17 Ağustos ve Bursa'nın depremselliği konuşuldu

17 Ağustos ve Bursa'nın depremselliği konuşuldu

Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Türkiye'de Kentsel Dönüşüm Master Planı yapan ilk belediye olduklarını belirterek, "Depreme dayanıklı binalarla yaşam alanları oluşturan ve planlı şehirleşmenin önünü açan projeleri şehrimize kazandırmak için çalışıyoruz" dedi.

2018.08.16 15:42 - Son Güncellenme: 2018.08.16 19:39 - Bursa Bölge
A
17 Ağustos ve Bursa'nın depremselliği konuşuldu

17 Ağustos Marmara Depremi'nin 19. yıldönümünde Osmangazi Belediyesi tarafından deprem bölgelerinin tespiti ve afet zararlarının azaltılmasıyla ilgili deprem uzmanlarının katılımıyla "17 Ağustos ve Bursa'nın Depremselliği" konulu bir toplantı düzenlendi. Toplantıya konuşmacı olarak katılan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Eskişehir Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu ve Doç. Dr. Muammer Tün, deprem araştırmaları ve raporlarının yanı sıra Bursa'da yapılacak deprem çalışmalarına yönelik bilgiler paylaştı.

OSMANGAZİ'DE 4 MÜDAHALE BÖLGESİ

Toplantının açılış konuşmasını yapan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Bursa'nın deprem tehlikesi karşısında önemli kırılganlıklara sahip büyükşehirlerden biri olduğuna dikkat çekerek, belediye olarak Bursa'nın 1. Derece deprem kuşağında yer aldığı gerçeğinden hareketle çalıştıklarını söyledi. Belediye bünyesindeki mimarlar, uzmanlar, şehir plancıları ile birlikte, akademik odaların ve üniversitenin de desteğini alarak 2011 yılında Şehircilik Akademisi'ni kurduklarını belirten Dündar, "Şehircilik Akademisi ile kentsel dönüşüm projeleri ve planlı bölgeler oluşturmak, deprem riskine karşı alınacak tedbirleri belirlemek ve uygulamak, şehrimize estetik ve vizyon kazandıracak yatırımlar oluşturmak üzerine çalışmalar yaptık. Şehrimizin 30 yıllık vizyonunu şekillendirmek için kurduğumuz Şehircilik Akademisi ile ayrıca; Türkiye'de Kentsel Dönüşüm Master Planı yapan ilk belediye olduk. Master Plan çalışmaları kapsamında ilçemiz genelinde; ulaşım, bina kullanımı, sosyo-ekonomik yapı, kat adetleri analizi, afet riskli ve koruma alanlarının tespitini yaptık. İlçemizi kentsel yenileme, kentsel tasarım, kentsel iyileştirme ve kentsel yeniden oluşum olmak üzere 4 farklı müdahale bölgesine ayırdık" dedi.

5 FARKLI NOKTADA DEPREM İSTASYONU KURULDU

Başkan Dündar, ayrıca her bölgedeki zemin yapısına ilişkin bilgiler neticesinde Anadolu Üniversitesi Uzay ve Yer Bilimleri Enstitüsü işbirliğiyle 5 farklı noktaya deprem istasyonu kurduklarını ifade ederek, "Bu istasyonlarımız; Armutköy, Mollafenari, Hamitler, Çırpan ve Demirtaş Mahallelerinde yer alıyor. Deprem izleme istasyonlarımız kurduğumuz bölgelerdeki irili ufaklı birçok toprak hareketini ölçerken, 'Saroz Depremi'ni de kaydetti. İstasyonlardan elde edilen veriler eş zamanlı olarak Ulusal Deprem Yer Hareketi İzleme Ağı ile paylaşıldı ve şehrimizdeki deprem etkisi hakkındaki bilgiler anlık olarak yetkililere ulaştırıldı. Ayrıca veriler, AFAD ve Kandilli Rasathanesi'yle de anlık paylaşılıyor" diye konuştu.

"SOĞANLI; SAĞLAM YAPI, GÜVENLİ GELECEK"

Bütün bu çalışmalar sonucunda elde edilen verilerle çalışma şeklini, alanları ve müdahale türlerini belirleyerek 'Kentsel Dönüşüm' çalışmalarını başlattıklarını anlatan Dündar, "Deprem gerçeğini göz önünde bulundurarak hem sahip olduğumuz tarihi mirası hem de planlı şehirleşmenin önünü açmak amacıyla Türkiye'deki en kapsamlı örnek kentsel dönüşümü Soğanlı'da hayata geçirdik. Türkiye'ye örnek ve Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da ideal gösterdiği zemin+5 kat olarak inşa ettiğimiz ve yaşamın başladığı bölgede, 2 bin 161 konut yer alıyor. Sağlam yapı, güvenli gelecek kapsamında; 1999 depreminden sonra Osmangazi'de güvenliği tehdit eden ve riskli bulunan toplam 3 bin 935 bina yıktık. Ayrıca, 11 bin 953 binaya yapı, 53 bin de daire ruhsatı verdik. Şu anda Osmangazi'de 212 bin kişi daha güvenli konutlarda yaşıyor diyebiliriz" dedi.

Osmangazi Belediyesi olarak deprem başta olmak üzere yaşanabilecek tüm afet türlerine karşı hazırlıklı olma ve önlem alma amacıyla yürütülen bilimsel projelere her zaman katkı sağladıklarını belirten Başkan Dündar, "17 Ağustos 1999 depreminde hayatını kaybeden tüm hemşehrilerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Bizler, depreme dayanıklı binalarla yaşam alanları oluşturan ve planlı şehirleşmenin önünü açan projeleri şehrimize kazandırmak için çalışıyoruz. Bizler bu hassasiyetle çalışırken değerli hemşehrilerimizin de aynı özeni göstererek oturdukları binaların deprem ve afet risklerine karşı korunmuş olmasına dikkat etmelerini ve kaçak yapılaşmadan uzak durmalarını özellikle rica ediyorum" ifadelerini kullandı.

"MARMARA'DA ENERJİ BİRİKMEYE DEVAM EDİYOR"

Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu, Bursa ve çevresinde yaklaşık yaptığı jeofizik araştırmalar, sismik yansıma deney çalışmaları ve ortaya çıkan fay haritasıyla ilgili bilgiler verdi. Sismik çalışmanın cihaz kullanılmadan gözlemle yapılan çalışmalar olduğunu belirten Ecevitoğlu, "Gözlemlerimize göre, Marmara'da enerji birikmeye devam ediyor. Bu yüzden 17 Ağustos'ta enerji boşaldı, artık rahatız diyemeyiz. Sürekli kırıklardan bir hareket var" dedi.

Doç. Dr. Muammer Tün de çalışma yaptıkları bölgelerde Bursa'nın stratejik öneme sahip bir şehir olduğunu belirterek, "AFAD'a önerdiğimiz güdümlü projede çalışacağımız illerin başında Bursa geliyor. Bursa'daki aktif fay durumu halen ortaya net bir şekilde konulamamıştır. Bursa'da geçtiğimiz günlerde saha jeolojisi çalışması yaptık. Berkan hocamızın ortaya koyduğu, Bursa ovasını Uluabat'tan Yenişehir'e kadar boydan boya geçen tek parçalı bir fay sistemi mi çalışıyor bunu test edeceğiz. Hangi sistemin büyük tehlike oluşturabileceğini ortaya koyacağız. Bir nevi yerin röntgenini çekeceğiz. Bu teknolojiye sahibiz" diye konuştu. Tün, projelerine en büyük destek veren belediyelerden birinin Osmangazi Belediyesi olduğunu ifade ederek Başkan Mustafa Dündar'a desteklerinden dolayı teşekkür etti.

"DOĞAL OLAYLARI AFETE ÇEVİREN BİZİZ"

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat da, Türkiye Deprem Tehlike Haritası üzerinde bilgiler paylaştı. Depremlerin, yağmur ve dolu gibi bir doğal olay olduğunun altını çizen Kalafat, "Doğal olayları afete çeviren toplum olarak biziz. Deprem öncesinde bilinçli olsak, şehirlerimizi depreme dayanıklı şekilde inşa etsek; deprem, en fazla 45 saniye süren bir doğa olayı. Bunu yağmurun ve dolunun yağması gibi bertaraf etmek mümkün. Maalesef, tedbir almadığımız için orta büyüklükteki depremler bile ülkemizde yıkıcı olabiliyor" dedi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Marmara bölgesinin deprem gerçeğini bölgeyi 'gladyatör arenası'na benzeterek ortaya koydu. Marmara bölgesinin iki ayrı gladyatörü olduğunu, bunlardan birinin Kuzey Anadolu Fay Hattı diğerinin ise Batı Anadolu'daki düşey atılımlı rejim olduğunu kaydeden Kalafat, "Doğal olayları afete çeviren toplum olarak biziz. Deprem öncesinde bilinçli olsak, şehirlerimizi depreme dayanıklı şekilde inşa etsek; deprem, en fazla 45 saniye süren bir doğa olayı. Bunu yağmurun ve dolunun yağması gibi bertaraf etmek mümkün" dedi. 

17 Ağustos Marmara Depremi'nin 19'uncu yıl dönümünde Osmangazi Belediyesi tarafından deprem bölgelerinin tespiti ve afet zararlarının azaltılmasıyla ilgili deprem uzmanlarının katılımıyla '17 Ağustos ve Bursa'nın Depremselliği' konulu toplantı düzenlendi. Toplantıya konuşmacı olarak katılan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Eskişehir Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu ve Doç. Dr. Muammer Tün, deprem araştırmaları ve raporlarının yanı sıra Bursa'da yapılacak deprem çalışmalarına yönelik bilgiler paylaştı. 

"Deprem 45 saniyelik doğa olayı afete çeviren biziz" 
Marmara bölgesindeki deprem gerçeğini bölgeyi gladyatör arenasına benzeterek vurgulayan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, bölgedeki fay hatlarının hareketli ve birbirini tetikler nitelikte olduğunu söyledi. Kuzey Anadolu Fay Hattının 1939'da Elazığ depremiyle başlayıp 1999 yılı Gölcük depremiyle sonlanan 60 yıllık süreçte doğudan batıya doğru göç hareketinde bulunduğunu belirten Kalafat, "Bölgede 2 ayrı gladyatör var biri Kuzey Anadolu Fayı diğeri Batı Anadolu'daki düşey atılımlı rejim ikisi de hareketli ve birbirini etkiliyor" dedi. Depremin yağmur ve dolu gibi bir doğa olayı olduğunu hatırlatan Kalafat, "Doğal olayları afete çeviren toplum olarak biziz. Deprem öncesinde bilinçli olsak, şehirlerimizi depreme dayanıklı şekilde inşa etsek; deprem, en fazla 45 saniye süren bir doğa olayı. Bunu yağmurun ve dolunun yağması gibi bertaraf etmek mümkün. Maalesef, tedbir almadığımız için orta büyüklükteki depremler bile ülkemizde yıkıcı olabiliyor" dedi. 
İstanbul ve çevresindeki deprem riskini de 40 yıl içerisinde 7.0 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 70 olduğunu hatırlatarak vurgulayan Kalafat, 90 yıl içerisinde bu riskin yüzde 95'e yükseleceğini belirtti. 

Bursa'da 14 diri fay var 
Bursa ve ilçelerinin 1966 yılında yayımlanan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan deprem bölgeleri haritasında birinci derece deprem bölgesi içerisinde bulunduğunu hatırlatan Kalafat, "Bursa'da Kuzey Anadolu Fayının İznik Gölü'nün güneyinden Gemlik Körfezi'ne uzanan orta kolu ile Yenişehir - Bursa'dan geçen güney kolu bölgenin depremselliğini önemli ölçüde belirlediğini Bursa'da Soğukpınar Fayı, Ulubat Fayı, Mustafakemalpaşa Fayı, Orhaneli Fayı, Bursa Fayı, Barakfaki Fayı, İnegöl Fayı, Gençali Fayı, Zeytinbağı Fayı, Karacabey Fayı, İznik-Mekece Fayı ve Gemlik Fayının hareketli olduğu bölgenin Kuzey Anadolu Fayı ve Batı Anadolu'nun açılma rejimi etkisi altında karmaşık bir tektonik yapı gösterdiğine dikkat çekti. 1855 yılında yaşanan ve Ulucami'den kapalı çarşıya kadar şehrin büyük bir bölümünün zarar gördüğü Büyük Bursa depreminin üzerinden 163 yıl geçtiğini, geçen bu sürede plakalar arasında 3'er metrelik ilerleme olduğunu, bu ilerlemenin de 6 şiddetinde bir deprem enerjisinin birikmesine neden olduğunu belirten Kalafat, "Gerek şehrin çok hızlı büyümesi, gerekse aktif faylara olan yakınlıkları deprem riskini arttırmaktadır. Bu yüzden bu coğrafyada öncelikli olarak yapılacak olan tüm yapıların başta hastaneler, okullar, kamu binaları, spor salonları ve geçici iskan-barınma olanağı olabilecek tüm önemli yapı unsurlarını öncelikli olarak depreme güvenli olarak inşa edilmeleri veya ehil ellerde bilinçli bir şekilde güçlendirilmeleri gerekmektedir. Marmara bölgesinde veya denizinde olabilecek büyük bir deprem Bulsa ili ve çevresinde de etkili olacaktır. Bu bakımdan burada yaşayan halkımızın ev alırken veya ikamet edeceği konutların muhakkak depreme dayanıklı olarak inşa edilip edilmediğini sorgulamaları gerekmektedir" diye konuştu. 

"Hareketlilik devam ediyor" 
Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu ise Bursa ve çevresinde yapılan sismik deneylerde Marmara'da enerjinin birikmeye devam ettiğini belirtti. Ecevitoğlu, "17 Ağustos'ta enerji boşaldı, artık rahatız' diyemeyiz. Sürekli kırıklardan bir hareket var" diye konuştu. "En büyük gladyatör ise Marmaris'te kalkanıyla dayanmış bekliyor" diyerek Marmaris'te olası bir depreme dikkat çeken Ecevitoğlu, Marmaris ve Datça'daki sismik hareketliliğe dikkat çekti. 

Doç. Dr. Muammer Tün ise AFAD'a önerdikleri güdümlü projeye en büyük desteğin Bursa Osmangazi Belediyesinden geldiğini belirterek, Bursa'da önümüzdeki günlerde bir nevi yerin röntgenini çekip Bursa'daki aktif fay durumunu kesin olarak ortaya koyacaklarını söyledi. 

Diğer Bursa Haberleri - Bölge Haberleri için tıklayın


2018.08.16 15:42 - Son Güncellenme: 2018.08.16 19:39 - Gülcan Tekin
A