Engin Aksöz
engin.aksoz@bursadabugun.com
Rekorlar kıran Fenerbahçe'den futbolun gerçeklerine sıra gelmiyor!
31 Ekim 2023 Salı, 18:39
Fenerbahçe Süper Ligde 10'da 10, Avrupa Kupası maçları da dahil edilince 19'da 19 yaptı.
Şimdi 'futbolun yeni gündemi' bu başarı üzerine yapılan geyik muhabbetleri.
Küçümseme ya da değersiz görme gibi bir amacımız yok.
Başarılar artısı, eksisi ile birlikte bir anlam ifade eder.
Tek başına değil;
19 resmi maçın hepsini kazanmak kolay kolay kırılamayacak tarihi bir zirve kuşkusuz.
Backgrounduyla / arka plan/ fark yaratan bu ivmelenmenin detaylarına inecek olursak;
Sarı lacivertli ekip an itibariyle futbol tarihinin tüm kulvarlarında arka arkaya en az 21 resmi maç kazanmış 8. farklı ekibi konumunda.
Futbol istatistikleri; üst üste resmi maç kazanmada dünya rekorunun 27 maçla Galler temsilcisi The New Saint takımında olduğunu gösteriyor.
Fenerbahçe 7 maç daha üst üste kazanmayı başarabilirse; Galler ekibini geride bırakarak yeni dünya rekorunun sahibi olacak.
Zor ama imkansız değil.
Gerçekleşirse söz konusu 'Türk futbolu ve ülke prestiji' olacağı için sevinir, taktir ederiz.
Peki bizim futbolun seviyesini 'en aşağısı, en yukarısı' diye karpuz gibi ortadan ikiye bölen bu sınıflandırmanın özünde ne yatıyor olabilir?
Onu da söyleyelim;
Birincisi;
Fenerbahçe'nin bu başarısı kurduğu kadrosunun çok alternatifli ve kaliteli oyunculardan kurulu olmasıyla doğrudan ilgili.
İkincisi Türk futbolunun en üst seviyesi kabul edilen Süper Lig'in; bilinenlerin dışında çok zayıf kalmasıyla, rekabetçi gücünün neredeyse sıfırlanmış olmasının bir işareti.
Bilinenler dediğimiz; futbolla az çok ilgisi olan sporseverlerin kabul edebileceği isimler.
Haksızlık etmeyelim.
Bu yıl Fenerbahçe'nin yanında Galatasaray'da hem içeride, hem de Avrupa'da çok iyi sonuçlar alıyor.
Bakıldığında;
Çok geniş rotasyona izin veren kaliteli yabancılarıyla, Türk futbolunun kalburüstü yerlilerinin ağırlıkta olduğu oyunculardan teşkil etmiş takım kimyası; sarı kırmızılıları rakiplerinden fazlasıyla ayrıştırarak farklı bir konuma oturtmuş durumda.
Zincirin halkalarındaki eksiklik dikkatinizi çekmiştir.
İstanbul'un diğer büyüğü Beşiktaş iyi geçiremediği transfer mevsimi nedeniyle bekleneni veremeyen kadrosunun dezavantajını fazlasıyla yaşamaya devam ederken hayli gerilerde kaldı.
İki ezeli rakibine şimdilik rahatsızlık veremediği gibi; yönetim bağlamındaki bitmeyen sorunları; siyah beyazlı camia için bu sezonun 'feda edilmesi' anlamını bile çıkartılabilir.
Seçim sonrası gelecek yeni yönetimle birlikte yapacakları ara transfer hamleleriyle açığı kapatabilirler mi; yanıtını verebilmek için o günleri yaşamak gerekecek.
Türk futbolunu yıllardır sadece üç büyükler kendi aralarında çekip çevirir, araya Trabzonspor ya da farklı bir çıkış gösterebilen ekip girme başarısını gösterirdi.
Bu yıl böyle bir olasılığın gerçekleşme şansı neredeyse kalmadı.
Fenerbahçe ile Galatasaray kurdukları devasa kadrolarla arayı fazlasıyla açarak bir değil, iki, üç adım öne fırladılar.
İki büyüğün oynadıkları futbolun yanı sıra, kadro derinlikleriyle bu sezonu domine ederek bitirmeleri yüksek olasılık.
Futbolun olağanüstü mucizeleri gerçekleşmezse, sezon şampiyonunun ikisinden birinin olması da kuvvetle muhtemel.
'İbre kimden yana?' diye sorarsanız;
İki ezeli rakibine göre başarıya daha aç olan ve 8 yıldır uzak kaldığı kupa hasretini sonlandırabilme adına üst düzeyde motive olarak oynamaya devam eden Fenerbahçe sanki biraz daha avantajlı gibi duruyor.
19'da 19'la yoluna tam gaz devam eden Fenerbahçe'nin az ortaklı şampiyonluk yarışında kadro artısı en belirleyici kriter.
Bu rekabete Anadolu'dan gelerek ayar çekecek birisinin ortalıkta görünmemesi de, Fenerbahçe'nin önünü iyice açmış durumda.
Aldığı galibiyetlerle rekorunu taçlandırıyor.
Öyle görünüyor ki rekabetin en düşük seviyede seyrettiği bu ligi çok az yenilerek tamamlayabilirler.
Belki de 'yenilgisiz şampiyonluk' yıllar sonra yeniden Fenerbahçe'ye nasip olabilir.
İçeride bol gol atarak ve zorlanmadan kazanmaya devam eden sarı lacivertli kulüp, Avrupa'da da istimi almış bir şekilde dört nala koşturarak adına rekor denilen ritüelleri yerle bir etmesi doğanın kuralına uygun gibi görünüyor.
Rakipsizlikleri rehavete dönüşmezse önlerini iyice açarlar.
Asıl konuşulması gerekenler de bu rakipsizlik içinde unutulur gider.
An itibariyle;
Fenerbahçe'nin rekorlarını konuşup tartışırken; Türk futbolunun kanayan yarası ile rekabetsizliği tartışmak kimsenin işine gelmiyor.
Sürekli başarılara odaklanırken; buz dağının suyun altında kalan büyük kısmını görmemeye devam etmek üzücü ve düşündürücü.
Futbolumuz bir seviyeye gelecekse önce rekabeti arttırmalıyız.
'Fenerbahçe şu kadar atıp, şu kadar yedi, hiç yenilmedi'; üzerinden manşet atmak işin kolayıdır.
'Süper Ligi bir bütün halinde tartışmayacak da ne yapacağız?
Görmek istemediğimiz de bu detay işte.
Yazarın Diğer Yazıları
Alperen Şengün All Star'a göz kırpıyor
20 Aralık 2024 Cuma, 16:51
La la la, lay lay lom; Pablo Martin Batalla
19 Aralık 2024 Perşembe, 16:45
Sadece futbolcuları değil; yüzücülerimizi de sevin...
18 Aralık 2024 Çarşamba, 17:23
Meslek yaşamımın en zor yazısı bu yazı oldu...
17 Aralık 2024 Salı, 14:37
KSK'yı yenememek içimde ukde kaldı
16 Aralık 2024 Pazartesi, 17:20
Oscar ödülleri öncesi son tahminler
13 Aralık 2024 Cuma, 16:47
Karşıyaka seyircisi Bursa'ya gelsin mi, gelmesin mi?
12 Aralık 2024 Perşembe, 17:11
Bu TOFAŞ'ta 1999/2000'li yılların kokusu var!
10 Aralık 2024 Salı, 17:41
Serhat Kavut'tan Dusan Alimpijevic'e uygulamalı coaching dersi..
09 Aralık 2024 Pazartesi, 17:07
Federasyon başkanı kiminle dans ediyor?
06 Aralık 2024 Cuma, 17:15