Takım sahada ama oyun planı nerede?

Hava güzel, saha güzel seyirci muhteşem.

Her şey 3 puanı almaya müsait.

Rakip bana göre grubun iyi takımlarından biri. Nitekim ilk yarının ilk maçında 2-0 yenmemize rağmen kora kor oynayan bir Düzcespor vardı karşımızda. Puan durumundaki yeri de bunun ispatı.

Gelelim Bursaspor cephesine.

Musa Çağıran'ın cezası nedeni ile yokluğu dışında yeni transfer Vefa Temel ilk 11'de. Sakatlıktan yeni çıkan Mehmet Yiğit de sahada.

Takımını özleyen taraftar yine kapalı gişe tribündeki yerini almıştı. Stadyumun ortamı mükemmel ötesi. Coşku nirvana yapmıştı.

Bu çerçevede ligin ilk devre arasını Antalya kampı ile geçiren Bursaspor takımı, bana göre kafa olarak henüz Bursa'ya gelememiş.

Ligin ikinci yarısı başlıyor ve rakip ikinci sırasında. Öyle bir ilk yarı izledik ki inanın gözlerimize inanamadık. "Eyvah!" diyerek yanımdaki arkadaşıma "Bu maç Karşıyaka maçının kopyası" dedim.

Sahada bulunan ilk 11 Antalya kampında birlikte bir antreman maçı bile yapmadığını biliyoruz. Vefa ve Mehmet kampta ayrı çalıştılar.  Bunun bir uyum sorunu yaşatacağını stadyumun tamamına yakını düşünmüştür diye tahmin ediyorum.

Maçın tamamında oyun Yiğit Ali Bayrak üzerine yıkıldı. Uğraştı didindi ama işte bu kadar oldu. Gözüme çarpan diğer bir husus Abdullah Tazgel oldu. Lig arasında çok geri gitmiş. Maçın son anlarında çizgiye inerek orta yapmasını beklerken adeta şut attı. Defans uyumu, rakip futbolcu takibi ve ikili mücadelelerde çok zayıf kaldı. Bir an önce düzelmesini bekliyorum. İyi bir Abdullah Tazgel'i biz seyrettik çünkü.

Bursaspor takımı ileri gitmekte sorun yaşıyor. Bölgeler arası geçişlerde sorun var. Oyun esnasında sorumluluk almaktaki teredütleri görüyoruz.

Genel anlamda Bursaspor'un oyun planı konusunda eksikleri var. Evet kaliteli bir takımımız var. Bireysel yeteneklere sahip özel futbolcularımızda mevcut. Ancak bunu sonuca ulaştıracak oyun planımızı göremiyoruz.

Hep bir kaliteli ayağın ön plana çıkmasını bekliyoruz. Çıkmadığı zaman topyekün üzülüyoruz.

Bir sözümde Pablo Martin Batalla'ya olacak. Sevgili hocamızın bu duruma ciddi şekilde el atması gerekiyor. Bu ligin üstünde olan bu takım kadrosuna uyan bir oyun anlayaşını monte etmesi gerekiyor. Ayrıca işler iyi gitmediğinde müdahalelerini dakika fark etmeksizin yapması lazım. Saha kenarında biraz heyecanlı durmalı, demeçlerinde de biraz iddialı olmalı diye düşünüyorum.

Hafta içinde Düzcespor başkanı, teknik direktörü Bursa'ya puan veya puanlar almaya gidiyoruz dediler. Bu maçta Düzcespor hocası futbolcular kadar efor sarf etti saha kenarında. Bu sadece bir örnek.

Son bir tespitim de muhteşem taraftarımıza. Takıma sahip çıkmaları çok değerli. Her koşulda ve konumda yalnız bırakmıyorlar. Bursaspor bugün tüm Türkiye'de konuşuluyorsa en önde gelen faktördür taraftarımız. Geçmişten ders çıkarmış takımın itici gücü ve ateşleyici olabilmek için üstün gayret gösteriyorlar. Bugün tüm dünyaya mesaj vererek üzerlerine düşeni en alasından yaptılar.

Herkesin özendiği bu tablo ne yazık ki son dönemde rakip takımları daha çok olumlu motive ederken kendi takımımız bu desteği sonuca çeviremiyor. Futbolcuların bu durumu değiştirmelerini bekliyorum.

"Rehavet yok" diyerek ikinci yarıya hazırlanan takımımıza güvenimiz tam. Şampiyon olmak konusunda hiç şüphemiz yok. Sadece kaliteli takımdan biraz futbol ve güzel galibiyetler istiyoruz. Çok da bir şey istemiyoruz aslında.

Kötü günlerden  buralara gelirken büyük emeği olan Enes Çelik başkan ve Bursaspor camiası bunu hak ediyor diye düşünüyorum.

Tamam Düzce olmadı ama Tokat'da bunu telafi etmenizi bekliyoruz. Daha önce yaptınız yine yaparsınız...