'Aşı reddi toplumsal bir tehdit'

'Aşı reddi toplumsal bir tehdit'

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ümit Aydoğan, özellikle, çocuklarda sakatlık yapan ve ölümcül olan birçok bulaşıcı hastalıktan korunmanın yolunun Sağlık Bakanlığı'nın ulusal aşılama programına kayıtsız ve şartsız uymaktan geçtiğini belirterek, "Aşı reddi sadece bireysel değil toplumsal bir tehdit." dedi.

2018.09.04 18:26 - Son Güncellenme: 2018.09.04 18:26 - Sağlık
A
'Aşı reddi toplumsal bir tehdit'

Halk Sağlığı Haftası kapsamında, sorularını yanıtlayan  Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ)  Gülhane Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ümit Aydoğan, aşılamanın güvenli, etkin ve koruyucu bir sağlık hizmeti olduğunu  söyledi.

 Aydoğan, büyüme ve gelişme çağında olan çocukların, doğumları  itibarıyla her türlü bulaşıcı hastalık riskiyle karşı karşıya kaldığını dile  getirerek, "Unutmamak gerekir ki bulaşıcı hastalıklar önlenebilir hastalıklar  olup, bu durumdan korunmanın en önemli yolu da bağışıklamadır. Bu dönemde,  özellikle de sakatlık ve hatta ölümle sonuçlanma ihtimali yüksek olan bulaşıcı  hastalıklardan korunmak için en etkili yöntemlerin başında aşı ile bağışıklama  gelmektedir." ifadelerini kullandı.

Aşılamanın, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve korunmasında en  güvenli ve etkili koruyucu sağlık hizmetlerinden olduğuna işaret eden Aydoğan, 19  ve 20. yüzyılın birçok bulaşıcı hastalık için aşıların üretildiği ve kullanılmaya  başlandığı bir süreç olduğunu belirtti.  Doç. Dr. Aydoğan, bu sürecin, dinamik olarak bütün hızıyla da devam  ettiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Özellikle, 1974'te Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) Genişletilmiş  Bağışıklama Programı (GBP) önerisiyle bütün ülkelerde çocukluk çağı aşılama  programı ve hizmetlerinde önemli başarılar elde edilmiştir.   Ülkemizde aşı ile  bağışıklama çalışmalarına 1930 yıllarında çiçek aşısıyla başlanmıştır. 1981'de  ülkemizde GBP çerçevesinde toplam 6 hastalığa (BCG, difteri, boğmaca, tetanoz,  çocuk felci ve kızamık) karşı aşı yapılırken, günümüzdezde programa yeni aşıların  eklenmesiyle bu sayı 13'e ulaşmıştır. Son yıllarda başta risk grupları olmak  üzere, özellikle çocukluk dönemi itibarıyla aşıyla bağışıklamaya verilen önem  giderek artmaya devam etmektedir. Ulusal olarak bağışıklama amacıyla çocukluk yaş  döneminde aşılama hizmetleri, birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunulduğu Aile  Sağlığı Merkezleri'nde aile hekimleri tarafından uygulanmakta ve takip  edilmektedir.  Aşılamadaki amaç, sık görülen, ciddi seyreden, sakatlığa ve  kişinin ölümüne neden olan bulaşıcı hastalığa yakalanma riski olan hastalar için  gerekli önlemleri almaktır. Dolaylı olarak, gelişmekte olan bir ülke için sağlık  harcamalarının azalmasına ve bunun sonucunda ülke ekonomisine katkı  sağlayacaktır. 'Bir bireyde bir bulaşıcı hastalığın oluşmasını önlemek mi  kolaydır, yoksa bulaşıcı hastalık meydana geldikten sonra onu tedavi etmek mi?'  şeklindeki bir soruya cevap; hiç şüphesiz, bulaşıcı hastalıklar önlenebilir  hastalıklar olduğu için koruyucu sağlık hizmetleri sunumu kapsamında aşıyla  bağışıklama yapılmasının daha doğru olduğudur."

 "Aşı ölümcül bulaşıcı hastalıklardan koruyan en önemli faktör"

 Doç. Dr. Aydoğan, "Özellikle, çocuklarda sakatlık yapan ve ölümcül  olan birçok bulaşıcı hastalıktan korunmanın yolu, çocukluk döneminde ulusal  olarak Türkiye'de önerilen Sağlık Bakanlığı'nın ulusal aşılama programına  kayıtsız ve şartsız uymaktan geçmektedir. Sağlıklı bir toplum için, geleceğimiz  olan çocuklarımızın çocukluk çağında yapılması gereken aşılarının tam ve eksiksiz  olarak uygulanması oldukça önemli." diye konuştu. Ebeveynlerin, ulusal olarak önerilen aşı programlarına uyum ve  farkındalığının en üst seviyede olmasının, bu sürecin sağlıklı bir şekilde devam  etmesini sağlayacağına işaret eden Aydoğan, şöyle devam etti:

"Dünyada her yıl milyonlarca çocuğun ölmesinin nedeninin bulaşıcı  hastalık olduğu ve bunların da büyük bir bölümünün aşıyla önlenebileceği  kesinlikle unutulmamalıdır. İnsanların sağlıklı bir yaşam sürmesine fırsat veren,  ömrümüzün uzamasını, sakatlık ve ölüme neden olan bulaşıcı hastalıklardan  korunmamızı sağlayan en önemli faktörün, doğum itibarıyla başlayan, çocukluk çağı  ve yaşlılık dönemi dahil yetişkinlik döneminde de devam eden aşılama programları  olduğu gerçeğini akıldan çıkarmamalıyız. Örnek olarak, bir dönemin korkulan  hastalığı olan, salgınlara ve ölümlere yol açan çiçek hastalığı, aşılama  sayesinde yeryüzünden silinmiştir. Diğer bir örnek ise pek çok çocuğun sakat  kalmasına ve hatta ölümüne neden olan çocuk felcidir. Yine yapılan aşılama  sayesinde 1998 itibarıyla çocuk felci ülkemizde görülmemekte ve arındırılmış ülke  kapsamına girmiştir."

"Aşı reddi sağlıksız nesillerin yetişmesine neden olacaktır"

 Aydoğan, aşıların doğru uygulandığı sürece oldukça güvenli ve etkili  olduklarını vurguladı.Aşı uygulamalarında zaman zaman enjeksiyon yerinde kızarıklık, ağrı,  şişme, ateş ve döküntü gibi geçici ve hafif yan etkiler görülebileceğini dile  getiren Aydoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bazı bulaşıcı hastalıların yeryüzünden silinmesi veya sakatlık ve  ölüme neden olmaması için hem birey hem aile hem de toplum olarak ulusal aşılama  programlarına karşı farkındalık ve bu programlara uyumumuzun yüksek olması  gerektiğini hiçbir zaman unutmamalıyız. Aşılama, aktif olarak güçlü bir  bağışıklama sağladığı gibi, son yüzyılın maliyet olarak da en etkin  yöntemlerinden birisidir. Bu koruyucu sağlık uygulamasına karşıt olan görüşler,  yani 'aşı reddi' hem bireysel hem de toplumsal olarak sağlıksız nesillerin  yetişmesine neden olacaktır. Aşı reddi sadece bireysel değil, toplumsal bir  tehdit.

 Dünyaya gözlerini yeni açmış savunmasız çocuklarımızın ebeveyn olarak  bizlerin sorumluluğunda olduğu hiçbir zaman unutmamalı ve sağlığını tehdit eden  bir bulaşıcı hastalık ile mücadele etmek zorunda kaldığında bunun vicdani yükünün  nasıl taşınabileceği de düşünülmelidir. Büyüme ve gelişimini tamamlamış, eğitim  ve öğretim hayatını kesintisiz bir şekilde devam ettirebilen, geleceğe umutla  bakan, hayallerini ve beklentilerini gerçekleştirebilme imkanı bulabilen sağlıklı  çocukların yetişmesi için aşı ile bağışıklamanın ebeveyn olarak bilincinde olmalı  ve ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından her yıl gereklilikler doğrultusunda  güncellenen ulusal aşılama programlarının uygulanmasında toplumun en küçük yapı  taşı olan bireyler olarak yardımcı olmalıyız."

Diğer Sağlık ve Beslenme Haberleri için tıklayın


2018.09.04 18:26 - Son Güncellenme: 2018.09.04 18:26 - Gülcan Tekin
A