Cumhurbaşkanı Erdoğan: Böyle bir şey olabilir mi? Bu kabul edilebilir mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Böyle bir şey olabilir mi? Bu kabul edilebilir mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Yeni Zelanda'daki terör saldırısı ile ilgili, 'Bu olayda Avrupa'nın sesi çıktı mı? Hayır. Batı medyası işi tamamen sinsice götürüyor.' açıklamasında bulundu.

2019.03.18 20:47 - Son Güncellenme: 2019.03.18 21:49 - Siyaset
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Böyle bir şey olabilir mi? Bu kabul edilebilir mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal 7 ve Ülke TV ortak yayınında katıldığı  "Cumhurbaşkanı ile Seçim Özel" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Bugün için Çanakkale ruhu ne anlama geliyor?" sorusu üzerine Erdoğan,  "Bir terörist çıktı, bir serseri çıktı. Benim ülkemi kendine göre ikiye böldü.  'Anadolu yakasında yaşarsanız ne ala ama Avrupa yakasına geçmeye kalkarsanız  şöyle yaparız, böyle yaparız.' Tabii bu, oradaki zihniyetin acaba bir ifadesi  miydi? Çünkü bu olay, bireysel bir olay değildir. Bu olay, tamamen örgütlü bir  olaydır. Zira burada 50 Müslüman şehit edilmiştir. Bunların içinde yavrular var  3-4 yaşında. Acımasızca bunlar orada şehit edilmiştir." diye konuştu.

Charlie Hebdo olayında bütün dünyanın Avrupa'da bir araya geldiğini  ama Yeni Zelanda'daki olayda Avrupa'nın sesinin çıkmadığını dile getiren Erdoğan,  şöyle devam etti:

"Avrupa'dan henüz daha bir şey duymuş değiliz. Batı medyası işi  tamamen sinsice götürüyor. İslam dünyasından da ses yok sadece Türkiye olarak biz  yorumlarımızı, değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Yardımcımı, Dışişleri Bakanımı,  geniş bir heyet ile gazeteci arkadaşlarla beraber Yeni Zelanda'ya gönderdim.  Orada görüşmeleri yaptılar. Genel Vali, Belediye Başkanı, Başbakan ile  görüşmelerini yaptılar. Benim de oradaki İslami cemaat liderleriyle,  arkadaşlarımız toplantıdayken sabah telefon bağlantısıyla görüşmem oldu. Bizi  üzen şey şu; bir taraftan barıştan, özgürlüklerden bahsedeceksiniz ama bütün  bunlardan bahsederken bir terörist ortaya çıkacak, ondan sonra da onunla ilgili  çok farklı bir yaklaşım olacak."

Daha önce de aldığı bilgilere göre, olayın zanlılarına 11 yıl gibi bir  mahkumiyetin verildiğini anlatan Erdoğan, "Bu sabah yaptığım görüşmede oradaki  Müslüman cemaatlerin liderleri de 15 gibi bir şeyden bahsediyorlar. Yani 50  Müslüman orada şehit ediliyor, bunların cezası azami 15 yıl olacak. Böyle bir şey  olabilir mi? Bu, kabul edilebilir mi? İdam bugün Amerika'nın bile belli  eyaletlerinde hala devam ediyor, dünyanın değişik yerlerinde hala devam ediyor.  Bu çocuk oyuncağı mı? 50 insan, ibadet esnasındayken şehit ediliyor. Kiliselerde,  şurada, burada bunların hiçbirini kabul etmiyoruz. Böyle bir şeyin olmaması  lazım. Bizim ülkemizde böyle şeylere asla müsaade etmedik, her türlü tedbiri  aldık. Ama bunlar, bu tür şeylerde çok rahatlar. Böyle bir şeyi kabullenmek  mümkün değil." ifadelerini kullandı.

"Her şey teknoloji değildi"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yeni Zelanda'dan, 16 bin 500 kilometreden bunlar Çanakkale'ye niye  geldi? Avustralya niye geldi? Kanadası, Amerikası buraya niye geldiler? Biz o  zamanın şartları içinde, bunlar dünyanın en güçlü ordularına sahip oldukları  halde, biz Seyit Onbaşı'nın o topuyla, o mermisiyle orada onları Çanakkale'nin  sularına gömdük. Bu tabii bir şeyi gösteriyordu, her şey teknoloji değildi. Her  şey imkanlarla olmuyordu. Ama bir de nusret-i ilahi vardı. Meşhur 15'liler  hikayesi. 15 yaşındaki çocuklar, Çanakkale'de bu savaşa katılıyor. O kadar  askerden yoksun bir dönemdeyiz. Rabb'im orada nusreti veriyor ve Çanakkale'den  bizler zaferle çıkıyoruz.

Her yıl bunlar anma törenlerine gelirler biz her türlü kolaylığı  gösteririz. Gazi Mustafa Kemal'in 'Burada koyun koyuna yatıyorlar, yatacaklar,  endişe etmeyin.' gibi gayet güzel bir ifadesi de var. Ama demek ki bunlar bu tür  şeylerden anlamıyorlar. Nasıl o zaman tabutlarıyla dönenler olduysa, bugün de  böyle bir şeye tevessül edecek olurlarsa, bu millet aynı cevabı vermekten geri  değildir."

Yeni Zelanda'daki saldırıyı gerçekleştiren teröristin Ayasofya'ya  minareyi yakıştıramadığını ifade eden Erdoğan, "Senin dedelerin bu işi ne kadar  kudretle yapabildiyseler, sen onların seviyesine bile çıkamazsın. Terbiyesiz,  önce haddini bileceksin. Sen daha bu milleti tanımamışsın. Geldi bu adam burada 3  gün tur attı. Çevreyi dolaştı." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröristin Konstantinapol meselesiyle  ifadelerinin sıradan ifadeler olmadığını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun  oğlunun ifadelerine benzediğini anlatarak, şunları kaydetti:

"Demek ki bunların ruh kökünde, düşünce dünyasında hala bunlar  yaşıyor. Ama şunu bilmeleri lazım ki burası İslambol. Konstantinapol olma diye  artık bizim ne bir düşüncemiz ne bir hayalimiz... Böyle bir şeyi yaşatmayız. Bu  ülkenin içinde yok mu? Var. Ana muhalefetin başındaki adam gibi. Gezi olaylarında  'Zulüm 1453'te başladı.' diye yazanlar. 'Terör İslam dünyasından kaynaklı.'  ifadesini kullanıyor bu ülkenin ana muhalefetinin başı. Lafı geldiği zaman bu  ülkenin yüzde 99'u Müslümandır diyeceksin ondan sonra da faturayı geleceksin,  'Terör İslam dünyasından kaynaklı.' bunu kullanacaksın. Bunları anlamakta ben  zorlanmıyorum ama zorlananlar var. Niye? Hala bu adamın peşine takılıp gidenler  var. Avustralya'daki o alçak bir senatörün kullandığı ifadelerden bunun bir farkı  var mı? Aynı ifadeleri kullanıyor. Demek ki aynı merkezden yönetiliyorlar. Bu da  tabii hassasiyetimizi çekiyor. Bu ifadelerimin altında bunlar yatıyordu."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları şöyle;

YENİ ZELANDA'DAKİ MÜSLÜMANLARA TERÖR SALDIRISI

Bu olay bireysel değil, örgütlü bir olaydır. 50 insan ibadet esnasındayken şehit ediliyor. Bizim ülkemizde biz böyle şeylere müsaade etmedik. Her türlü tedbiri aldık.

50 Müslüman orada şehit ediliyor, bunların cezası, azami 15 yıl olacak. Böyle bir şey olabilir mi Bu kabul edilebilir mi?

Bu olayda Avrupa'nın sesi çıktı mı Hayır. Batı medyası işi tamamen sinsice götürüyor.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN AFRİN MESAJI

Bize stratejik ortak olarak gözükenler, karşımızdakilere destek veriyorsa da orada Mehmetçiğimizle ve Özgür Suriye Ordusu ile mücadele ettik. Tünellerin içine ameliyathaneler kurdular. Askerimiz bunları yakaladı, başlarına geçirdi. Özgür Suriye Ordusu Mehmetçiğimizin çok büyük yükünü hafifletti.

23 bin TIR, Amerika buraya silah yığdı. Tanklar var, mermisi var. Maliyeti onların çok yüksek. Biz çok daha düşük maliyeti ile Afrin Zaferi'ni ilan ettik. Farkımız bu. Bu zaferi yazan Mehmetçiklerimize şükranlarımı ifade ediyorum. Bu millet onlarla beraber daha çok zaferler yazacaktır.

BEKA MESELESİ

Ana muhalefet ve diğerleri beka meselesi yok derken YPG'nin terör koridoru olarak ilan ettiği yer bizim sınırımız değil mi? Ve buradan Kilis'e Urfa'ya roketlerle yapılan saldırılar bizim beka meselemiz değil mi? Bunları beka meselesi olarak görmeyeceğiz de neyi göreceğiz? Biz bunlara hoş geldiniz mi diyeceğiniz?

Bay Kemal'in keyfi yerinde. Niye? Oradan atılsa bombalar falan benim için diyor YPG bize saldıracak mı? Gözü var ama görmüyor dili var ama söylemiyor. Ve bütün bunlarla beraber şu anda biz o terör koridorunu kapatmamış olsaydık, Afrin'den ve Cerablus'tan biz harekat gerçekleştirmemiş olsaydık bizim güneyimiz teröristler tarafından işgal edilmiş olacaktı.

Şimdi burada ben meydanlarda dev ekranlara bazılarını getiriyorum. Çok açık ve net. Bir kadın var 'biz sırtımızı YPG'ye dayadık' diyor. Bu çok manidardır. İlginç olan şey şu ben de orada milletimize Allah'a sırtımı dayadık diyorum. Şimdi bunlar beka meselesi olmaz mı? Bir diğeri savaş çağrısı yapıyor. Bu yasal olarak kesin suçtur. Savaş kapıdaysa hadi buyurun topunuz gelin. Biz sizin inlerinize gireceğiz dedik. İnlerine girdik.

Öbürü kalkıyor Kandil'den mesaj veriyor. Oylar diyor kesinlikle şuraya. Bakıyorsun bir tane milletvekilleri temeli olmayan bir adam; O da kalkıyor diyor ki Kürdistan'da oylar HDP'ye batıda biz AK Parti ve MHP'yi yok edeceğiz diyor. Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı? Yok. Nerede var Kürdistan. Irak'ın Kuzeyinde var. Çok seviyorsan git orada yaşa. Bunların hepsi bir bölücü harekettir. Arkalarında terör örgütü var. Bunlara da tabii 31 Mart'ta benim milletim gereken dersi vermezse bunlar daha da şımaracaktır. Benim rabiamız dediğimiz konu bu. 

BUNUN ARKASINDA ÇOK CİDDİ BİR KURUL VAR

Bu manifesto denilen, adam gündemimize nasıl oturdu? Böyle bir manifesto yazması mümkün değil. Bunun arkasında çok ciddi bir kurul var. Batının neden sesi çıkmıyor? Bunu bulmuşlar ve hazırlayıp vermişler. Benim ülkemin adı geçiyor, şahsımla ilgili benim de adım geçiyor. Ayasofya sanki emanetmiş de geri alacaklar! 

İsmini vermeyeceğim Sultanahmet'te bir cuma namazındaydık. Bir hocamız cumadan sonra yanımıza gelen bir genç o zaman başbakanım, tokatlaştıktan sonra başbakanım dedi ne olur Ayasofya'yı açalım. Hocamız da yanımızda duruyor. Burayı bir dolduralım dedi orayı da düşünürüz. Türkiye, Büyük Çamlıca camisini yaptı. 30 bin kişiyi alıyor şu anda. 

İslam dünyasının yükünü çekiyoruz. Nerede ne oluyor ne olabilir bunun hepsini düşünmemiz gerekiyor.

AP'YE SERT TEPKİ: BİZİ BAĞLAYICI DURUM YOK

Bir defa her şeyden önce şunu görmemiz lazım. Belli bir merkez derken zaten çok net kendini ortaya koyuyor. İsrail malum siyonizmin beşiği ve bu siyonizmin beşiği İsrail'de şu anda seçim var. Konsantinopol ifadesi durup dururken söylenecek bir şey değil.  AP'nin aldığı kararların bizi bağlayacağı hiçbir durum yok. Onlar kendileri çalıp kendilerini oynuyorlar. Bizimle müzakereleri durdursalar. Yapmazlar, yapamazlar. Çünkü Türkiye'ye bunların da ihtiyacı var. Yine bu alanda da birçok bildiğimiz şey var. Zamanında kullanırsak değeri var.

Dışişleri Bakanımız oradaki toplantıda gerekli açıklamaları yaptığı gibi orada hepsine cevabını verdi. Bunlar dürüst değil, samimi değil. Şunu unutmayacağız biz Müslümanız, bunlar ise islam düşmanı. İslam dünyasına bakın ses çıkıyor mu, çıkmıyor! Bunlar petrolün şımarık çocukları. Biz şu anda teknolojimizle, sanayimizle ne yapıyorsak onlarla ayaktayız. 

TÜRKİYE, DÜNYADA BİR NUMARA

Bu konuyla alakalı olarak birçok İslam dünyasındaki ülke bazıları sıkıntıları direkt olarak bize yansıtıyorlar. Bütün bu ülkelere elimizi uzatıyoruz. 2018 örneğin bütün bu en az gelişmiş ülkelere yardım konusunda milli gelire oranla Türkiye'nin onlara verdiği destekte biz bir numarayız. OECD raporlarına göre Türkiye, dünyada bir numara. Bunun için de bu Müslümanmış, Hıristiyanmış. Böyle bir ayrım yok. Destek verdikçe güçlü oluyoruz.

AYASOFYA'NIN İBADETE AÇILMASI TALEBİ

Orada  mesela bir sergi yapıldı, orada Kur'an tilaveti de yaptık. Belli bir bölümünde şu  anda namaz da kılınıyor. Bunları da aşmak bizim için sorun değil aşarız ama  getirisi, götürüsü nedir? Bunu da burada açıklamam doğru olmaz. Bunun bir  götürüsü var. O, bizim için faturası çok daha ağırdır. Unutmayalım dünyanın çok  çeşit ülkelerinde bizim binlerce camimiz var. Acaba bunu söyleyenler, bu  camilerin başına ne gelir, bunu düşünüyor mu?

Diğer Siyaset Haberleri için tıklayın


2019.03.18 20:47 - Son Güncellenme: 2019.03.18 21:49 - Yasin Yüksel
A