Yo-Yo sendromu diyabet yapıyor

Yo-Yo sendromu diyabet yapıyor

Uluslararası Diyabet Federasyonu bu yıl, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü'nde şeker hastalığına yakalanma açısından daha şanssız olduğu düşünülen kadın ve diyabet konusuna dikkat çekiyor. Zayıflık tutkusu kadınları diyabete daha yatkın hâle getiriyor.

2017.11.14 08:47 - Son Güncellenme: 2017.11.14 08:47 - Sağlık - HABER MERKEZİ
A
Yo-Yo sendromu diyabet yapıyor

Bugün 14 Kasım Dünya Diyabet Günü... Diyabet, kendisinden çok, sebep olduğu kalp krizi, felç, körlük, böbrek kaybı, ayak kesilmeleri gibi ölümcül ve sakat bırakan komplikasyonlar yüzünden en önemli hastalıkların başında geliyor. Aynı zamanda dünyada en hızlı artan hastalığı olan diyabet, Dünya Sağlık Örgütü'nün 2013 yılı verilerine göre 282 milyon kişiyi etkiliyor. Bu sayının 2035 yılında yüzde 55 artışla 591 milyona ulaşacağı öngörülüyor. 

SİNSİ DÜŞMAN 
Herhangi bir belirti vermeden ilerlediği ve bu süreç içerisinde organları bozduğu için "sinsi düşman" olarak adlandırılan diyabet, bazı grupları daha fazla etkiliyor. Kadınların diyabet açısından daha şanssız olduğunu vurgulayan Uluslararası Diyabet Federasyonu, bu yıl 14 Kasım farkındalık faaliyetlerinde "Kadın ve Diyabet" konusuna dikkat çekiyor.  Sosyoekonomik şartların bir sonucu olarak, diyabetli kız çocuklar ve kadınların, özellikle gelişmekte olan ülkelerde zor durumda olduğunu vurgulayan Dünya Diyabet Federasyonu, "Sosyoekonomik eşitsizlikler, kötü beslenme, diyet alışkanlıkları, fiziksel hareketsizlik, tütün  kullanımı kadınları diyabete yatkın hâle getiriyor" diyor.

ŞOK DİYETE HAYIR
 Kadınlarda diyabet riskini artıran en önemli faktörlerden birinin sık kilo alıp vermek ve genç kızlardaki zayıflık takıntısı olduğunu söyleyen Ankara Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ankara Diyabet Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Rıfat Emral, "Kilo alımı ile birlikte vücuttaki yağ dokusu arttıkça insülin ihtiyacı da artıyor. Ancak pankreas artan ihtiyacı karşılayamayınca kanda glikoz düzeyi yükseliyor ve şeker hastalığı ortaya çıkıyor. Buna insülin direnci adı veriliyor. Tek yönlü beslenmede ve şok diyetlerde de vücut telafi mekanizmalarını devreye sokup insülin direncini artırabiliyor. Dolayısıyla tek yönlü besine dayalı diyetlerle çok hızlı kilo vermek de sanıldığının aksine insülin direncini artıran ve karaciğer yağlanmasını da hızlandıran bir durum. Bu yüzden sık kilo alıp vermek diyabete yatkınlığı her iki yönde artırıyor" dedi.
Kilolu diyabetik hastaların zayıflaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Emral, "Kiloların hızla değil uzun bir zamana yayılarak verilmesi gerekir. Fazla kilolar sürdürülebilir hayat tarzı değişiklikleri ile verilmelidir. Yoksa hızlı verilen kilolar genellikle hızla geri alınıyor. Buna tıpta yo-yo etkisi diyoruz" dedi.

YO-YO sendromu nedir?
Prof. Dr. Rıfat Emral: Yanlış diyetlerle hızla verilen kilolar hızla geri alınır. Sık sık tekrarlanan bu süreçte kilolar tıpkı oyuncak yo-yo gibi bir gider, bir gelir. Son derece sağlıksız olan bu duruma tıpta "Yo-yo Sendromu" denir.

Her yıl 2 milyon kadın diyabetten ölüyor
Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun istatistikleri , diyabetin kadınlar üzerindeki etkilerini rakamlarla ifade ediyor:
∂ Dünya üzerinde 199 milyondan fazla kadın diyabetle yaşıyor. Bu sayının 2040 yılına kadar 313 milyona çıkması öngörülüyor.
∂ Diyabetik olan her beş kadından ikisi çocuk doğurma çağında bulunuyor.
∂ Diyabet, kadınlarda dokuzuncu ölüm sebebi. Yılda 2,1 milyon kadın diyabete bağlı komplikasyonlar yüzünden kaybediliyor.
∂ Tip 2 diyabetli kadınlar, diyabeti olmayan kadınlara göre 10 kat daha fazla koroner kalp hastalığına yakalanma riski taşıyor.
∂ Tip 1 diyabetli kadınların erken doğum ve sakat çocuk dünyaya getirme riskleri diğer gebelerden daha yüksek.
∂ 7 Hamileden birinde  gebelik diyabeti ortaya çıkar. Gebelikte diyabet olan kadınların yaklaşık yarısı doğumdan 5-10 yıl sonra tip 2 diyabet olur.
∂ Gebelikte diyabet vakalarının yarısı 30 yaş altındaki kadınlarda görülüyor. 

Kötü beslenen anne çocuğu hasta ediyor
Anne karnında kötü beslenen çocukların diyabet riskinin yüksek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Rıfat Emral, "Bir insanın kanser, şizofreni, diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalığı gibi kronik problemlerinin temelinin gebelik sırasında atıldığı ve anne adayının beslenmesinin bunları etkilediği düşünülüyor. Anne karnında ilk üç ayda yetersiz veya son ay aşırı beslenen bebeklerde şişmanlığa sıkça rastlanmaktadır. Gebelikte beslenme, bebeğin yalnız doğumda değil, yetişkinliğindeki sağlığı üzerinde de etkilidir. İleriki yıllarda çocukta diyabet gelişimini artırır" diye konuştu. 

Şeker yükleme testi yaptırın
Prof. Dr. Rıfat Emral, kadınların gebelik döneminde ekstradan diyabet riski altına girdiklerini söyledi.  Hamileliğin metabolik düzeni değiştirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Emral, gebelikte diyabeti teşhis etmek için risk durumuna göre 26-28. Haftalarda şeker yükleme testi yapılması gerektiğini belirterek, "Daha önce diyabeti olmayan hamilelerde, anne 25 yaş üstü ise mutlaka şeker yükleme testi yapılmalıdır. 25 yaşından daha genç anne adaylarında ise ailede diyabet varsa, kadın şişmansa, gebelik süresince çok hızlı kilo alıyorsa, bebeğin gelişiminde bozukluk varsa ve gebelik hipertansiyonu ortaya çıkmışsa mutlaka bu test yapılması gerekir. Diyabette şeker yükleme testinin yapılması hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından çok önemlidir. Bazen anne karnında ölümler veya doğum sonrası gelişebilen komplikasyonlarla bebek kayıpları görülmektedir" diye anlattı.

DOĞUMDAN SONRA TAKİP EDİLMELİ
Gebelikte diyabeti çıkan kadınların daha sonraki dönemde diyabet gelişimi açısından mutlaka takip edilmesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Emral, "Doğumdan sonra gebelik diyabeti de ortadan kalkar. Ancak bu kadınlar uygun şartlarda beslenmez, özellikle emzirmez, aldıkları gebelik kilolarını vermez, kötü beslenmeye devam eder ve egzersiz yapmazlarsa, ileriki yıllarda diyabete yakalanma riskleri artar. Dolayısıyla gebelik diyabeti olan kadınların yılda bir iki kez kan şekerlerini ölçtürmeleri tavsiye edilir" dedi.

GİZLİSİ KALBE ZARAR
Henüz diyabetin ortaya çıkmadığı ancak kan şekerinin yüksek gittiği dönem olan diyabet öncesi dönemin kalp sağlığı açısından risk taşıdığını söyleyen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Yüksel Altuntaş, "Halk arasında 'gizli şeker' olarak bilinen prediyabet döneminde şişmanlığın yanı sıra kolesterol yüksekliği ve hipertansiyonda görülmektedir. Bu nedenle sadece şeker hastalığı için değil, aynı zamanda kalp damar hastalıkları için de risk faktörüdür. Gizli şekeri olan kişilerde kalp ve damar hastalıkları riski, diğerlerine göre 1,5 kat artmaktadır" dedi.
Prediyabetin, henüz şeker hastalığı olmadığını aktaran Prof. Dr. Altuntaş, "Ama tip 2 diyabet için yüksek bir risk içerir. Bazı durumlarda açlık kan testiyle teşhis konulabildiği gibi, çoğu kez ağızdan verilen 75 gram şeker yükleme testi sonrası tokluk şekerinin ölçümüyle teşhisi konur. Prediyabetik dediğimiz şeker hastalığı öncesi dönemdeki bu tür kimselerin her yıl yüzde 5-10'u şeker hastasına dönüşür. Tedbir alınırsa, bu hastalar diyabetten kurtulur" diye konuştu.

Diğer Sağlık ve Beslenme Haberleri için tıklayın


2017.11.14 08:47 - Son Güncellenme: 2017.11.14 08:47 - HABER MERKEZİ
A