Bursa'nın en fotojenik sokakları

Bursa'nın ufak tefek taşları
Keman olmuş o yârimin kaşları
Bir omuzdan bir omuza saçları
A benim esmer güzelim
Yârimle kol kola gezelim...

Bu kez yazıma Bursa'mızın güzel türkülerinden biriyle başlamak istedim. Yâriyle kol kola gezenlere, hiç bitmeyen ve ömürlük aşklara da selam olsun... Hemen belirtmeliyim (kesinlikle örtülü anlam içermemektedir efendim :) )

Türkiye'nin dört büyük şehrinden biri olan Bursa'da yaşamak, bitmeyen trafik keşmekeşine rağmen ayrı bir mutluluk... Elbette al bayrağımın dalgalandığı ülkemin tüm şehirleri, her bir köşesi ayrı güzel ve ayrı kıymetli... Ama Bursa bir başka...

Dağından denizine; lezzet simgesi ve ölümsüzlüğün meyvesi şeftalisinden köftesine, tatlısından hayranlık uyandıran meşhur ipek kumaşlarına; otomotivden gıda ve mobilyaya kadar pek çok üretimiyle Türkiye'nin en önemli sanayi kentlerinden biri... Aslında anlatmaya gerek yok, Bursa'mızın güzelliğini yaşayan bilir.

Şimdi sizleri kentimizin tarihi semtlerinden biri olan Tophane'ye götürmek istiyorum...
Yürüyüş yapmak istediğim günlerden birini paylaşacağım sizlerle. Yürüyüşün ruh sağlığına iyi geldiğini, psikolojik sorunları azalttığını, kalp damar sağlığını desteklediğini ve kolesterol seviyelerine olumlu etkileri olduğunu hepimiz biliyoruz. Hem biraz yürüyüş yapmak hem de maneviyat dolu bir gün geçirmek istediğim o günde kendimi Tophane yamacında buldum.

İlk durağım, 14. yüzyılda inşa edildiği düşünülen ve Nusret Paşa Türbesi olarak da bilinen, Saltanat Kapı'ya yakın alanda bulunan Okçu Baba Türbesi oldu. Bir rivayete göre Okçu Baba, Uludağ'a çıkar ve yayını gererek okun düştüğü yere gömülmek istediğini söyler. Okçu Baba'nın fırlattığı ok, bugün türbesinin bulunduğu yerin yakınına düşer ve vefatından sonra buraya defnedilir. Herkes gibi ben de İhlas ve Fatiha surelerini okuyup oradan ayrıldım.

Huzuru içime çekerek yürüyüşüme devam ederken, Bursa surlarının ana kapılarından olan; görkemli ve büyük öneme sahip Saltanat Kapı'nın önüne geldim. Surların tarihçesine ilişkin de hemen bilgi verelim.

Osmanlı döneminde "Kale Kapısı" ve "Hisar Kapısı" olarak da bilinen ve doğu yönünden kente doğrudan girilen Saltanat Kapı, Hisar'ın doğuya; aynı zamanda İpek ve Baharat Yolu'na açılan ana kapısı konumunda. Tekfurların, devlet yöneticilerinin ve Osmanlı Dönemi'nde saray erkânının kente giriş ve çıkışta kullandıkları; ayrıca gösterişli tören ve resmi geçitlerde kullanılan ana kapı olarak biliniyor. (Kaynak: Visit Bursa)

Saltanat Kapısı'nın yanı sıra Yer Kapı, Fetih Kapısı (Su Kapısı), Zindan Kapı ve Kaplıca Kapısı olarak isimlendirilen beş kapısı bulunan surların toplam uzunluğu 3.38 kilometre. Tophane ve Çakır Hamam arasında toplam 14 burç bulunuyor...
(Kaynak: Türkiye Kültür Portalı)

Bursa'nın en eski 5 mahallesinin yer aldığı Hisar İçi bölgesindeki sokaklara da uğramadan olmazdı. "Yaşayan Tarih Hisar İçi" projesi ile dönemin Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar tarafından restorasyon çalışması yapılan sokaklar, eşsiz dokusuyla hem amatör hem profesyonel fotoğrafçılar için sonsuz bir ilham kaynağı diyebilirim. Fotoğraf çektirmeyi seven biri olarak buraya birkaç fotoğraf bırakıyorum. Ruhuma, kalbime o kadar iyi geldi ki... Şehrime olan hayranlığım daha da arttı. Sizlere de tavsiye ederim.

Sizleri Allah'a emanet ediyor, yazımı tebessüm ederek okumanızı diliyorum.
Hoşçakalın...