Bir rüya gerçek oldu; ağlamak istiyorum...

Sezon başında birisi kalkıp Frutti Extra Bursaspor için '7Days Euro Cup'da final oynar' kehanetinde bulunacak olsaydı eğer 'gülüp geçmek' şöyle dursun; 'senin aklından zorun mu var' diye alay ederdik.

Evet an itibariyle Bursasporlular olarak hepimizin aklından sorunu var (!); kendimize mukayyet olmaya çalışıyoruz.

Bırakın mucizeyi; mucize ötesi bir şey gerçekleştirdi Frutti Extra Bursaspor Andorra'da dün akşam.

Hayali bile kurulamayacak bir başarıydı bu.

1 milyon dolarlık komik bir bütçe ile; Euroleague'den sonra Avrupa'nın en prestijli organizasyonu Euro Cup'da final oynamaya hak kazanmak; Türkiye basketbol tarihinde bugüne kadar yazılmış en anlamlı ve en unutulmayacak destandır.

Anadolu Efes, Galatasaray, Fenerbahçe, Darüşşafaka, Bahçeşehir Koleji, Beşiktaş, hatta Banvit;

Evet Avrupa platformunda sizler de kazandınız, şampiyonlar yaşadınız, finaller oynadınız;

Ne var ki bunları becerirken; hiçbirinizin bütçesi Bursaspor kadar küçük değildi.

Harcanan milyon milyon dolarlarla kurulan çok kaliteli yabancı ve yerli oyuncularla gelmişti o kupalarla finaller.

O bakımdan altını çizerek ve yüksek sesle bağırarak bir kez daha haykırıyorum ki;

Frutti Extra Bursaspor finalde sonuç ne olursa olsun; bu yılın basketbolunun tartışmasız 'en büyüğüdür', 'yılın takımıdır'...

Sporseverleri kendisine iyice bağımlı kılan Anadolu Efes'in bile maddi, manevi, sportif anlamda an itibariyle bir tık önündedir, parlayan yeni  yıldızımız ve gururumuzdur.

Düşünebiliyor musunuz?

Bu kupanın en büyük favorilerinden Partizan yok; Bursaspor'a elendi!..

Bu kupanın bir başka favorisi Cedevida Ljubljana yok; bizim rahle-i tedrisimizden geçerken sınıfta kaldı!..

FK Buducnost Podgorica, Tenerife yok; erken mendil sallardılar..

Biz varız biz; Bursaspor var;

Bir de yarı finalin diğer ayağından gelecek Virtus Bologna ya da Valencia'dan birisi.

Kimle eşleşirsek eşleşelim 11 Mayıs'ta oynanacak finalin favorisi yoktur!.. (Bologna ya da Valencia)

Partizan'la Cedevita nasıl Tuna nehrinin soğuk sularına döküldüyse; finalisti de Akdeniz'e ya da Po nehrine döküp basar gideriz.

Hele bir de şampiyon olursak davullarla zurnalarla düğün bayram ederiz.

Maçın kritiğine gelecek olursak;

Çok kötü başlayıp; oyunun momentumunu başlangıçta teslim ettiğimiz rakibe karşı geri dönüşümüzde; taktik ustası Dusan Alimpijevic'in usta dokunuşlarını izledik yine.

Sırp coach girmeyen şutlara, alınamayan  savunma ve hücum ribauntlarına karşın hiç karamsarlığa kapılmadan kenardaki rehabilitasyonu ile uyuyan kim varsa kendine getirerek maçın içine sokmasını bildi.

11 sayı farkla geriye düştükten sonra; yakalanan seri ile ilk yarıyı 22-20 önde kapatmak; işte üzerlerinde dolaştırılan bu sihirli değneğin sonucuydu.

İkinci çeyrek 38-34 lehimize kapandıktan sonra üçüncü çeyrek itibariyle gerçek kimliğiyle ritmini bulan Frutti Extra Bursaspor'un parkede şov yapmaya başladığını izledik.

Kendi ligimizin ve Euro Cup'un verimlilik puanları en yüksek dörtlülerinden birisi olan Needham, Andrews, Onuralp Bitim'le Dudzinski'nin savunma ve hücumdaki koordinasyonları olağanüstüydü.

Needham ve Andrews birlikte iyi oynadıklarında Türkiye'de ve dışarıda Bursaspor'u kolay kolay kimse deviremez.

Paralarına göre çok büyük oyuncular. Bir kısanın ne yapması gerekiyorsa hepsini beceriyorlar. Andrews dün yine soktuğu çok kritik ve can alıcı üçlükleriyle alev alev yanmaya devam ederken; Needham skor katkısının sınırlı kalmasının dışında tam bir organizatördü.

Hele son iki çeyrek orkestrayı yöneten bir maestrodan farkı yoktu. Oyun sezgisi, saha içi görüşü ve lider kimliği bu ligde sadece Shane Larkin'de var. Andrews'le birlikte bu pozisyonun sınırlarını zorluyorlar adeta. Needham'ın virtüözlüğündeki kusursuzluğuna kusur ararken; 20 küsür yıl önce Tofaş'taki performansıyla belleğimize yerleşmiş efsane David Rivers'u izliyormuşum gibi geldi bana.

'Yerli beyaz Amerikalı' Onuralp Bitim ise kariyer maçlarına yeni bir halka daha ekledi Andorra önünde. Savunmadaki sertliği çok ama çok ekstraydı. Ceza atışlarında kritik şutları kaçırsa da; çembere atak ederek revers üzerinden yaptığı iki spektaküler smaç NBA kalitesindeydi. Onuralp bu ligin totalde en iyilerinden, Türkiye Ligi'nin de açık ara en iyi yerlisi ve seviyesine kimse yaklaşamıyor. Seneye hem onu, hem de eldekileri tutabilirsek; Frutti Extra Bursaspor ilk dördün içinden aşağılara düşmez.

Bir makine düzeninde ve saat gibi tıkır tıkır işleyen bu beşlide Dave Dudzinski fazla göze batmayan işlerin adamı!. Atletizmi olmayıp da, çember altında bu kadar göğüs göğüse çarpışma sonunda ayakta kalabilen çok az beyaz Amerikalı vardır. Basketbol literatürüyle 'kirli işlerin harika oğlanı.' Şutu, savunması, eşleşmelerdeki çabukluğu ile first class.

En sona bıraktığım Kevarrius Hayes dün gecenin en çok katkı veren oyuncusuydu Bursaspor adına.  Beşlemeden bitirdiği her maçı kazanıyor Bursaspor. Dün gece olduğu gibi. Kısır geçirdiği iki çeyrekten sonra çok iki periyot özelikle show up savunmasında olağanüstü oynadı. Blok tehdidi ile çember altını karartarak Andorra'yı geri püskürten adam oldu. Kritik anlarda gelen yaptığı iki bloğunu daha uzun süre konuşacağız. Son çeyrekte bütün savunma ribauntlarda onun uzanan ellerini gördük. Kötü başladı, şahane devam ediyor ve seneye yine takımda kalmayı hak ediyor.

'Pitbull Holland' az süre alıp, az üretse de; bu kadroda her zaman ona ihtiyaç var. Dün gece işin savunma tarafında iyi oynadı.

İstatistiklere girecek olursak; Frutti Extra Bursaspor'da Derek Needham geceyi 13 sayı, Onuralp Bitim 18 sayı, 4 ribaund, 3 asist, Andrew Andrews 20 sayı (3/4 üçlük), 2 ribaund, 3 asist, David Dudzinski'de 12 sayı, 4 ribaund ile tamamladı.

Oyunun sonunda sponsor firma Uludağ İçecek'in patronları Ömer ve Levent Kızıl kardeşlerin aileleri ile birlikte parkenin içine girerek oyuncuları kutlamaları duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Bu davaya gönül koyup, Bursaspor'un basketbolda 5 yıl gibi kısa bir sürede Avrupa'nın en anlamlı ikinci kupasında final oynamasını sağlayan ekonomik gücün finansörleri Kızıl kardeşlere Bursalılar olarak ne kadar teşekkür edilse azdır.

Sadece onları değil tabii ki; başta şube başkanı Sezer Sezgin olmak üzere yönetim kurulu ile icra kurulu üyelerini de tebrik ediyorum.

Gönlümden kopardığım en büyük sevgi ile övgü dolu kelimeleri de sana gönderiyorum koca yürekli Eren Koca...

Yani maçı TRT Yıldız'dan anlatan spikere...

'Bu takım nasıl sevilmez, bu takımla nasıl gurur duyulmaz'

'Finaldeyiz gururla sevinçle bağırıyoruz, fethede fethede gidiyoruz'

'O kupa Bursa'ya gelecek; bravo, bravo hepinize teşekkürler'

Bir Bursalıdan daha Bursasporlu gibiydi mikrofonun karşısında dün gece.

Yeri geldi boğazında düğümlendi sözcükler.

'Biz' diye bağırdı hep.

Özetle Bursaspor'u kendi takımı gibi içselleştirmesi pek görüp duymadığımız bir vefa örneğiydi.

Eren Koca'ya daha önce de bir yazımda teşekkür etmiştim, bu kez en yüksek perdeden 'Helal olsun seni doğuran anaya' demek istiyorum.

İçtenliği, tarafsızlığı ve yaşayıp, yaşattığı duygusal dakikaları adına...

Bursaspor Yönetimi kendisini mutlaka bir maça davet edip, seyirciyle tanıştırmalıdır.

Bir plaket, bir forma ile gönlü alınmalıdır.

Sevgili Bursasporlular daha yeni başlıyoruz. Bu takım İNG Basketbol Ligi'nde de en az yarı final görecektir.

Bizim rakibimiz sadece ve sadece Anadolu Efes'tir.

Fenerbahçe'yi de, Galatasaray'ı da, P.Karşıyaka'yı da, Darüşşafaka'yı da, Gaziantep Basketbol'u da, Bahçeşehir Koleji'ni de sollayıp geçeriz Allah'ın izniyle.

Şimdi cumartesi akşamı saat 19.00'da son maçımız olan Gaziantep Basketbol karşılaşmasını izlemek için Nilüfer'e salona koşuyor;

O salonu son koltuğuna kadar doldurarak ve hiç susmadan tezahürat yaparak Euro Cup finalistimizi bağrımıza basıyoruz.

Hazır mıyız Bursa!...