Kiminle karşılaşsak cümleler neredeyse aynı...

31 Mart yerel seçimlerine dair yorumlar tek ağızdan çıkmış gibi..

Vatandaş gerilimden bunalmış..

Kavga, hakaret ve nefret söylemleri bezdirmiş insanları...

Haber programlarını, ana haber bültenlerini izlemediğini söylüyor pek çok seçmen..

Liderlerin bazıları Beka sorunu derken seçmen ekonomi diyor..

Tanzim satış yerlerinin geçici çözüm olduğunun farkında seçmen.

Ve..

Bu geçici çözümün aile ekonomisini rahatlatmadığı ve seçim sonrası daha kötü bir tablonun ülkemizi beklediği görüşü hakim..

Evet..

En çarpıcı cümleyi tekrarlayayım;

'Seçim sonrası ülke ekonomisi daha kötü olacak'.

Vatandaşın aklındaki tek ve en net soru bu...

Gerçekten de seçim sonrası ülke ekonomimizin durumu ne olacak?

Duraklama dönemine giren inşaat sektörü kentsel dönüşüm ile yeniden canlanır mı?

Sanayici işsizler ordusuna eklediği işçilerden kurtulduğundan ötürü tekrar tam randımanlı üretime geçer mi?

Fabrikalar işçi çıkarmaktan vazgeçerler mi?

Çiftçi tekrar toprağıyla kavuşup üretim için hadi Bismillah der mi?

İthal ürünlerin yerini yerli mallarımız alır mı?

Uzatılan ÖTV vergisi piyasaya canlılık getirir mi?

Yüzlerce soruyu alt alta sıralayabiliriz.

Pek yanıtı ne bu soruların?

Ne yazık ki bu sorular yanıtsız..

Çünkü..

İktidar partisinin seçim gündeminde Beka sorunu ve rakip siyasetçiler var..

Genelden yerele geçemeden bitiyor seçim süreci..

Belediye başkan adayları projeleri, kente katacakları katma değerlerden çok siyasi söylem ve karalamalarla sahalardalar..

Görüştüğüm ve konuştuğum pek çok seçmen sandığa gidip gitmemek arasında hala arafta...

Sebebi yaşanan ve yaşatılan gerilimli ortam..

Belediye başkanlarını seçeceğimiz bu seçimin amacından fazlaca saptığı ve genel siyaset çerçevesinde yıpratıcı hale geldiği ortak kanı...

Halbuki..

Seçmen kendi haline bırakılsa, özgür iradesine saygı gösterilse en doğru kararı verecek zaten..

Seçmene taraftar muamelesi yapmak şampiyonluğu getirmez..

Oysaki..

Kentleri yönetecek başkan adaylarının nitelikleri, projelerindeki gerçeklik payı, ne kadar dürüst oldukları, temsil yeteneği, vatandaşa mesafe oranı, insan ve parayı yönetim kabiliyeti, ketin vizyonuna neler katabileceği gibi pek çok kriter tartışılması gerekmiyor mu?

Son haftayı huzurla ve barış içinde geçirmek adına hadi hep birlikte kocaman bir adım atalım...

Bu ülke, bu kentler hepimizin...