Bursa'da Dünya Sulak Alanlar Gününde İznik Gölü için ortak çağrı! "İznik Gölü'nü Savunacağız'
Bursa Bölge, 2025.02.02 14:25Bursa'da Orhangazi ve İznik ilçelerine sınırları bulunan ve son yıllardaki çekilmesi ile gündemden düşmeyen İznik Gölü ile ilgili, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle DOĞADER öncülüğünde, "İznik Gölü'nü Savunacağız" temasıyla göle kıyısı olan Çakırca Mahallesinde bir basın açıklaması yapıldı.

FATİH MISIR / BURSADA BUGÜN
Bursa'dan çok sayıda kent konseyi ve sivil toplum kuruluşunun yer aldığı buluşmada Orhangazi'den hiçbir STK ile derneğin bulunmaması dikkatlerden kaçmazken, burada yapılan açıklamada gölde yaşanan çekilmeye bir kez daha dikkat çekildi.
Bursa'da doğa ve çevrenin korunması adına çalışmalarını yürüten DOĞADER tarafından, başta kuraklık olmak üzere bir çok sebep nedeniyle çekilmeye devam eden İznik gölü için 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Gününde, gölün korunmasına dikkat çekmek amacıyla bir basın açıklaması yapıldı.
Göl kıyısında yer alan Çakırca Mahallesi'nde yapılan basın açıklamasına Bursa Kent Konseyi, Osmangazi Kent Konseyi, Nilüfer Kent Konseyi, Gemlik Kent Konseyi, Mudanya Kent Konseyi, İznik Çevre ve Yaşam Platformu yönetimi ile üyeleri ve Mahalle halkı katılırken, İznik gölüne en fazla kıyısı olan ve çekilmenin en çok yaşandığı Orhangazi ilçesinden hiçbir kurumun ya da STK'nın katılmaması dikkat çekti.
İznik Gölü'nün başta Orhangazi ve İznik olmak üzere Bursa için önemine dikkat çekildiği ortak basın açıklamasında konuşan DOĞADER başkanı Murat Demir, İznik Gölü'nün geldiği son durumu paylaştı ve göl için yetkililere acil eylem çağrısı yaptı.
Bursa kent konseyi çevre meclisi başkanı Özge Sivrioğlutarafından yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi ;
1997 yılından beri her yıl kutlanan 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü, sulak alanların çevremizdeki hayati rolünü vurgulayan ve bunların korunması ve sürdürülebilir yönetimi hakkında farkındalık yaratan küresel bir etkinliktir. Dünya Sulak Alanlar Günü'nün bu yılki teması "Ortak Geleceğimiz İçin Sulak Alanları Korumak" olarak belirlenmiştir. Bizler de burada sulak alanların önemi hakkında farkındalık yaratmak ve taleplerimizi sunmak için bir araya geldik.
Hem tatlı su hem de kıyı ve deniz ekosistemleri olarak tanımlanan sulak alanlar bataklıklar, turbalıklar, haliçler, deltalar ve mangrovlar gibi su kaynaklarını içermektedir. Bu ekosistemler, su kalitesinin korunmasında, biyolojik çeşitliliğin desteklenmesinde, iklim değişikliğinin hafifletilmesinde ve dünya çapında milyonlarca insana geçim kaynağı sağlanmasında önemli bir rol oynar ve doğa için kritik öneme sahiptir. Sulak alanların kritik rolüne rağmen, en yüksek azalma, kayıp ve bozulma oranlarına sahip ekosistemler arasındadırlar. Örnek vermek gerekirse sulak alanlar insan faaliyetleri sonucu ormanlardan üç kat daha hızlı yok olmakta ve yok edilmektedir.
Ülkemizde toplam 122 adet sulak alan bulunmaktadır ve bunların 3 tanesi Bursa'dadır. Uluabat Gölü Ramsar Sözleşmesi kategorisinde olup, Kocaçay Deltası ve İznik Gölü, "Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan" kapsamında korunmaktadır. İznik gölü sulak alanı sık sazlıkların arasında karışık koloniler kuran küçük karabatak ve gece balıkçılı ile Önemli Kuş Alanı (ÖKA) statüsündedir. Gölün dünyadaki en önemli kuş göç yolları üzerinde olduğu da ayrıca önem arz etmektedir. 5'i endemik olmak üzere 19 iç su balığı türü; 11 familyaya ait 24 sürüngen türü; 5 familyaya ait 8 iki yaşamlı türü; 44 familyaya ait 172 kuş türü ve 16 familyaya ait 37 memeli türünün yayılış gösterdiği bilinmektedir. 88 familyaya ait 497 tür bitki taksonu vardır ve bunların 11'i ülkemize özgü endemiktir.
İznik Gölü derin göller sınıfında yer alıyor
Bursa'nın İznik ve Orhangazi ilçeleri sınırları içindeki İznik gölü Marmara Bölgesinin en büyük, Türkiye'nin beşinci büyük gölü olup, derin göller sınıfına girmektedir. Bilimsel veriler 1978 yılından beri göl seviyesindeki azalmayı desteklemektedir, son yıllarda bu durum gözle görülür boyutlara ulaşmıştır. Ancak 1990'lı yıllardan itibaren evsel ve tarım kaynaklı kirlenme, iklim krizi, yanlış su politikaları ve özellikle endüstriyel faaliyetler sonucunda ciddi boyutlara gelip İznik Gölü ekosistemini ve buradaki yaşamı tehdit etmektedir. Geçtiğimiz yıl gölde oluşan alg patlaması kirlilik sorununun vahametini gözler önüne sermektedir.
Sanayi tesisleri gölü besleyen damarların yok olmasına neden oluyor
Etrafındaki sanayi tesisleri gölü besleyen su kaynaklarından su çekmekte olup gölü besleyen ve temizlemesi gereken damarların yok olmasına neden olmaktadır. 1. sınıf tarım arazisi ve su havzası üzerine kurulu olan ve mısırdan nişasta bazlı şeker üretiminde bulunan firmanın DSİ verilerine göre yılda 1 milyon 458 bin m3 su kullanmakta, bu suyun 120 ila 155 metre derinlikten, stratejik yeraltı sularından çekmekte olduğu iddia edilmektedir. Tarım ilaçları etken madde üretimi, tehlikesiz atıktan bakır sülfat üretimi ve kimyevi gübre üretim tesisi kurmak isteyen başka bir firma ÇED olumsuz kararına ve Bursa Valiliğinin ruhsat iptaline rağmen, İznik Gölü'ne 350 metre mesafede 2 bin 550 metrekarelik alanın özel endüstri bölgesi ilan edilmesiyle birlikte faaliyetlerini ve kapasitesini arttırarak devam edecek ve bu da göle zarar verecektir.
Yeni tesisler gölden ciddi miktarda su kullanacak
Modern kâğıt hamuru fabrikalarında su tüketimi; üretilen 1 ton kâğıt başına 10 ila 50 m3 arasında değişmektedir ve endüstriler arasında 3 üçüncü büyük endüstriyel atık su üreticisidir. Gölün sulak alan tampon bölgesinde kalan ve sulak alanların korunması yönetmeliğine göre de yasaklanmış faaliyetler listesinde olan kâğıt endüstrisi, kurulmak istenen "kâğıt oluklu mukavva fabrikasının" da bu alanda ciddi miktarda su kullanacağı ve gölü kirleteceği de yukarıda bahsettiğimiz bilimsel veriler ışığında aşikârdır.
Su kullanım izinleri sadece etrafındaki sanayi tesisleri ile sınırlı olmayıp, havza dışındaki sanayi tesislerine de örneğin Gemlik'te bulunan gübre fabrikasına (10 milyon m3 kullanım izni) ve Yenişehir-Kirazlıyayla'da bulunan çinko kurşun bakır üretim tesisine (200.000 m3) verilen su kullanım izinleri İznik Gölü'nün tükenişini hızlandırmaktadır.
Bunların yanı sıra 2022 yılında yapılan 4. Göçebe Oyunları için seçilen alanda sazlar yok edilmiş, asfalt yol yapılmış, mıcır dökülmüş ve göçebe çadırı şeklinde üst yapı düzenlemeleriyle doğal bütünlük tahrip edilmiştir. Bu tahribat ekolojik olarak onarılmalı ve derhal göl ekosisteminin parçası haline getirilmelidir.
Bu yüzden;
1. Bölgede tahrip edilen kısımların biyoçeşitlilik bakımında rehabilitasyonu yapılmalıdır.
2. Yeraltı suları bilimsel yöntemlerle izlenmelidir.
3. Gölün kirlenmesini önlemek için buraya bağlanan derelere yapılan deşarjlar engellenmelidir.
4. Tarımsal faaliyetlerde zararlı tarım ilacı kullanımı durdurulmalı ve doğal yöntemler kullanılmalıdır.
5. Göl havzasından veya gölden aşırı su kullanım izinleri kontrol altına alınmalı, gölün ekolojik taşıma kapasitesine göre yeniden düzenlenmelidir.
6. Göl yakın çevresinde ve havzasında aşırı su kullanan ve atık üreten sanayi tesislerine kesinlikle izin verilmemelidir.
Dün olduğu gibi bugün de yarın da İznik Gölü'nü savunmaya devam edeceğiz.
Bursa Bölge, 2025.02.02 14:25