Bursaspor'un Bursaspor'dan başka dostu yok!

'Laylaylaylaylom Ankaragücü!'

6. dakikada tribünlerde hazır ola geçerek yukarıdaki sloganla yırtmaya devam edelim mi kendimizi; yoksa oturup yeniden bir durum değerlendirmesi yapmak mı gerekebilir ne dersiniz?.

Sevsinler sevgili kardeşimizi!...

Düştüğümüz sene Göztepe'ye;

Bu sene de daha bir kaç gün önce Altınordu'ya; ( Ankara'da hafta içi oynanan maçı Altınordu 3-2 kazanmıştı)

Kıyakçılığı kardeşi ve kankası (!) Bursaspor'a değil, İzmir takımlarına geçiyor sahadaki Ankaragücü.

Dün söylüyordum, bugün de söylüyorum, yarın da söylemeye devam edeceğim; Ankaragücü kulübünün futbol ayağının ( 'futbol ayağı' satırının özellikle altını çizmek isterim) dostlukla, kardeşlikle en ufak ilgisi yok.

Bakıyor dalgasına;

(Sonuç itibariyle bu kesim profesyonellerden oluşuyor; elbette kendileri için oynarken, sahada alacakları sonuçtan bir başka kulübün de nemalanma durumu ilgi alanlarına girmez; yani kapsam dışındadır.)  

Şunu anlatmak istiyorum; hiç boşuna umut bağlamayalım kardeşimizin yeşil çimlerdeki uzantısına!..

Dostlukla kankalığın adresi tribünler; öteki tarafa izdüşümü bile uğramıyor.

Sevindirik olmak istiyorsak, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.

Nereden mi geldim buraya?

Bir haftadır fısıltı gazetelerinde kulaktan kulağa dolaşıyordu Ankaragücü'nün Altınordu'yu yenerek (!) Bursaspor'a iyilik yapacağı.

Sonuç Ankaragücü: 2 Altınordu: 3

Bu skorla İzmir takımı 41 puanla kendisini düşme hattının dışına çıkartırken, Bursaspor 32 puanla dibin dibinde ve kaderiyle baş başa kaldı.

'Kucak kucağa, yanak yanağa, diz dize, dip dibe' modundan; 'hadi bakalım anca gidersiniz' tarifesine indirgenmek içinize oturdu mu sizin de?.  

Diğer yarımızın kendi dünyasında yaşadığını fark ettiniz mi?

İstersen öl, istersen küme düş; başlarını çevirip bakmıyor bile.

Rahmetli Bayraktar kardeşlerin tribünlerden emaneti olmasa bu kardeşlik öyküsü;  daha yazılacak çok şey var da?;

Neyse aziz ruhlarına saygısızlık yapmış olmayayım; yattıkları yerde kemikleri sızlamasın.

Bursaspor'un öyle sanıldığı ve söylendiği gibi kardeşi de, dostu da, arkadaşı da, yakını da, akrabası filan da yok;

Tek dostumuz kendimiziz; tek dostumuz Bursalılarla, şehirde yaşayan gerçek Bursasporlular;

Bu lige bir mucize olur da tutunabilirsek eğer; elin bastonuna gerek duymadan (!); kendi gücümüzle, kendi imanımızla, kendi ruhumuzla başaracağız; gerisi hikayedir.

Efendim 'yok kıyakçılık' yapacakmış, 'yok bizim için oynarlarmış' ne düşünün böyle bir kurgulamanın gerçek olacağını, ne de 'hayali bile güzel' deyip umutlanın; peşin peşin söyleyeyim de avucunuzda kazığı kalınca 'ne oldu böyle birdenbire' demeyin sonra.

Ayniyle vaki aşağıdaki satırlar;

Sahadaki futbolcu bakıyor kendi dümenine; yapıyor işini alıyor maaşını!..

'Sen zorda imişsin, düşüyormuşsun' aklının ucuna geliyorsa ben bir şey bilmiyorum!.

Dilerim bundan böyle safiyane tribün dostluklarıyla, sahadaki profesyonelleri(!) birbirinden ayırt ederek gerektiği gibi davranmayı öğrenmiş oluruz.

Haydi o zaman hep birlikte zıplayalım mı?

'Laylaylaylaylom Ankaragücü' diye !...

Hafta içinde Altınordu Ankaragücü'nü, dün de Boluspor Eyüp'ü deplasmanda devirince; Bursaspor kaderiyle baş başa kalıverdi.

Gerçi;

41 puanlı ve 11. sıradaki Altınordu'ya kadar toplam 8 takım matematiksel olarak küme düşme tehlikesi yaşasa da;

Önemli olan 32 puanlı Bursaspor'un ne yapabileceğidir.

Kalan 5 maçın hepsini kazanıp 47 puan yapsak bile; kümede kalabilmenin garantisi yok.

Çünkü ilginç bir şekilde zor durumdakiler rahatlayanları devirerek (!) ısrarla lige tutunmaya devam ediyorlar.

Bu iki kritik maçın sonucundan sonra Bursaspor'un şansının iyice azaldığını düşünüyorum.

Mucize de yetmeyecek, olağanüstü mucizelerin (!) oluşmasına ihtiyaç var.

                                                   xxx

Mustafa Er'in İstanbulspor maçında hakeme yönelik bir anlık tepkisi 4 maç ceza almasına yetti.

Sahaya yeniden döndüğünde ise belki ona gerek bile kalmayacaktır!.

Bir antrenör ne olursa olsun; her koşulda ve ortamda sinirlerine hakim olmasını bilmeli.

 Atılmasının üstüne de bir de 'Bifouma skandalı'nı yaşatınca kredisi iyice tükendi Bursaspor'da.

Kadro dışı bırakılan bir oyuncu; hafta içinde nasıl bir değişim ve iyileşme gösterdi de (!) yeniden kadroya alındı; anlayan beri gelsin.

Baştan yanlıştın hocam; sonradan düzeltmeye kalkman inşallah işe yarar.

Bifouma G.Birliği maçında oynayabilmiş olsa, belki şimdi burada daha farklı şeyleri konuşuyor olacaktır.