Reklamdı bitti (!), sıra hayatın gerçeklerinde

2022.10.28 17:50 - Son Güncellenme: 2022.10.28 17:50
A

Rahmetli baban Hüseyin Saitoğlu; 70'li yıllarda Bursaspor kongrelerinin en renkli, en heyecanlı portrelerinden birisiydi.

Delikanlıydık o yıllarda, hoşumuza giderdi söylemleri.

Delegeler de sever; sayardı.

En büyük özelliği; divandan söz alarak çıktığı kürsüden yaptığı ateşli konuşmalarıydı.

Ruhlara hitap eder, kucaklayıcı cümleler kurardı.

Abartmıyorum her sözü alkış toplar, her cümlesi bittiğinde adeta tufan kopardı.

Tayyare Sineması yıkılıyor sanırdık; hitabet apayrı bir yetenek.

Bir gün;

Yine kongrede kürsüden konuşuyor Hüseyin Satioğlu; 'Yakında Atatürk Stadı'nda büyük Bursaspor kurultayını toplayacağım. En az 20 bin kişi bekliyorum' dediğinde;

Önce bir sessizlik; ardından uğultular başladı.

Şöyle devam etti;

'Bursaspor'la ilgili projelerim var; tek tek onları açıklayacağım'

Sataşmadan olur mu hiç; Bursaspor kongresi bu.

'Ne söyleyeceksen buradan söyle. Stada neden gelelim ki?' itirazları altında zor tamamlamıştı konuşmasını hiç unutamıyorum.

Tabii;

Kurultay vaadi havada kalırken, Bursaspor'u nasıl uçuracağını da öğrenememiştik rahmetliden.

Ersoy Saitoğlu Hüseyin ağabeyin oğlu.

Dostluğumuz var, severim de sayarımda.

Babası gibi çok sıkı bir Bursasporlu;

Yanı sıra babası gibi uçuk kaçık projelerin de pembe renkli mucidi!.

Sosyal medyasına girin; kimleri seviyor, neleri istiyor, hepsini görürsünüz.

Elbette en doğal hakkıdır günün birinde Bursaspor'a başkan olabilmesi.

Ne var ki bir göreve talip olmakla; gerçekleştirebilmek çok farkı iki kavram.

Kriterlerini söylemeye de gerek yoktur sanırım.

Üslubuna dikkat edecek, siyasi, sosyal ve toplumsal hassasiyetlerle barışık yaşayacak, kendin gibi düşünmeye saygı gösterirken, öyle çok fazla atıp tutmayacaksın!.

Bir de;

Hayali düşmanlara kafayı takarak; boş yere enerjini harcamayacaksın.

Gelelim sadede;

Bursaspor'u içinde bulunduğu mali pozisyonu itibariyle merkezi siyasetin dışında tutabilmek öyle sanıldığı gibi hiç kolay bir şey değil.

Görünmeyen yardımların sayesinde kendisini zor ikame edebilen camianın altından o desteği de çekip alın da; ortada Bursaspor diye bir kulüp kalır mı kalmaz mı; denemesi bedava.

Cümleyi açarsak;

Koşullar büyükşehrin eline bakmaya mecbur bırakıyor Bursaspor'u, bir şekilde bu el değiyor da zaten.

Sen istediğin kadar birisini Beytüşşebap'a sürmeye çalış!; işin gerçeği böyle.

Son tahlilde artık kimler doldurduysa 'senden daha iyisi gelmez!' diye; dün tuttu Bursaspor başkanlığına aday olabilmek için gereken 120 imzayı toplama adına noter kapısında çadır kurdu!.

Sonuç mu ?

Tam bir fiyasko!.

Sözde 80 kişi gelmiş imza vermeye.

Dedikodular 40 kişiyi bile toplayamadığı yönünde.

Değdi mi bu kadar tantana yaparak, herkesi hor ve küçük görmeye!.

Hiç konuşmaman en iyisiydi.

Bir de kalkıp 'adaylıktan çekildim'. dedin.

Rest mi, jest mi anlayamadık!.

'Değildin ki çekilesin'; buna olsa olsa 'kendi kendine gelin güvey olmak' denir.

Yani üzülüyorum da;

Masallar bitip, rüya sona erdiği için.

Reklam da bu kadar kötü yapılmaz ki!..

 Çekip giderken 'Bursasporluluk zordur. Allah her kuluna nasip etmez. Sizler için mücadeleye devam' demişsin de; inandırıcılığın da kalmadı be arkadaş; harç bitti yapı paydos.

Bir şey daha söyleyeyim mi;

30 küsür yıllık dostum Mümin Canbaz koftiden değil, harbiden aday.

Öyle imza toplamasına filan da ihtiyacı yok.

'Adayım' demesi yeterli.

Fellik fellik kaçanların aksine cesaretle ortaya çıkmaya hazır ki 'helal olsun' diyorum..

Tek şartı;

'Görevi bittiğinde hem kendisinin, hem de yönetimine aldıklarının da verdikleri paraları hibe etmeleri...

Adam başı 150 bin dolar, kimler verebilir araştırıyor.

Fazla bir şey kalmadı kongreye.

Bursaspor'un yeniden dirilip ayağa kalkması; an itibariyle taraftarın da, şehrin de en büyük dileği.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları