Bursa Beton'dan deprem uyarısı

Otuz yılı aşkın süredir kaliteli hazır beton üreticisi olmayı kendine hedefleyen ve bu konuda ar-ge çalışmalarına sürekli devam eden Bursa Beton, kamuoyunu önlemlerle ilgili olarak bilinçlendirmek için çalışmaya devam ediyor. Yaşamına değer veren bilinçli tüketicilerin kalitesiz hazır beton kullanımını engelleyeceğine inanıyor.

En az C30 kalitesinde betonun kullanıldığı bir konutu satın almaları gerektiği konusunda tüketiciyi uyaran Bursa Beton Genel Müdürü Fatih Vardar, konusunda uzman, kurumsal yapıda beton firmaları ile çalışan inşaat şirketlerini tercih etmeleri konusunda kamuoyunu uyarıyor.

Konut satın alan tüketicilerin kaliteli hazır beton konusunda çok bilinçli olmadığını ülkemizde yapılan araştırmalar gösteriyor. Uzun yıllardır bu konuya dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için çalışan Vardar, konut satın alırken kullanılan hazır betonun kalitesinin sorgulanması ile deprem ve doğal felaketlerde yaşanacak zararların en aza indirileceğini belirtiyor.Potansiyel deprem bölgesi olarak tanımlanan kentimizin ve çevre illerin halkının özellikle konutlarda kullanılacak hazır beton konusunda bilinçlenmesi gerektiğini dile getiriyor ve ekliyor. "Konut satın alacaklar için daire maliyetinde kaliteli hazır beton farkı binde bir gibi orana karşılık geliyor. Bir aile için yaşam sürmek üzere alınacak ve uzun yıllar yaşanacak konutun alımında ödenecek ve 300-500 TL'lere tekabül edecek binde birlik farkın deprem anında hayat kurtaracak olması çok önemli bir konu. Bu sebeple tüketicinin konut alımında bu konuda yüksek hassasiyet gösterip merdiven altı üretim yapan şirketleri tercih eden inşaat projelerine karşı tavır alması aynı zamanda bir otokontrol mekanizması da doğuracaktır. Denetimleriyle sektörü kontrollü ve kaliteli üretime yönlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği'nin üyesi hazır beton şirketlerini tercih eden konut projelerinin depremde güvenli yaşam sunması gerçeği göz ardı edilmemelidir."

DEPREMDEN KORUNMAK İÇİN KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNEMLİ

Depremden korunmak için sağlam binalarının önemini vurgulayan Fatih Vardar    " 6306 sayılı kanun ile başlayan kentsel dönüşüm çalışmaları kentimizde maalesef şu an durdu.  Sağlam binaların yapılması ve depreme dayanıklı olmayan binaların yıkılması haklımızın sağlığı için büyük önem taşımakta. Kanunlarda gerekli düzenlemelerin yapılıp bir an önce kentsel dönüşüm çalışmalarının kaldığı yerden devam etmesi ve halkımızın deprem olmadan güvenli binalarda yaşamaya başlaması hepimizin hedefi olmalı." dedi

Yapı sahiplerinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırdığı tespitler sonrası riskli olduğu onaylanan yapılar kentsel dönüşüme tabi oluyor. Bu durumda aslında kentsel dönüşüm binaların dönüşümü yani yeni inşaat projesi olarak algılanıyor. Bu sebeple, afet riskini azaltmak üzere odaklanılan kentsel dönüşümde yerel yönetimlere büyük iş düşüyor.

Dönüşümün yalnızca riskli yapı bazında kalmayıp kentin bütününde ele alınması, altyapı, sosyal donatı alanları, otopark gibi etkenlerin tümünün bir arada değerlendirilmesiyle, daha yaşanabilir bir kent oluşturulması, sadece kişisel talebe bağlı değil, yetkili merciler tarafından yapılacak çalışmalarla kentin tümünde gerekli tespitlerin yapılması ve kentsel dönüşümün daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekiyor.

Gerçek anlamda kentsel dönüşümün başlıca amaçları arasında, kontrolsüz yayılmanın önlenmesi, kentsel dokunun güncel ihtiyaçlara göre yeniden planlanması, noktasal müdahalelerle iyileştirmeler ve sivil toplum örgütleri ile toplumun her kesiminin planlamaya katılımı sayılabilir. Kentsel dönüşüm, kentin, kentlinin geleceğini ilgilendirir. Bu nedenle hem kentte yaşayanların, hem ilgili meslek gruplarından uzmanların, hem de sivil toplum örgütlerinin bu süreci birlikte planlayıp yürütmesi başarıyı getiriyor.