Bursaspor, cumartesi akşamı Dolmabahçe'de Beşiktaş ile her açıdan önemli bir eşik maçına çıkacak. Biliyoruz ki, yeşil-beyazlı ekip, ligde kazanmakta zorlanıyor.

Öyle ki;

20 maçta sadece 4 kez sevinebildi!

12 defa da berabere kaldı.

Sadece 4 kez yenildi.

Ancak ilginçtir;

Ligde ilk 6 sırada yer alan takımların hiçbirine henüz yenilmedi Timsah...

Bir başka deyişle;

Zirvedeki Başakşehir, Galatasaray, Beşiktaş, Malatyaspor, Trabzonspor ve Atiker Konyaspor ile berabere kaldı.

Hatta Konya önünde 2 kez beraberlik elde etti.

Ayrıca, Galatasaray'dan İstanbul'da, Trabzon'dan da Karadeniz'de puan aldı.

Timsah'ın savunma direnci, artık tüm ekiplerin yakından bildiği bir gerçek.

DEPLASMANDA SADECE 2 KEZ...

-Bu sezon 2 golden fazla gol yemedi.

-Yalnızca 5 maçta kalesinde 2 gol birden gördü!

-6 karşılaşmada da hiç gol yemedi!

-Deplasmanda 9 maçta ise, kalesinde 11 gol gördü.

-Dış sahada 9 randevuda;  6 beraberlik ve 1 galibiyet elde etti.

-Deplasmanda sadece ilk hafta Fenerbahçe'ye (2-1) ve 7. haftada Sivas'a (2-0) yenildi.

Bu tablo bize;

Bursaspor'un, öyle kolay teslim olmayan, kırılgan yapıdan uzak, yekpare (kompakt) bir takım olduğunu gösteriyor.

Hem de topyekün savaşan ve son düdüğe kadar pes etmeyen bir ekip...

Geçen gün de yazdım:

Hücum bölgesindeki malum beceri ve kalite eksiği nedeniyle, girdiği pozisyonları sonuçlandıramıyor.

Şimdi rakip İstanbul'da Beşiktaş...

Şampiyonlar Ligi'ne katılma mücadelesi veren İstanbul ekibi, Bursaspor'dan 7 gol daha fazla yemiş!

Ancak, Timsah'tan 2 kat daha fazla gol atmış (38-19).

İLK 30 DAKİKAYA DİKKAT!

Antalya'da aldığı fiyakalı 6-2'lik galibiyetin ve Kagawa'nın 3 dakikada attığı 2 golün rüzgarıyla çıkacaklar Dolmabahçe'ye...

O nedenle, tribün avantajıyla; ilk 30 dakikada yapılması muhtemel baskıyı kırmak çok önemli.

Samet Aybaba, Beşiktaş'ın iç saha ruh halini, yani kısaca DNA'sını çok iyi bilir.

OYUN PLANI NASIL OLUR?

Bursaspor, savunma güvenliğini ön planda tutarak, kontratak futbolunu deneyecektir.

Topu, yüzde 60'larda rakibine bırakması sürpriz olmaz.

Solda Umut Meraş'ın önünde Latovlevici'yi, sağ açıkta ise, defansın arkasına sarkıtmak için Yusuf'u kullanabilir.

-Lima mı?

Olabilir tabii ki.

Ancak ortamı daha iyi bilen Yusuf'tan 45-60 dakika kadar tüm gücünü yansıtmasını isteyeceğini düşünüyorum.

Skorun gelişimine göre, Lima'yı 46'da veya 60'ta hamle oyuncusu olarak değerlendireceğini düşünüyorum.

Tunay Torun'un sakatlığı nedeniyle, yine Henry Saivet 10 numarada başlayabilir.

Fakat bu sefer Henry'nin; iki 6 numara (çift çapa) Badji ve Aytaç'ın önünde 8 numara gibi başlamasını bekliyorum.

Savunmadaki stoper ikilisinde;

Ertuğrul'un yanında, Vergi'nin yerine tercihini İstanbul tecrübesine sahip Chedjou'dan yana kullanacağı düşüncesindeyim.

Umut Nayir'in kiralık geldiği takıma karşı kendini kanıtlamak için ekstra bir motivasyonla oynaması olası...

Tek alternatifi de Ankaragücü'nden dönen Kubilay Kanatsızkuş...

Hamle oyuncusu olarak;

Eldeki kısıtlı kadroda öne çıkan ilk isimler Lima, Shehu, Kubilay, Burak ve Furkan Soyalp...

SHEHU SÜRPRİZİ OLUR MU?

Aybaba, başka bir planla, Saivet'yi kulübeye çekip, Badji, Aytaç ve Shehu ile daha defansif bir orta saha üçlüsüyle başlayıp, Aytaç'ı forvet arkasına gönderir mi?

Olabilir...

Yalnız Shehu henüz 90 dakika çıkarabilecek form düzeyinde değil.

Belki de maç 60'lara kadar berabere ve Timsah'ın üstünlüğüyle geçilirse, Nijeryalı joker; Saivet'nin yerine ön liberoya veya sağ ön tarafa monte edilebilir.

DURAN TOPLAR BÜYÜK SİLAH

Bursaspor'un özellikle, duran toplardan gol bulma avantajını çok iyi değerlendirmesi gerekir.

Vida ve Mirin tandemine havadan üstünlük sağlayabilmek için, Aytaç, Ertuğrul ve Chedjou (Vergini) 3'lüsünün; Umut Nayir'le birlikte çerçeveyi bulması şart!

Defanstan dönen toplar için de ceza yayı ve çevresinde, simsice "avını bekleyen bir camgöz" misali Lato da o meşhur; gelişine ip gibi vurduğu zımba şutlarını çıkarmaya çalışmalı.

Bir de rakip hücuma çıkarken, Dorukhan, Medel (Atiba) ikilisiyle, Adem Ljajic'ten çalınacak toplarla, Beşiktaş'ı eksik yakalayıp faturayı kesme opsiyonu da çok önemli.

Ayrıca, ev sahibi ekip ne kadar uzun süre gol bulamazsa, taraftar baskısıyla birlikte daha telaşlı oynayacaktır.

KİM DAHA ÇOK İSTEYEBİLİR?

Tabii ki Şenol Güneş'in yedek kulübesi; Pepe ve Babel gitmiş olsa da, Bursaspor'un benchine bakıldığında; Amerika'nın o eski şöhretler karması kulübü Cosmos gibi görünüyor insana...

Haliyle, bu maçı; Teksas ve oyuncularıyla birlikte Samet Aybaba'dan daha çok kazanmak isteyen biri var mıdır?

Şahsen, Bursaspor'un; 3 puana ulaşabilmesi için yakalayacağı net pozisyonları gole çevirmesi  gerektiğini düşünüyorum.

Zira, bu fırsatları kaçırırsan, 13. beraberliğini elde edebilmek için, yani puan alabilmek için bu kez skoru 0-0'a bağlaman gerekir.

Her türlü handikaba rağmen, Timsah'ın, Boğaz'dan en az 1 puanla dönebileceğini tahmin ediyorum.

Kolay mı?

-Tabii ki değil!

Ama Bursaspor, taraftarından da yoksun çıkacağı; böylesine önemli maçları sever!

NEDEN OLMASIN?

Kim bilir, belki de Aralık 2009'da İnönü'deki o unutulmaz 3-2'lik galibiyet gibi tarihi bir sonuç olur. 

Neden olmasın?

İnşallah, kulüp, şampiyonluğun yolunu açan o müthiş zaferi izlettirmiştir takıma...

Bu takım zaten dirençli oynuyor. Arada gidip 1-2 gol sıkıştıramaz mı?

Hayal gibi gözükse de, gerçek olamaz mı?

Böyle maçlar, kıvılcımı yakmak için çok iyi bir fırsattır.

Kazanırsan milad olur.

Camiayı da kenetler.

KÜLLERİNDEN DOĞMA VAKTİ

Mitolojide, Zümrüdü Anka Kuşu diye geçen, yabancıların ise "Phoenix" dediği bir kuş vardır.

Hani şu; küllerinden yeniden doğan, destansı kuş!

İşte, Bursaspor da, bu zorlu süreçte, küllerinden yeniden doğarak, Dolmabahçe'de destansı bir zafere imza atabilir.

Yeter ki, inansın ve istesin!

Zira, teslim olmadan geçti 56 sene...

Haydi Bursaspor, bir daha dene...