Bursaspor, 6 haftadır kazanamıyor.

-Evet maalesef öyle!..

Kadro kalitesi malum...

Artık transfer de bitti.

Bundan sonra Haziran ayına kadar gökten zembille futbolcu gelecek hali yok!

Eldeki malzeme bu!..

Ligde kaldı 14 hafta...

Ligdeki mücadeleye "en kısa sürede rahata erme savaşı" adını koyacak olursak;

Savaşa bu askerlerle gidilecek!

SAVAŞÇI ASKERLER...

Bu sezon ekipte; Batalla gibi saha içi bir "general" de yok!

Topyekün mücadele eden,

Takım savunmasını iyi uygulayan,

Ama kapasitesi belli olan askerler var ortada...

Ligin en az gol yiyen 2. takımı...

Aynı zamanda da;

Ligin en az gol atan 5. takımı...

Yani, yeteneği ve becerisi sınırlı olan, ancak yardımlaşma/ dayanışma içinde "takım olma" olgusunu yakalamış bir ekip var.

Hücumda atak sonlandıramayan, final hareketlerinde etkin olamayan, ama yine de 90 dakika boyunca mücadele eden, genciyle, yabancısıyla çok koşan bir takım; Bursaspor...

KANTARIN TOPUZUNU KAÇIRMADAN...

Lâkin, koskoca 20 haftada sadece 4 kez kazanabilmiş!

İşte sıkıntı burada!..

Taraftar desteğine rağmen, maç kazanma konusunda becerikli değil!

Çoğu maçtaki performansları nedeniyle; eleştirilmeyi hak ediyor!

Bu da gayet doğal!

Maçın hemen ardından, sıcağı sıcağına yazı yazarken, biz de bazen sert eleştiriyoruz.

Tabii ki, bel altı vurmadan, kırıp dökmeden ve kantarın topuzunu kaçırmadan...

Ama bu eleştiriler, en fazla 2 gün sürer.

Sonra yeni bir sayfa açılır;

#UmutturBursaspor sloganıyla      yeni maç için yeniden umut beslenir... Destek verilir...

Zaten şurası kesin ki;

Gerçek Bursaspor taraftarı, yeşil-beyaz sevdasına zarar vermeyi aklının ucundan bile geçirmez!

Kentin sembolüne gözü gibi bakar. Onu sarıp sarmalar...

KENTİN MORAL BAROMETRESİ

Zira Bursaspor, şehrin; coşku ve moral barometresidir!

Bir haftayı; o maçın sonucuna göre yaşar...

Hal böyleyken;

Her zaman aslolan "arma" olduğuna göre...

Başka da Bursaspor olmadığına göre...

Önemli olan, bu kritik virajda armaya sahip çıkmak değil midir?

Ufukta; final gibi önemli 14 maç varsa...

Köprüyü geçerken, birbirine zarar vermenin kime, ne faydası olabilir ki?!

Tam aksine;

"Birlikten kuvvet doğar" ve "tek vücut olmak" gibi deyimleri kullanmanın tam zamanı!

Bu kadar borç varken;

Bursaspor yerle bir olursa, yarın öbür gün, hangi armadanın peşinden koşacaksınız?

Ortada, çocukluk sevdanız falan kalmazsa, neyin kavgasını yapacaksınız?

Unutmayalım ki;

Bursaspor, bu ülkede 5 şampiyondan biri...

Her ne kadar şampiyon apoletli bu kulüp, son 6 yılda ekonomik ve sportif açıdan erozyona uğrayıp, borcu kat be kat artsa da, kalıcı gelir kaynakları olmasa da, prestij kaybetse de...

ALTIN ÇAMURA DÜŞSE DE...

Bursaspor hâlâ taraftar ortalamasıyla ve dekoder satışıyla; ilk 5'te olan, güçlü bir futbol kentinin sembolüdür.

"Altın çamura düşse de değerini kaybeder mi?" misali,  tarihten gelen sağlam genleri ve futbol kültürü ile 56 yıllık kulüp, bu sarsıntıyı da atlatacaktır.

Şimdi; "madem öyle diyorsun, yaz o zaman kurtuluş reçetesini de görelim!" diyenler olacaktır!

Haklısınız.

Ama, burada camia; ortaya ortak akıl koyarak, sorunları çözmeye, yeni gelir kaynakları projeleri üretmeye çalışmalı...

Yönetim, paylaşımcı ve birleştirici olmalı...

TARAFTAR ÇOK HAKLI...

Geçen 2 yılda camiada oluşan travma nedeniyle, taraftar haklı olarak endişeleniyor.

Daha kolay kırılgan olabiliyor ve çabuk öfkeleniyor.

Tepki veriyor!..

Oluşan bu tabloda, taraftar haksız mı?

Sonuna kadar haklı!

Fakat zamanlama da çok önemlidir!

ARMA İÇİN DESTEK ZAMANI

Şu an;

"Yok şöyleymiş, yok böyleymiş" gibi detaylara girip, yeni tartışma konuları açmanın anlamı da yok, gereği de...

Hasıl-ı kelam;

Başkanı, yönetimi,

Futbolcuların hepsini beğenmek veya sevmek zorunda değiliz!

Eteklerdeki taşları da sezon sonunda her yönüyle dökeriz!

Ancak;

Bu zorlu süreçte, armaya sahip çıkmaktan, Yusuf'undan Kubilay'ına, Vergini'sinden Saivet'sine kadar, şanlı formanı giyen mevcut futbolculara, Samet Hocaya her platformda destek ve moral vermekten başka çıkar yol var mı?

Çünkü;

Bursaspor birtane...