'İkinci şampiyonluk Vakıfköy'den çıkacak' günlerindeyiz!

'İkinci şampiyonluk Vakıfköy'den çıkacak' günlerindeyiz!

Yeni kuşağın yetenekli spor gazetecisi Barış Yalım'ın dünkü yazısındaki saptamasına aynen katılıyorum.

'Enver Cenk Şahin'in Şanlıurfaspor'a imza atmasıyla Bursaspor'da bir dönem resmen kapanmış oldu!

Gerçekten de öyle...

Önce Hasan Ayaroğlu, ardından Kubilay Sönmez;

Dün de Enver Cenk Şahin yeni yuvasına imzayı atarak (!) seçimini yaptı.

Üzüldüm mü; hayır...

Aslında iyi de oldu; gerçek yüzünü gördük!

'Yeniden dönüş yolunda yazdığı senaryoya (!) inanmış mıydınız yoksa!

Resmen dalgasını geçti Bursaspor'la...

'Şu kadar isterim, en fazla şuraya kadar inerim!

Bir sürü boş laf, oyalama, geveleme...

Biz de çok inandıydık!

Sen bu kulübün beş parasız bir yönetimle kör topal yürümeye çalıştığının farkında değil misin?

Hem de öyle bir farkındaydın ki; bizlerden çok daha iyi biliyordun!

Sözün özü;

Gideceğin yeni kulübüne elini güçlendirme adına ve Bursaspor'u kullanarak 'bin dereden su getirmeni' asla unutmayacağız.

Böyle olacağını en başından tahmin ediyordum da; olan temiz duygularınla oynadığın taraftara oldu.

Neyse;

Mevzu kapanmıştır, artık önümüze bakalım.

O zaman yeni durum saptaması yapmanın tam zamanı.

Çünkü önümüzdeki manzaranın flu görüntüsü ortadan kalktı;

Artık her şey çok net ve aydınlık.

Bursasporlular olarak kaldık mı biz bize!

Oyuncular yerli ve milli,

Hocalar yerli ve milli;

Medya 'içimizdeki İrlandalılar' dışında en başından beri öyleydi;

Yönetimden de şüphemiz yok.

Biraz metazori olsa da; sonunda ne kadar safra varsa  hepsi Özlüce'den, Vakıfköy'den dışarıya!

Tam zamanıdır yüksek sesle ve bir kez daha dillendirmenin.

Hani hep söyler, hep yazarız ya!

'İkinci şampiyon Vakıfköyden çıkacak' diye..

Yeni fotoğrafa bakınca zaten göreceksiniz...

Kalecisinden, sol açığına, yedek kulübesinden, tribünlerine an itibariyle her kes Bursalı, her kes Bursasporlu!

Bundan sonra çenesini tutamayıp bağıracak olan varsa bir kere değil, bin kere düşünmeli!

O küfürler, o hakaretler, o çirkin ithamlar bumerang gibi dönerek sizin kafanızda patlar.

Aman dikkat;

Peki riski yok mu böyle devam edecek olmanın?

Elbette var; hem de çok fazla.

Ama zorunlulukların mecbur kıldığı bu süreç, en azından ilk yarı sonuna kadar tutarsa; slogana daha sımsıkı sarılmaz m 'Bursasporlu'?

'Ne varsa bizim çocuklarda varmış; madem tehlike büyük değil. O zaman aynen devam edilmeli' demez miyiz?

Neden olmasın?

Deneyip, görelim bakalım; bu parasızlığın yol açtığı çaresizliğin sonunda acaba ufukta güneş doğacak mı, yoksa 'her yer karanlık' diyerek feryat figan mı edeceğiz?

Şuraya gelmek istiyorum;

'Vakıfköy' bir ritüel olmanın ötesinde; etle kemiğe dönüşmüş durumda an itibariyle.

İstediniz, istedik, sonunda başardık!

Öz be öz alt yapıdan yetişme pırıl pırıl bu evlatlarla en azından ilk yarı bitene kadar devam edilecek.

Çünkü ikinci bir alternatif kalmadı!

Bulamadığımız ilk şey paraydı, ikincisi de transfer ve tescil döneminin kılımızı kıpırdatamaya izin vermeden sona ermesi oldu.

Hatırlatalım mı bir kez daha?

İlk yarı bitene kadar hepinize, hepimize sabır ve metanetler diliyorum.

Eğer Recep başkanla elinde kalan yönetimindeki arkadaşlar bir mucize gerçekleştirerek tahtayı açtırabilirse;

İkinci yarı için başka senaryolar gündeme gelebilir.

Kendi değerlerlerimizin üzerine takviyeler yaparak kendimize yeni bir yön çizebiliriz.

O günlere kadar;

Vakıfköy göz bebeğimiz;

Bağrımızdan çıkan cevherlerimiz;

Belki bir kısmı yakınınız, eşinizin, dostunuzuz oğlu;

Destekleyip, sahip çıkmanın dışında aklınıza başka bir şey geliyorsa; bildirin dillendirelim.

Bursasporlu olunmaz, Bursasporlu doğulur.

Başkan Recep Günay Şahinkaya Koleji ve Akademi Okullarıyla anlaşma yaptıklarını açıklamış.

Projenin hedefi 'küfretmeyen yeni nesil bir taraftar grubu oluşturarak, Bursaspor'u coşku ile desteklemek'

Pratikte çok güzel, peki uygulamaya geçirilebilir mi?

Hiç sanmıyorum.

Birincisi yeni jenerasyondan Bursaspor'u tutanı parmakla gösterirsiniz, o kadar azınlıkta.

Neredeyse hepsi üç büyüklere hayran!

İkincisi okul zorlaması ile tribünleri doldurursanız ikinci üçüncü maçta çekip giderler!

Çünkü doğuştan Bursasporlu olunuyor, sonradan değil....

Bir de şehrinle takımına aidiyet duygun olacak ki; puzzle tamamlansın.

Var mı böyle yetişen, yetiştirilen yeni nesil bir kuşak?

Kendimden örnek vermek isterim.

Sürekli toplu ulaşımı kullandığım için otobüste ve metroda rastladığım manzara bana üzüntü veriyor.

Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Galatasaraylıdan  geçilmiyor.

Şunu da ilave edeyim; Recep Günay'ın bu çabasının sonuna kadar destekçisiyim.

Keşke tutsa da; söylediği gibi yeni nesil kuşak Bursaspor'un peşinden maçlara gelebilse.

Küfür konusunda bugüne kadar yazdıklarımdan bir roman çıkar.

O çirkin ve tiksindiren sloganlarla Bursaspor'un maçlarında karşılaşmamış olsaydık.

Keşke...

Bilet fiyatları ucuzlatılmalı

Recep Günay'ın bu saatten sonra Bursaspor' a yapacağı en büyük iyilik, bilet fiyatlarını ucuzlatmak olmalıdır.

200 TL'lik biletlerle başka şehirlerde sporsever Süper Lig maçı izliyor!

(Örneğin Hatayspor maçının iç sahadaki bilet fiyatları bizimki kadar)              

Zorla güzellik olmaz başkan.

Biliyorum protesto edilmemek için bilerek rakamı yüksek tutsan da; mevcut fiyatlar adım gibi eninim ki seninde içine sinmiyordur.

Taraftar bir bağırır, iki bağırır; bir şeyi değiştiremeyeceği anladığında da sesini kısar! 

O zaman sana oluru söyleyeyim.

Yap Teksas'ı taş çatlasın 50 TL; öğrenci de pasosunu gösterip 25 TL'ye girsin.

Maçlarda zaten en çok Teksas bağırıyor!

Tribünler doluyor mu, dolmuyor mu o zaman hep birlikte test ederiz.

Sürümden kazanmak dururken, işi yokuşa sürmenin alemi var mı?