'Develer tellal, pireler berber iken'

'Tahta açılacak' diye umutla bekleşenler var.

Aklınıza şaşırayım e mi.

Altı madeni mi buldu kulüp, yoksa 'Çılgın Sayısal' ortak bilete mi isabet etti söyleyin de öğrenelim!

Ortalık 'transfer şart, yoksa düşeriz' tarzında ahkam kesenlerden geçilmiyor.

Bugüne kadar yapıldı da ne oldu; sonunuzu hep birlikte görmedik ki?   

Hala yönetimi 'yapmayacaksınız bırakın gidin' bağlamında sosyal medya üzerinden insafsızca eleştirenler var.

Bir şey yapamayacaklarını bile bile (!); alternatifsizlikten seçilmedi mi Ömer Furkan Banaz'la arkadaşları ?...

Sanki kapıda o koltuğa oturmak için sıraya girenler vardı da; bizler geri çevirdik !.

Kimse kapımızı çalmıyor, o kutsal makama talip olmak için ortaya çıkmıyorsa sebebi biziz...

Yani;

Sorumsuz taraftar,

Aidiyet duyguları körelmiş şehir elitleri;

Bir de Bursaspor'la en küçük alakası olmayan malum yazılı, sosyal ve görsel medya;

Bildiğimiz tek şey küçüğünden büyüğüne eleştirmek, ona buna çamur atarak suni gündem oluşturmak;

O kadar ileri gidiliyor ki anlatamam;

' Yeni formalarda siyahın ne işi var?. Yoksa Beşiktaşlı mısın?' diyecek kadar kafayı sıyırmışlar; extrem örneklerden sadece bir tanesi.

İlk kez siyah renk girmiyor ki Bursaspor formasına;

Çok çok eskilerde bile kullanılmıştı; hatırlarım seksenli yıllarda takım bir çok maçına siyah şortlar giyerek çıkmıştı.

Herhalde Canan Açıkgöz, Mesut Şen, Ersel Altıparmak, Haluk Erdem, İsmail Tartan, rahmetli Orhan Özselek başkan da Beşiktaşlıydı!..

Komik olmayın, milletle kafa yapmayın; yazdıklarınıza en önce kendiniz inanmıyorsunuz.

Ya 'o gitti, bu gitti, yarın da öbürü gider; uyumayın birader' bağlamında akıllarınca 'üst akıllara ayar çekmeye' kalkanlara ne demeliyiz?.

Ne yapacaklardı gitmeyerek!?

Parasını vermemişsin; Bandırma'da arabadan indirip sille tokat dövmüşsün.

Burak Altıparmak, Mehmet Erdem Uğurlu, Erhan Erentürk'ün ayrılmaları en doğal hakları; yönetmelikler gitmelerine izin veriyor çünkü; niye şaşırıyoruz ki ?

Yarın öbür gün de Hasan Ayaroğlu, Kubilay Sönmez, Enver Cenk Şahin 'hadi bana eyvallah' deyip bir yerlere sıvışırlarsa nedeni yukarıdakilerle aynidir.

Profesyonel kulüpsen, önce mali vecibelerini yerine getireceksin;

Adam çoluk çocuk sahibi, ev geçindiriyor, anne, babasına yardım ediyor; 'sen karşısına geçip ' Şemsettin çok ayıp ettin' diyorsun; insana bir yeriyle gülerler!..

Kara kaşımıza, kara gözümüze gelmiyorlar ki hiç birisi.

Bakın kendi yetiştirdiklerimize; bacak kadar boylarıyla ve doğru dürüst oynamadan kulübe ihtarname üstüne ihtarname çekiyorlar.

Vakıfköy'ü eleştirmeden; gurbetten getirdiklerimiz için söz söylemek hakkaniyetli olmaz.

Anlatmak istediğim şu;

Ne kadar para, o kadar verim; o kadar istikrar;

Bu kadar basit yani!...

Kulüpteki mali açmaz giderek büyümekte.

Ömer Furkan Banaz'la arkadaşlarına boş yere yükleniliyor.

Çünkü çırpınsalar da yapabilecekleri fazla bir şey kalmadı.

Hiç yardım almadan ve bir yerlerden para gelmeden çarklar nasıl döndürülecek, biri çıkıp bana açıklamasını yapsın.

Öyle batırmışlar ki eski yönetenler kulübü; Roman Abramovic gelecek olsa ertesi günü kaçar gider.

'Kulüp çaresiz değildir' diyerek sosyal medyadan ahkam kesenleri de varsa adayları eğer; bir an önce açıklama yapmaya davet ediyorum.

Bakalım hangi babayiğit, cebinde kaç para ile aportta beklemekte imiş (!) öğrenmiş oluruz.

Bir spor yazarı olarak kendi payıma bu görünmeyen kahramana(!) ya da kahramanlara sonuna kadar destek vermeye hazırım.

Çıkın ortaya, kendinizi tanıtın, Bursa sizinledir hiç merak etmeyin!..

Sonra;

Tahta açılacak,transferler yapılacak, Bursaspor tekrar 1. Lig'e yükselecek.

Hayal alemindesiniz; kusura bakmayın ama rüya görüyorsunuz.

Adım adım kaçınılmaz sonuna yaklaşıyor Bursaspor;

Aslında sadece kulüp değil, Bursa olarak hepimiz yaklaşıyoruz.

Süper Lig'de yeniden oynayabilmenin mucize ötesi bir olay olduğuna inanıyorum.

Muhtemelen daha da düşeceğiz; daha da altlara ineceğiz.

Sonra en sıfırdan ve amatörden başlayarak ve basamakları birer birer tırmanarak yıllar yıllar sonra; -ki benim kuşak muhtemelen o günleri göremeyecek- 'Bursaspor bilmem kaç yıl sonra yeniden Süper Lig'de' anonsları verilirken bizler olmayacağız...

Belki o yıllar geldiğinde muhtemelen yazılı medya da ömrünü tamamlamış olacak;  büyük bir olasılıkla görsel ve sosyal medya kabuk değiştirerek yeni formatıyla okurlarının huzuruna çıkacaktır.

Olayın özeti budur sevgili Bursasporlular.

Onun için 'neden olmuyor, niçin olmuyor; niye yapamıyorlar' diye boşuna yırtıp durmayın kendinizi.

' Bir varmış bir yokmuş; develer tellal, pireler berber iken' dizeleriyle başlayan çocukluğumuzun masallarıyla özdeşleştiriyorum Bursaspor'un bugünkü durumunu.

Ne dersiniz?