Kurtlar vadisine misafir olmak!

Ağırınıza gitmeye başladı değil mi Süper Lig şampiyonu Bursaspor'un Türkiye 2. Ligi'nde oynamaya başlaması?

Acı ama gerçek; yavaş yavaş kabulleneceğiz içinde bulunduğumuz ortamı.

Seyrantepe'nin, Kadıköy'ün, Dolmabahçe'nin konforlu stadyumlarından, briket duvarlı, teneke çatılı mekanlarına paraşütle iniş yapmak;

Yüreğimize oturacak, içimiz kaldırmayacak, ayaklarımız geri geri gidecek.

Ne güzel alışmıştık entel dantel deplasmanlar için yolculuklar yapmaya;

Bir daha görür müyüz o günleri bilemiyorum.

Şimdilerde;

Arma aşkına çıkacağımız yeni seyahatlerin bazılarında yollar gözümüzde büyüyecek, bazen çakıl, bazen stabil, bazen toz, toprak;

Arada asfaltı da olacak elbette ama; o zaman da  'serap mı görüyoruz acaba' diyerek en yakımızdaki tahtalara üç kez vuracağız.

Tık, tık, tık biz geliyoruz!

Molalardaki menüler nasıl olabilir?

Muhtemelen içiniz bir şeyler içip, yemeyi kaldırmayabilir.

En zor olanı; ihtiyaç molalarının biyolojik safhasında, temiz bir hacet yeri bulabilme adına dolaşıp durmanın getireceği psikolojik eziyete katlanabilmektir.

Geldik maça!

Oturduğunuz tribünlerin bir kısmında muhtemelen koltuk olmayacak (!)

Bulduklarınızda da yuvasından fırlamış vidalarının poponuzu taciz etmesi (!) canınızı sıkabilir.

Ya taraftar profili !

Hayatında ilk kez şampiyon Bursaspor'u izleyen, maçtan ziyade size takılacaktır.

 'Ay ayollardan, 'top top'lara uzanan bize özgü bestelenmiş küfürlü şarkılar terminolojisinden nasibimize ne düşerse kabullenip sineye çekeceğiz.

Karşılık vermeye kalkınca edepsizlikleri iyice tavan yapacak; maçı bir de kulübün YouTube kanalından veriyorlarsa eğer, amigo kılıklı bir spiker; sahada olan biteni bir kenara bırakıp, yedi sülalemize usulü ve üslubunca saygı ve sevgilerini sunacaktık!

Demem odur ki Süper Lig'in kendine has nezaketli ortamından, 2. Lig'de oynamayı 'her yol mübah' gözüyle yorumlayan çakallarının cirit attığı 'kurtlar vadisinin' bir misafiriyiz an itibariyle.

Afyon gidilebilecek en seçkin deplasmanlardan birisiydi.

Sırada Bursaspor'u bekleyenlerin itidalli davranmalarını dilemekten başka bir şey gelmiyor içimden.

Futbol birikimlerini Bursaspor'la kıyaslamak isteyenlerin; bizimle aşık atamayacaklarını anladıkları dakikadan itibaren, sahadaki mücadeleyi kendi platformlarında tek taraflı bir oyuna dönüştürmeye çalışacaklarına ise adım gibi eminim.

Var'ın uygulanmadığı, naklen yayının olmadığı bu sofradan sonuç alabilmek için illegal yöntemlerin normal bir olaymış gibi kabullenilebileceği de aklımızdan çıkarmayalım.

Şehrin ortak yanlışlarıyla düştü, düşürüldü Bursaspor.

Her kesimin ucundan kenarından da olsa bunda büyük katkısı var!

Hepimizin şikayetçi olduğu yönetici istismarları örneğin.

Götürenlerle, yiyenler yaptıklarıyla kaldı (!); dönüp de hesap soramadık.

Kan emicileri ortaya çıkartıp adalete teslim ettiğimizde ise; 'Bursaspor' diye bir kulüp kalacak mı; kendi payıma hiç umudum yok.

Sezonun bizim için yeni başlayacağı bugünkü Batman Petrolspor maçı bir milat olmalıdır.

Olup bitenleri yalayıp yutup, üstüne de bir bardak soğuk su içtiğimize göre, hiç günahı olmayan bu masum çocukları gereğinden daha fazla yıpratmayalım.

Devre arasına kadar dayanır, puantaj olarak fazla gerilere düşmezsek; kulübün bu durumunu içine sindiremeyen gerçek Bursasporluların mutlaka bir şeyler yapma adına harekete geçeceklerine inanmak istiyorum.

Bugün tribünleri olabildiğince dolduramaya çalışalım.

Yapabilecekleri olası hatalarını tolere ederek tepki değil, ilgi gösterelim.

Daha fazla ne yazılabilir ki?

Son tahlilde;

Bursaspor'umuza Batman Petrolspor maçında başarılar diliyorum.