CHP Bursa İl Başkanı Özdemir: Halkının yaşamını güvence altına alacaksın

CHP Bursa İl Başkanı Özdemir: Halkının yaşamını güvence altına alacaksın

CHP Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir, Türk Metal Sendikası Emek Şubesi Başkanı Nizamettin Bilik'i ziyaret ederek trafik kazasında yaşamını yitiren Oyak Renault işçileri için taziyelerini sundu. Kazanın meydana geldiği Sanayi Caddesi'nin gece saatlerinde yarış pistine döndüğünü ifade eden Özdemir, kamu yetkililerinin denetleme ve önlem alma görevinin bulunduğuna dikkat çekerek; "Denetlemiyorlarsa bu cinayetlerin sebebi, kenti yönetenlerdir. Mikrofonlardan halkını sevdiğini söylemenin bir anlamı yok. Halkını seviyorsan halkının yaşamını da güvence altına alacaksın" dedi.

2017.12.05 14:42 - Son Güncellenme: 2017.12.05 14:58 - Bursa Bölge - HABER MERKEZİ
A
CHP Bursa İl Başkanı Özdemir: Halkının yaşamını güvence altına alacaksın
07:38 Bursa'da işçi servisi devrildi: 4 kişi hayatını kaybetti

İLGİLİ VİDEO

Bursa'da işçi servisi devrildi: 4 kişi hayatını kaybetti

CHP Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir, PM Üyesi Orhan Sarıbal ve İl Sekreteri Muharrem Or ile birlikte Türk Metal Sendikası Emek Şubesi Başkanı Nizamettin Bilik'i ziyaret ederek, trafik kazasında yaşamını yitiren Oyak Renault işçileri için taziyelerini sundu.

Yaşanan olaydan büyük üzüntü duyduklarını ifade eden Şadi Özdemir; "Başsağlığı diliyoruz, ailelerine de sabırlar diliyoruz" dedi. Özdemir, iş kazalarının iş cinayetlerine dönüştüğüne dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlar kazadan öte bir şey, çok sık yaşanıyor. Bu ülkeyi, bu kenti yönetenler bunların tedbirlerini almalı. İşçi sınıfının madenlerde, limanlarda, fabrikalarda artık hayatlarını kaybetmemeleri lazım. Bunlar bizi derinden üzüyor. O nedenle biz de sizlere hem başsağlığı dilemek hem de sizin, emekçi kesimin yanında olduğumuzu, onların mücadelesine her zaman destek olacağımızı bir kez daha ifade etmek istedik." İçi sınıfının yönetime ağırlığını koyması gerektiğini belirten Özdemir, işçinin üretimden gelen gücünün devlet yönetiminde etkili olması gerektiğini ifade ederek; "Bunun için de daha güçlü ve daha nitelikli bir örgütlenmeye ihtiyaç var. Bugün baktığımızda 1 milyon 623 bin civarında sendikalı işçi var. Bundan 40 yıl önceye baktığımızda sendikalı işçi sayısı 2 buçuk milyon. Demek ki o güne göre 1 milyona yakın bir iş gücü örgütsüz hale gelmiş. Bu da uzun zamandan beri uygulanan neo-liberal politikalar AKP döneminde de daha da yukarıya çıkan bu siyaset anlayışı, esas olan sermayedir anlayışından yürüyen, sermaye birikimini hedefleyen ama emeğin insanca yaşamasını, emeğin alın terinin karşılığını almasını dikkate almayan bir anlayış var. O yüzden örgütlenmenin önüne de eşitli engeller konuyor. Bursa'da da çeşitli zamanlarda sendikal mücadeleye katılmak, sendikalı olmak ve mücadele vermek durumunda olan işçilerin büyük oranda tasfiyesinin yapıldığını da gördük geçmiş dönemlerde. Daha demokratik, çağdaş ve özgürlükçü bir ülke olması lazım ve örgütlenmenin önündeki tüm engellerin kalkması gerekiyor. Sendikalı olmak zorunlu hale de getirilebilir. Yani bir çalışan, bir işletmeye giriyorsa bir sendikaya da aynı anda üye olması zorunlu olabilir, hangi sendikayı tercih ediyorsa. Eğer gerçekten emekten ve emeğin örgütlenmesinden yanaysak, örgütlenmenin önündeki engelleri ortadan kaldırmak lazım" diye konuştu.

BU BİR TERCİH MESELESİ

Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılacağı sözünü verdiklerini vurgulayan Şadi Özdemir, örgütlü bir toplum olunması gerektiğini belirterek; "Örgütlü toplumun siyaseti ve yönetimi denetleyecek noktaya gelmesi gerekiyor. Türkiye'nin en temel sorunlarından biri bu. Bundan sonraki emek mücadelelerinde, örgütlenme mücadelelerinde ve emeğin hakkını üretimden gerekli payı alması mücadelelerinde her zaman yanınızda olacağımızı belirtmek isterim."

Devlet kaynaklarının dağıtılması süreçlerine de değinen Özdemir, adaletsizliğin son 15 yılda daha da büyüdüğünü ifade ederek; "Devlet bir yerde paraları topluyor ve bir yerlere dağıtıyor. Bu özel sektör-devlet, toplama ve dağıtma düzeninde bu düzen tamamen çalışanların aleyhine bir düzen. Bütün gelişmiş ülkelerin aksine Türkiye'de toplama kısmında halktan toplanıyor vergiler, tüm toplanan vergilerin yüzde 75'i dolaylı vergi olarak halktan toplanıyor. Yüzde 25'i de kazanandan toplanıyor. Halbuki gelişmiş ülkelerde bu tam tersidir. Burada Türkiye'yi asıl finanse eden yine tüketen insanlar, halk, İşçi, emekli, köylü. Bizim siyaset vaatlerimizde asgari ücreti bin 500 TL'ye çıkarma vaadimiz üzerine bize nereden bulacaksınız kaynağı dediler. Bayramlarda İki emekli maaş ikramiye vermeyi ve diğer köylüye, esnafa, toplumun bütün kesimlerine yönelik bir gelir ve gelir artışı vaadi aslında bir anlamda bu toplanan paraların nasıl dağıtılacağına karar vermek. Siz siyaseten topladığınız paraları nereden toplayacağınıza karar veriyorsunuz ve bunu kimin yararına dağıtacağınıza karar veriyorsunuz. Mevcut hükümet geldiği günden bu güne, bu toplama düzeninde, halkın sırtına biniyor, dağıtma tarafında sermaye sahiplerine kaynakları aktarıyor. Bunun TÜİK verilerine göre çok açık örnekleri var. AKP iktidara geldiği gün toplam nüfusun yüzde 10'u toplam gelirin yüzde 39'unu alıyormuş. Şimdi ise yüzde 39 oran yüzde 54'e çıkmış. Yani yarattığın değerin yüzde 54'ünü bir sınıfa veriyorsun. Bu da çok açık bir şekilde gösteriyor ki 15 yıldır yaratılan değerlerden ortaya çıkan varlığın paylaşımı sırasında daha çok varsıl kesime kaynaklar aktarılmış. Dolayısıyla bu bir tercih meselesi" değerlendirmesinde bulundu.  

HER DURUMDA TERCİHİMİZ BELLİ

 "Cumhuriyet Halk Partisi bu tercihlerini her zaman emekliden, işçiden, öğrenciden, esnaftan, köylüden yana yani üreten, çalışan insanlardan, alın teriyle geçinen insanlardan yana kullanmayı seçiyor"  diyen Özdemir, CHP'nin seçim vaatlerini hatırlatarak; " Asgari ücret 1500 olsun dedik. Asgari ücret 1404 TL oldu, verilmezdi verildi. Biz bu sefer asgari ücret en az 2000 TL olmalıdır diye, hükümet de bunun sıkıntısını yaşıyor. Biz taşerona kadro verilmesi gerektiğini çünkü taşeronunun da en büyük emek sömürüsü olduğunu her zaman söyledik. Düşük ücretli insan çalıştırıyorlar ve aracılar para kazanıyor. Taşerona kadrodan bahsetmeye başladılar. Umarız kadro verirler. Eğer niyetiniz gerçekten, hak, hukuk ve adalet ise çalışan insanların haklarını korumak ise zaman neden taşeron üzerinden çalıştırıyor? Bütün taşeron çalışanların kadroya alınması da bizim talebimizdir, desteğimizi, mücadelemizi her zaman sürdüreceğiz. Her zaman ve her durumda tercihimiz belli. Türkiye'nin üretim kaynakları, gücü belli. Biz tabi ki sermayenin düşmanı değiliz, onlarında hakları, hukukları var. Ama onlar kendi haklarını koruyabilecek durumdadır. Bizim için daha çok bu örgütsüz işçi sınıfı, çalışanlar, köylü ve esnaf kesiminin haklarının, hukuklarının korunmasıdır. Bizim tercihimiz bundan yanadır" açıklamasında bulundu. Şadi Özdemir konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "İşçi sınıfının örgütlü gücünün başkanı olarak sizlerle de bir kez daha paylaşıp, sizlerin de bize bu nedenlerle destek olmanızı bekliyoruz. İş kazaları iş cinayetlerine dönüşmeye başladı. Bursa'da çok sık yaşanmaya başladı. Umarım tekrar yaşanmaz, yöneticiler gerekli tedbirleri alır. Özellikle Sanayi Caddesi gece geç saatlerde adeta yarış pisti haline dönüyor. Bunu kamu denetleyebilir. Kamunun bunu denetleme ve önlem alma işlevi vardır. Denetlemiyorlarsa bu cinayetlerin sebebi, kenti yönetenlerdir. Mikrofonlardan halkını sevdiğini söylemenin bir anlamı yok. Halkını seviyorsan halkının yaşamını da güvence altına alacaksın. Gerekli tedbirleri alacaksın. Bu yaşananları engelleyeceksin. Sırça köşklerde oturarak bunlar engellenmez. Bu bakış açısının olmasını diliyoruz. Umuyoruz ki Bursalılar yakındaki yerel seçimlerde emekten yana, çalışandan yana aklın ve halk yararına planlama yapabilecek bir aklın Bursa'yı yönetmesine fırsat verir."

NİZAMETTİN BİLİK: TEKRAR YAŞANMASIN

İl Başkanı Şadi Özdemir'in ardından söz alan Türk Metal Sendikası Emek Şubesi Başkanı Nizamettin Bilik ziyaretlerinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek; "Elim bir kaza sonucu üç emekçi arkadaşımız aramızdan ayrıldı. Bunun üzüntüsünü yaşıyoruz. Sizlere bu üzüntüyü paylaşmak için geldiğiniz için teşekkür ederiz. İnsanlar mesaisini bitirip ailesinin yanına gidecekken kapı çalıyor cenazeleri geliyor. Bunun sorumluları şu an konuşuluyor ama umarız unutulmaz. Sorumluları düzeltilmesi gerekenleri en iyi şekilde yapar. Bunlar tekrar yaşanmasın. Her zaman 'Yapacağız, düzelteceğiz' deniyor ama tekrarlanıyor. Tekrarlanmaması için kesin çözümler gerekiyor. Bunun çözüm noktasında da ilgilileri göreve davet ediyoruz. Mudanya- Bursa hattında ilk kez olan bir kaza değil. Demek ki burada bir sıkıntı var. Bu son olayda da üç işçi ve bir sivil yurttaşımız olmak üzere dört arkadaşımızın hayatı son buldu. Bu çok acı bir olay. Umarız sorumluları cezalandırılır ve ilgililer gerekli önlemleri alır, bir an evvel düzelir. Temennimiz bu. Bir daha bu can kayıpları olmasın, kimse üzülmesin, böyle kötü olaylarla karşılaşmayalım. Size de desteğinizden dolayı, emekçi arkadaşlarımızın yanında olduğunuz için teşekkür ederim" dedi.

Diğer Bursa Haberleri - Bölge Haberleri için tıklayın


2017.12.05 14:42 - Son Güncellenme: 2017.12.05 14:58 - HABER MERKEZİ
A