Bankalar neyin peşinde?

Bir yandan Orta Doğu'da devam eden çatışmalar piyasaların önemli gündem maddesi olmaya devam ediyor.

Uzmanlardan uyarılar geliyor.

Gerginliğin devam etmesinin piyasaları negatif etkileyebileceği söylenirken, yatırımcıların temkinli olması gerektiğine vurgu yapılıyor.

Öte taraftan piyasalar nefesini tutmuş Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 26 Ekim 2023 Perşembe günü açıklanacak olan faiz kararını bekliyor.

Faiz tahminleri değişiyor.

TCMB eylül ayında politika faizini 5 baz puan artırarak yüzde 30'a yükseltmişti. Son artışla TCMB yeni yönetiminde 4. faiz artışına imza atmıştı.

Piyasaların faiz artırım beklentisi 250-500 baz puan arasında değişiyor.

2023 yılsonuna ilişkin maksimum beklenti yüzde 40, minimum beklenti ise yüzde 35 seviyesinde.

Bankacılık sektör kaynakları ile sohbet ederken...

Reeskont kredilerine ihracatçılardan talep olduğunu ve limitlerin yetmediği yönünde söylemlerden bahsettim.

Dolar kurunun 28,06 TL seviyesine kadar yükselirken, Euro'nun ise 30 TL sınırında işlem gördüğüne de değindik.

'Faiz sabit kalacak' dedikodularıyla bankaların TL mevduatında faiz oranını yaklaşık 500 baz puan aşağı çektiği yöndeki ifadeleri de sordum.

Tabi bunların hepsi ayrı başlıklar.

Fakat son çeyrekte minimum 250 baz puan arttıracağı yönünde  tahminler yoğunlukta...

Ne olursa olsun enflasyonun yüzde 70'e tırmandığı bir ortamda, artan oran normalleşmeye yönelik adımlar olarak belirtiliyor.

Bankalar yüzde 40 - yüzde 50 faiz oranlarında  kredi vermeye devam ediyor.

Her ne kadar kulağa hoş gelmese de, bugünün yüzde 50'si ucuz kredi olarak ifade ediliyor.

2024 yılı tablosunda  kredi faiz oranlarının daha yüksek hale gelecek yönünde.

İhracatçıyı desteklemek adına adımlar devam ediyor.

Çünkü ihracatçının artık dayanacak ve rekabet edecek gücü kalmadı.

İhracatçıyı rahatlatabilmek için ya döviz kuru yukarı yönde hareket edecek o da enflasyon demek ya da ucuz kaynak sağlanmaya çalışılacak.

Şuanda bankalarda ihracatçı müşterilerine yönelik çalışmalar var.

Reeskont kredisi, Merkez Bankası nezdinde tahsis edilen ve yaklaşık 1 yıldır beklenen düşük faizli bir kredi.

Gelinen nokta da piyasaların açıldığı söyleniyor.

Biliyorsunuz ki , geçmiş dönemdeki politika faizleri bankaları etkiliyordu.

Vadelerin açıldığı hatta 36 ay vadelere kadar kredilenme olduğu belirtiliyor.

Tabi bu vadeleri yeni yeni konuşuyor hale geldik.

TL mevduatında faiz oranının aşağı çekildiği yönündeki söylemlere, hemen hemen piyasada paralel faiz oranları yönünde cevaplıyorlar.

Özetle...

Şuanda herkes kendi yağınla dönmeye çalışıyor.

Çünkü faizler yüksek.

Sektörlerde yüksek kar marjları kalmadı.

Düşünün...

Bir işletme yüzde 50 faiz oranıyla kredi kullanacak diyelim.

Yılbaşı geliyor, vergi, enerji maliyetleri derken, asgari ücret zammı gelecek.

"Şu koşullarda işletme sahibinin kredi ile ayakta kalabilmesi çok zor" diyerek iş dünyasının yorumuyla yazımızı sonlandıralım.