Bursa Tabip Odası: Vergide adalet istiyoruz
Bursa Bölge, 2024.09.25 12:59Bursa Tabip Odası (BTO), vergi sistemi hakkında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Bursa Tabip Odası, vergiler hakkında Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi önünde bir basın açıklaması düzenledi.
"EMEĞİMİZİN HAKKINI KORUYACAĞIZ"
BTO Genel Sekreteri Dr. Muhsin Güllü basın açıklamasını gerçekleştirdi. Güllü, "Biz 1 milyon 400 bin sağlık çalışanı vergide adalet istiyoruz. Aylardır, tam 27 haftadır olduğu gibi bugün de, bu Çarşamba da, burada topluma sağlık hizmeti verdiğimiz ASM'lerin, hastanelerin, tüm sağlık tesislerinin önünde bir kez daha "Vergide Adalet" istiyoruz. Kararlıyız, bu oyunu bozacağız! Artan oran vergi dilimi oyununa son verecek, emeğimizin hakkını koruyacağız" şeklinde konuşmasına başladı.
"VERGİ ADALETSİZLİĞİYLE SOYULUYORUZ"
Güllü, iktidar ve muhalefete seslendiklerini belirterek, "İktidar, haklı taleplerimize karşı sağır taklidi yapmaktan vazgeçmeli; muhalefeti ise bu soyguna karşı biz üretenlerin, çalışanların yanında olmaya çağırıyoruz. Biz, bu ülkenin çalışanları; "nas var nas, faiz sebep enflasyon sonuç" gibi politikalarla, kamu idaresi eliyle bizzat ve bile isteye yaratılan enflasyon altında her gün eziliyoruz. Gerçek değerinden en az yarısı kadar ölçmek üzere müdürü değiştirilip durulan TÜİK safsatalarıyla bize gelince yüzde 19'da kalan 6 aylık enflasyon, sıra köprü geçişine zam yapmaya gelince 8 ayda %288 zam gibi insafsız, izansız artışlara dönüşüyor. Bizler, bu sistemli hayat pahalılığı içinde geçinmeye çalışırken, artan oranlı vergi adaletsizliği nedeniyle bir kez daha soyuluyoruz. Biz sağlık çalışanları, hiçbirimiz Ocak ayında aldığımız maaşı bir daha alamıyoruz. Her nasılsa, her ay düşüyor bizim maaşımız. Biz artık sabit gelirli bile değiliz. Biz, vergisi sürekli artan, geliri sürekli azalanlarız. Temmuz ayında yapılan komik artış, bu vergi soygunu nedeniyle cebimize girmeden artan vergi kesintisine gidiyor. Temmuz'da aldığımızdan daha az maaş alıyoruz" dedi.
"BU BİR SOYGUN REJİMİDİR"
Güllü, "Gelir vergisi kesintisi sözüm ona %15 ile başlamaktadır ama neredeyse her ay artarak, hızla %15'ten %20'ye, 2-3 ay sonra %27'ye ve yıl ortasından sonra brüt gelirimizin %35'i gibi fahiş bir orana ulaşmaktadır. Bu ülkede şirketlerden alınan kurumlar vergisi ise sabit oranlıdır; ki o oran da bu yıl %20'den artarak %25 olabilmiştir. Kaç para kazanırsa kazansın sabit oranlı vergiye tabi şirketler, istisna, teşvik, amortisman, yatırım indirimi vs. gibi say say bitmez bahanelerle yüzde 2-3 bile vergi vermemektedir. Her şeye rağmen açıklanamayan bir vergi çıkarsa da birçok şirketle o vergi borcu için hemen barışılmakta, affedilmektedir. Bu vergi değil, olsa olsa soygun rejimidir" açıklamalarında bulundu.
"EMEKÇİYE DEĞİL SERMAYEYE VERGİ DİYE HAYKIRACAĞIZ"
Güllü, "Ücretlerden kesilen gelir vergisi dilimleri, bize uygulanan tüketim vergileri, cezalar ve harçlar artarken kullanılan yeniden değerleme oranları ile birlikte %15 olan ilk vergi diliminin sınırının 230 bin lira olması gerekirken, bugün 110 bin lirayı aşan brüt gelirden %20 gelir vergisi kesilmektedir. Yıllık 230 bin lira, yani aylık 20 bin lira brüt geliri olan "çok kazanan" %27 gelir vergisine tabidir. Eline 50 bin lira ücret geçen "çok çok kazanan" çalışandan kesilen vergi oranı ise %35'e çıkmaktadır ki adalet yerini bulsun! Öyle mi? Bu adalet midir? Hayır, değildir. Bu soygunun böylece sürmesine izin verecek miyiz? Hayır, vermeyeceğiz! "Emekçiye değil, sermayeye vergi!" diye hep birlikte haykıracağız" şeklinde açıklamalarda bulundu. Güllü sözlerine, "2006 yılına kadar ücret gelirlerinde gelir vergisi oranları %5 puan eksik uygulanırken, 2006 yılında tarifenin birleştirilmesini Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 2., 55. ve 73. maddelerindeki "mali güç" ve "adaletli bir ücret elde etme" ilkesi bir arada değerlendirilerek; "vergi oranının ücrette azalmaya neden olacak şekilde yükseltilmesi, 'adalet' ilkesini de zedeler" diyerek %35 oranındaki vergiyi, ücret gelirleri yönünden Anayasa'ya aykırı bulup iptal etmişti. Ne olduysa, üzerinden referandum geçen ülkenin AYM'si 2010 yılında tekrar getirilen %35 vergiyi anayasaya aykırı bulmayıverdi. Yetmedi, 2020'de bir de %40 vergi dilimi eklendi" açıklamalarıyla devam etti.
"PLANLI YOKSULLAŞTIRMA BARINMA SORUNLARINA NEDEN OLACAK BOYUTA GELDİ"
Güllü, ücrette azalmanın gelir vergisi adaletsizliği olduğunu vurgulayarak, "Bu soygunun daha fazla sürmesine izin vermeyeceğiz. Sağlık sadece muayene, tahlil, röntgen, BT, sintigrafi, ilaç veya ameliyat değildir. Sağlıklı olma hali, sadece bedensel iyilik hali ile belirlenmez. Sağlık; sosyal, ekonomik, kültürel ve çevresel koşulların; beslenme, eğitim, çevre kirliliği, gelir düzeyi, yaşama ve çalışma koşulları, insan hakları güvencesi, iyi yönetim, temiz su ve hijyenik koşullar, etkili sağlık hizmetlerine erişim, iyi barınma koşulları gibi sayabileceğimiz birçok sosyal belirleyicisi vardır. biz sabit gelirlilerden kamu zoru ile kesilen artan oranlı bu adaletsiz vergiler artık bir halk sağlığı sorunudur. Çünkü bu planlı yoksullaştırma ve her ay gelirimizin biraz daha azalması, beslenme ve barınma sorunlarına neden olacak boyuta erişmiştir. Nasıl ki pandemiyi, hakları bilinmemiş ve verilmemiş olsa da 506 arkadaşımızı kaybetme pahasına durdurduysak, bu sabit gelirliye uygulanan artan oranlı vergi adaletsizliğini de durduracağız. "Vergide adalet" diye bayrağı ilk açan DİSK başta olmak üzere, tüm işçilerle, tüm kamu çalışanlarıyla, tüm sabit gelirlilerle, 30 yıllık emekleri gasp edilip yoksulluğa ve sağlıksızlığa terk edilen emeklilerle birleşerek kazanacağız. Artık bir halk sağlığı sorununa dönüşen bu vergi soygununu durduracağız. Kararlıyız; biz sağlıkçılar, adaletsiz vergi sorununu çözeceğiz! Birleşe birleşe kazanacağız! Bu vergi soygununu durduracağız" dedi.
Kaynak: BURSADA BUGÜN
Bursa Bölge, 2024.09.25 12:59