.

Sözün özü; akü bitince de sıfırı tüketti takım.

Tam da Manisa'nın istediği bir durumdu Bursaspor'un enerjisiz kalması.

Derin ve potansiyelli kadrosunu fırsata dönüştürerek Bursaspor'un açıklarının üzerine üzerine gitti.

Geri dönmenin getirdiği moral motivasyonuyla takımın hepsinin birden yüzüne kan gelince, takım halinde koşmaya başladılar.

Kandemir akıllı bir taktikle son 5 dakikaya topa çok iyi yön verebildiği gibi, hem 1 hem de 2 numaralarda oynayabilme gibi ekstra kaliteye sahip Pako Cruz'a yoğunlaşınca; Bursaspor için yapacak fazla bir şey kalmadı.

İyice tükenen takım; bire birlere başladığında durdurulması zor Meksikalı oyuncunun birbirinin kopyası olan çembere atak edişlerine çare bulamayıp, fişi çekiverdi.

Son iki çeyrek sazı eline alan Pako Cruz alev aldığı bu dakikalarda istisna bir performans sergiledi.

Yağmur gibi soktuğu üçlüklerine; içeri dalıp da savunmayı gördüğünde bıraktığı gözyaşı damlalarını da ekleyerek cezayı tam kesti.

Maçın son dakikalarının Pako Cruz'la Bursaspor arasında geçen bir düellodan farkı yoktu.

Meksikalı attıkça ivmelenirken, yeşil beyazlı takım onunla baş edememenin çaresizliğini yaşadı.

Oysa Bursaspor maçın ilk iki çeyreğiyle, üçüncü çeyreğin ilk yarısı sahada istediği gibi oynayan taraftı.

David Michineau'nun liderliğinde

hücumu nakış gibi işlediler.

İdmanda sakatlanan Jordan Floyd'un yokluğunda takımın üçlükçüsü görevini üslenen Anthony Brown yüzdeli sokarken, Michineau haftalar sonra saha içi lideri kimliğinde yönlendirici ve pozisyonunda kusursuz oynuyordu.

İvmelenen Bursaspor kritik ve isabetli şutlarla peş peşe skor bulup farkı açarken, bir hafta önce Darüşşafaka'yı son saniye basketiyle yenen Manisa BŞB son çeyreğe rakibini geriden takip ederek girdi.

Michael Young gibi ayakları ağır ve vücudu hantal bir 4 numaranın bu süreçte dura, kalka, göstere göstere el üstünden iki üçlük isabeti bulması; ev sahibi takımın savunmadaki zaafı olarak hafızalara kazındı.

İkinci çeyreğin 9. dakikasında bu oyuncunun üçlüğüyle fark 20 sayıya çıktı.

Kenardan gelen Metin Türen ile Enes Berkay Taşkıran skor katkıları ile takımı iteklerken, bu maça kadar 5 numarada önemli performanslar sergilemiş Johnny Hamilton'un Emanuel Terry'in atletizmi karşısında sinip kabuğuna çekilmesi; Bursaspor adına en son düşünülecek kötü senaryoydu.

Hücumda hiç olmayan Hamilton çember altından bile boş şutları kaçırırken; savunma da Terry'e karşı ezilerek kötü oyununu sürdürdü.

3. ve 4. çeyrekte birlikte sazı eline alan Cruz'un ikili oyunları sonucu içeri devrilen Emanuel Terry'in birbirinden spektaküler alley-oop smaçları ile önce tribünler, sonra takım ateş alıp yürümeye başladılar.

Coach Kandemir'de alan savunmasına başlayarak sistemini revize etti.

Bu düzene Anthony Brown ve David Michineau isabetli üçlüklerle cezayı kesseler de; tempo yaparak oynamaya başlayan Manisa BŞB Bursaspor'un geriye koşamamasını cezalandırmaya başladı.

Son çeyrek takım yerlisi yabancısıyla iyice kontrolden çıktı.

Dar rotasyon nedeniyle iyice artan yorgunlukta süre alanlar, rakibin alan savunmasına karşı şutları sokamamaya başladı.

Rakip top getiren kısalarını iyi savunmasıyla bilinen Ömer Utku Al ayni başarıyı dış şutlarında gösteremezken; Enes Berkay'da zorlama atışlarıyla ev sahibine fast break fırsatları hazırladı.

Enerjinin tükendiği son 6 dakikada maçın kontrolü tamamıyla Manisa'nın eline geçti.

Fark uzun süre sonra tek hanelere geldi: 86-80.

Moral ve fizik momentumunu eline geçiren Manisa BŞB Pako Cruz'la adım adım Bursaspor'a yaklaşmaya başladı.

Üç buçuk dakika kala bu oyuncunun yarattığı farkla; aradaki sayı farkı 4'e geriledi: 91-87.

Savunmanın da direnci azalınca tek uzun Hamilton 2:40 kala 5 faulle maçı tamamlamak kenara gitti.

2:30 kala Pako Cruz'un basketi ile; Manisa BŞB; bir ara 21'e kadar çıkan farkı eriterek 93-91 öne geçiyordu.  

29 saniye kala Dorukhan Engin deniz'den takımı iyice rahatlatan üçlük geldi. (96-93)

7 saniye kala bu kez David Michineau ribaundu alıp bitirdi: 96-95.

Son hücumda Ryan Luther 3.5 saniye kala serbest atışları kaçırmadan atarak maça noktayı koydu. (98-95)

Kazanırken kaybetmek kabullenilecek bir şey değil.

Bursaspor bu maçta böyle yenildi.

Bu skor en son akla gelebilecek sonuç olsa da; basketbol hata kabul etmiyor.

Önde olsanız da skoru elinde tutuğunuz bölümlerin sonrasında gevşerseniz; maç avucunuzun içinden kayıp gidebilir.

Sonuna kadar disiplinden kopmadan ve oyunu kontrol ederek oynamak; galiba basketbolun en önemli kriteri.

Bursaspor için bu sezon kümede kalmak başarı gibi görünse de; geçmişte kazanılmış maçlara bakılınca daha da üzerine çıkabilmek pekâlâ mümkün.

Arada yaşanan sakatlıklarla, oyuncu performansındaki dalgalanmalar olağan karşılansa da; bu gün Manisa BŞB'ye kaybetmek çok ekstra bir sonuç oldu.

Bizimle denk iki rakibe karşı üst üste kaybedildi.

Oysa ikisi de kazanılabilirdi.

Daha öncede yazsam da yinelemekte yarar görüyorum.

Sponsor arayışı nedeniyle takım bu sezon son dakikada kurulabildi. Oyuncularla, coachun bulunması da bu dar zamanda gerçekleşti.

Durum böyleyken;

Coach Zdovc'un sosyal medyada heyecansız olduğu için eleştirilmesini doğru bulmuyorum.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır derler.

Başarı kriteri Alimpijevic gibi şovmenlikse (!); onun elinde Bursaspor'un 5 katı fazla paralara kurulmuş bir kadro var.

Geçen sezon da derdi tasası yoktu,

Bu sezon iyice palazlandı.

'Yumruk şov' da yapar, icabında takla da atar!

O bakımdan iki hocayı birbiriyle kıyaslamak; abesle iştigalden başka bir şey değil.

Bütçe çok küçüldü; haliyle takviye filan beklenmesin;

Maaşları ödesinler yeterlidir.

Son olarak;

Zdovc değil de faraza X antrenör bugün takımın başında olsaydı da; Manisa karşısında extra hiçbir şey yapamazdı.

Ne kadar ekmek,  kadar köfte misali...

Seneye yola mevcut sponsor ya da bir başkası ile mi devam edilir bilemem;

O bakımdan 'şu geldi, bu gitti, hoca değişsin' gibi boş işlerle uğraşılacağına mevcuda destek vererek ona yoğunlaşmak en iyisi.

Bursaspor için en ideal antrenör portresi; Merkezefendi coachu Zafer Aktaş'dır.

Dikkat çekici istatistikler ve notlar...

Manisa BŞBS'de Fatts Russell sakatlıktan yaklaşık 45 gün sonra ilk maçına çıktı.

Yerliler Manisa'da 20, Bursaspor'da 22 sayı attı.

Maçın 36 dakikasını Bursaspor, 2 dakikasını Manisa BŞB önde götürdü.

Manisa bench sayılarında 28-26 üstünlük sağlarken, serbest atışları 22/24 ile kullandı (Bursaspor ise 10/12).

Öne çıkanlar...
Manisa BŞB: Pako Cruz 32 sayı, 4 ribaund, 4 asist, Ryan Luther 14 sayı, 12 ribaund, 3 asist, Emanuel Terry 10 sayı, 10 ribaund, Fatts Russell 13 sayı (0/4 üçlük), 4 asist, Mustafa Baki Görür 10 sayı (2/3 üçlük), 1 ribaund
Bursaspor: Michael Young 16 sayı (4/6 üçlük), 4 ribaund, 6 asist, David Michineau 28 sayı, 6 ribaund, 9 asist, Anthony Brown 21 sayı (3/5 üçlük), 5 ribaund, 3 asist, Enes Berkay Taşkıran 10 sayı, 1