Londra Doğa Tarihi Müzesi açıkladı: Dinozorlar dünyaya dönebilir mi?
Dinozorların yeniden dünyaya dönmesi fikri kimi için çok büyüleyiciyken kimileri için de oldukça korkunç gözükebilir. Bilim insanları dinozorları geri döndürmenin olası ihtimalleri hakkında araştırmalara her sene hız kesmeden devam ediyor.
Gerçek hayattaki bilim insanları bile evrimsel sürecin bizi Tyrannosaur'ların zamanına geri götürüp getiremeyeceği konusunda büyük merak içinde. Ancak Londra Doğa Tarihi Müzesi'nde omurgalı paleontoloğu olan Susie Maidment, Jurassic Park'taki gibi amber içinde milyonlarca yıl saklanan DNA dolu sivrisineğin soyu tükenmiş bir dinozorun yeniden oluşmasına yardımcı olabileceği fikrini reddetti.
Maidment yaptığı açıklamada, "Dinozorların zamanından kalma sivrisineklerimiz ve ısıran sineklerimiz var ve bunlar amber içinde saklanıyor. Fakat kehribar bir şeyleri koruduğunda, yumuşak dokuları değil kabuğu koruma eğilimindedir. Yani kehribarda sivrisineklerin içindeki kanın korunmasını sağlayamazsınız" dedi.
Araştırmacılar dinozor fosillerinde kan damarları ve kolajen buldular, ancak bu bileşenlerin içinde gerçek dinozor DNA'sı bulunmuyor. Kolajen veya diğer sağlam proteinlerin aksine DNA çok kırılgandır ve güneş ışığının ve suyun etkilerine karşı hassastır. Fosil kayıtlarındaki en eski DNA yaklaşık 1 milyon yaşındadır ve dinozorların nesli yaklaşık 66 milyon yıl önce tükenmiştir.
Birleşik Krallık'taki Northampton Üniversitesi'nden genetikçi Jamal Nasir, dinozorların ölümden evrimleştiği fikrini göz ardı etmeyeceğini söyledi. Evrimin sabit veya planlı olmadığını söyleyen Nasir, "Evrim büyük ölçüde stokastiktir (rastgele belirlenir) ve evrimin mutlaka ileri yönde gitmesi gerekmez; birden fazla yöne sahip olabilir. Dinozorlara geri dönmenin daha muhtemel olduğunu düşünüyorum, çünkü dinozorların yapı taşları zaten oradalar" diye konuştu.
Nasir, elbette dinozorların yeniden ortaya çıkması için doğru koşulların mevcut olması gerektiğine dikkat çekerek "Açıkçası, genomlarımızı, fizyolojimizi ve kontrolümüz dışındaki davranışlarımızı bozabilecek viral salgınlar hayal edilebilir" dedi. Habertürk'te yer alan habere göre, bu durum evrimin antik sürüngenleri yeniden icat etme yolunda ilerlemesi için doğru koşulları yaratabilir.
Maidment, ayrıca dinozorların hiçbir zaman tümüyle yok olmadığını söyledi. Kuşların et yiyen dinozorlardan evrimleştiğini, dolayısıyla kesin biyolojik tanımla bu ortak atadan evrimleşen her şeyin, aynı anatomik özellikleri paylaşan bir dinozor olduğunu söyledi.
Maidment, "Dinozorlar hala bizimle. Dinozorların neslinin tükendiğini söylüyorlar ama yalnızca kuş olmayan dinozorların nesli tükendi. Kuşlar dinozordur ve kuşlar hâlâ evrimleşiyor, dolayısıyla yeni kuş türlerinin evrimleştiğini kesinlikle göreceğiz ve bunlar da yeni dinozor türleri olacak" ifadelerini kullandı.
Hatta bazı bilim insanları, bir tavuğu "tavuk dinozoru" olarak adlandırılan bir dinozora dönüştürmeye çalışarak evrim süreciyle bile uğraşıyorlar. Ancak Washington Üniversitesi Burke Müzesi'nde araştırma görevlisi olan Jack Horner, daha önce verdiği demeçte, bu canavarın, eğer meyve verirse, bir dinozorun kopyası değil, değiştirilmiş bir tavuk olacağını söyledi.